Duyurular

Diğer Diller İçin Çeviriciyi Kullanın

Translate

SUN


Bu Roman olarak ilk denenmem
1.BÖLÜM Tanıtım


Ben mütevazi,kendi halinde,kimseye zararı olmayan orta halli bir ailenin 2. çoçuğuyum.Ailem göçmen ve tam bir Osmanlı ailesiydi..Dedemi zar zor hatırlıyorum.1.90 boylarında iri kemikli,cüsseli sarışın bir dev gibiydi.Kuyuculuk yapar,tüm memleketi gezerdi..Bizde adetlere sıkı bağlılık vardı.Örneğin gelinler sofraya oturmaz,ayakta bekler,hizmet ederdi.Çocuklarını büyüklerin yanında kucağa alıp sevmek ayıptı.
Annem çakır gözlü sarışın ama minyon birisiydi.Babam annemi hiç görmeden evlenmişti.Onu ilk kez duvağı açınca gördüm.Bazen soruyordum ya annem kör veya topal yada çirkin birisi olsaydı.Babam derdi o kadar değil büyüklerimiz görmüştü..Artık ne çıkarsa bahtımıza deyip anneni kabullenecektim.
Babam bu adetlerden rahatsız olup memleketi terk etmiş ve önce akrabalarının olduğu Bursaya gitmiş...Orada yapamayınca kardeşinin yanına İzmire gelmiş..Asıl mesleği berbercilik olan babamı Gaziemirdeki berber dükkanını hatırlıyorum...
Babam iş bulabilmek için Gazemirden o zamanların İzmir merkezi olan Basmaneye kadar tren yolundan yaya gidermiş..(en az 10 km)
Babam çok çalışkan biriydi..Parası yetmediği için akşamları ne iş bulursa çalışıyordu..Onu Birket yaparken hatırlıyorum.Harcı karar,hazırlar..Makinede kalıba alır sonra kuruması için dizerdi..
Geceleri inşaatlarda çalışırken kendini geliştirip sıva,tuğla örmesini,kalıp hazırlayıp beton dökmeyi iyice öğrenince inşaatçılığa başlamış..
İlk zamanlar hatırlıyorum..Dedem bize misafirliğe geldiğinde kahvaltıda zeytinleri bütün bütün yeyince biz çok şaşırmıştık.Biz bir zeytini katık yapıp üç lokmada yiyorduk..Yani durumumuz İzmire geldiğimizde pek iç açıcı değilmiş...
Daha sonra Karabağlara taşınmıştık.Biraz kirada kaldık.Sonra babam bir arsa aldı ve içine iki oda yaptığında üst beton atılmadan üzerine kilim sererek yuva haline getirdiği ve benim çocukluk ve gençlik yıllarımı geçirdiğim eve taşındık..Bu ev önce üstü açık iki odayken sonra salonu ve bir odası daha derken büyüdü.İki katlı oldu,Bakçemiz önce dükkan ve üstüne iki kat daha çıkıldı.Hala annem ve kardeşlerim o evde ikamet ediyorlar....Mahelle bağ bahçelik,meyve ağaçlarıyla doluydu.Bizim bahçede nar ağaçları vardı...
Mahallede  on kadar yaşıtım çocuk vardı ve ben onların lideriydim...Akşamları tüm aileler birinin bahçesinde toplanır,yemekler yenir,sonrasında da tombala oynanırdı.Çok güzel bir iletişim vardı.Hepsi Anadolunun farklı yerlerinden gelen bu aileler harika bir işbirliği içindeydi.Ben aç kaldığımda hangi komşuya gidersem gideyim buzdolabını açar istediğimizi yer,istersek o evde uyurduk bile...
Ben yüzmeyi önümüzde akan ,içinde balıklar bulunun derede öğrendim.Şimdi o dere boklu dere diye bilinen körfeze lağım taşıyan pis bir deredir...
İlk ve son babamdan dayağı da bu dere yüzünden yemiştim.Babam artık dereye girmeyin.Millet kanalizasyonlarını bağladı.Zeytin yağ fabrikası zırnık(siyah zehirli su ki ilk aktığında deredeki bütün balıklar ölmüştü) akıtıyor diye uyarmıştı.Dereye girmemizi de yasaklamıştı..Bahçemizdeki incir ağacının yanında kuyumuz vardı.Babam beni derede yakalayıp eve getirdiğinde demir bir çubuk eline geçirdi ve kıçıma vurdukça soruyordu gircenmi bir daha...Ban korkudan gircem babacığım dedikçe bir çubuk daha kıçımda patlıyordu.-Gircenmi.-Gircem babacığım..ve devam...Dedem babamın elini tutu ve dediki girmicen mi diye sor...Babamda vurduktan sonra sordu
Girmicenmi
-Girmicem babacığım..
ve kurtuluş..Dedem sağolsun..
Ben İlk okula bir yaş küçük başladım.Mahalle arkadaşlarıyla birlikte gidip gelelim diye.Okula alırken o yıllar 20 ye kadar saydırıyorlardı.Güzel annem beni okula getirdi.Müdürün odasında saymaya başladım 19 sonra 11 bir türlü 20 yi hatırlayamıyorum.Sayıyorum sayıyorum 19 sora 10 gibi.Annem müdürden izin alıyor ,beni bahçede gezdirirken saydırıyor.tamam.sayabiliyorum.Müdürün karşısına gelince yine 20 yok..Sonunda nasıl oldu bilmiyorum ama müdür beni aldı.Ben okulun matematikçileri arasında ilk üç oldum..Kırmızı bir kurdeleyle bizi ödüllendiriyorlardı.Tüm okul bu matematikçileri yani bizi biliyorlardı.Bazen 3. sınıftayken bizi beşinci sınıfa götürüp problem çözdürüyorlardı.

--------
Gençlik Yılları Bölümü
---------
Lise bittiğinde ülkem o kadar karışık bir durumdaydı ki,herkes birbirini öldürüyordu.Sağ,sol çatışmaları almış başını gidiyordu.Bıyığın şöyle,giyimin böyle,bana dik baktın....ve çek silahını öldür...
Yaşam savaşı vermişiz de haberimiz yokmuş...Mahalleler ayrılmıştı,eve gidebilmek için  bir sürü mahalle dolaşıyorduk.
İzmir sol ağırlıklı guruplardan oluşuyordu.Daha sonra sol guruplarda kendi aralarında bölündüler..Yaşam yine aynı..Sen böylesin.ben şöyleyim..Yine kan ve yine ölüm..
İşte böyle bir ortamda babam İzmir dışında seni asla okutmam.Ölüme kendi ellerimle göndermem diyerek İzmir dışında okumamızı yasaklamıştı...
Neyse..Ben pilot olmak istiyordum..Yada makine mühendisi,elektronik mühendisi...Biz tercihlerimizi sınavdan önce yapıyor sonra sınav oluyor ve kazanıp kazanmadığımız belli oluyordu..
Sonuçta yüksek puan alsam da Ortadoğu,İTÜ gibi puanı yüksek okullar yazdığım için üniversiteyi kazanamamıştım...Pilot olmak için Hava Harp Okulunu kazanmak gerekiyordu..İstanbula gittik.Sınava girdim..Spor ve yeteneği geçmeme karşılık yazılı sınavı geçemedim..Seneye yeniden girme şansım vardı..Ama ben pilot olmak istiyordum..Oysa asker oluyordum..Ve pilotluktan da vazgeçmek zorunda kaldım..
Sonunda Ülkemde darbe oldu ve ben yetenek sınavıyla Buca Eğitimi kazandım...Yani öğretmen oluyordum..Öğretmenlerimin ahı tutmuştu..Biraz hareketli bir gençtim...İnşallah öğretmen olursun da bize yaptıklarını öğrencilerin sana yapsın...
Çok iyi bir sınıfımız vardı.Birbirimize kenetlenmiştik.Üst sınıfların bizi sıkıştırması fayda etmemiş,direnmiş ve kazanmıştık...Çok güzel bir birlikteliğimiz vardı.Her şeyi paylaşıyor,birbirimize yardımcı oluyor,haklarımızı da yedirmiyorduk.Bucada örnek bir sınıf ve gurup olduk..
Aşlar,meşkler,kavgalar,mutluluklar,sıkıntılar derken mezun olduk..
Atamalarımız hemen yapıldı.Anadolunun birçok ilinde çalıştık.Tabi İzmir bambaşkaydı,anılarımız hep burdaydı...Sonunda İzmire geldik....


-------------
Arkadaşlarımla İzmirde yıllar sonra karşılaştık.Yaşımızı almış,bir sürü badireler atlatmış,memleketi tanımış,insanlara faydalı olmuş,yeniden donanmış olarak geri dönmüştük...


-------------
ANA BÖLÜM
-----------
Emekli olmuştuk...
Çocuklar büyümüş,dertler değişmişti,İş,Aşk hatta çocuklarımız evlilikten bahsediyordu...
Emeklilik...artık yıllarımızı verdiğimiz mesleğimiz yoktu...Hergün kalkıp işe gitmiyorduk..Hayatımızda müthiş değişiklikler başlamıştı..Biz yavaş yavaş bunun farkına varmaya başlamıştık.
İlk şoku belediye otobüsünde yaşadık..Artık öğretmen kartımız çalışmıyordu..Yani indirimli ulaşım yoktu artık..Aldığımız ücret azalmış ama otobüs ücretimiz iki katına çıkmıştı...
Belli bir süre böylece boş boş yatarak geçti...Bir şeyler yapmalıydık..

----------------
ANA BÖLÜM  (Bir gün gerçekleştirebilirsem çok sevinirim)
------------------

İzmire yakın deniz gören bir köy aramaya başladık,Toprakla uğraşalım,kirası ucuz olur...gibi nedenlerle ...
Sonunda ..
Gezdik,arkadaşlarımıza sorduk,soruşturduk...ve sununda Urlaya bağlı deniz kenarında Azmak diye bir yer vardı.Burası yerleşim yerlerinden oldukça uzak,çorak ve dağlık bir araziydi.Harika bir denizi ve küçük bir koyu vardı.
Devletten 50 yıllığına burada kocaman bir arazi kiralamıştık.Arazide ne su,ne de elektirik vardı...Ulaşım denizden Sığacığa(Seferihisar'a Bağlı),karadan ise bozuk yollarla Urlaya bağlanıyordu..

Ne yapacaktık...Öncelikle barınma için bir ev veya buna benzer bir yapı oluşturmamız lazımdı.
Düşündük taşındık,Masraflı bir işti bu ,Ne yapsak acaba.
Konteyner evler vardı.8-10 bin lira arasıda.Ulaşım çok kötü olduğundan nasıl getirecektik....

Karabağlarda oturan abimlerde çay içerken,
 Bahçe almışsın hayırlı olsun...Nasıl bir yer diye sordum...
Anlattı güzel fakat elektrik yok,yanından dere geçiyor..İşim zor olacak derken sordum.Konteyner evler var alalım sana deyince güldü...Onu bir sürü paraya alacaksın..Sonra Bir sürü paraya taşıtacaksın.yerini hazırlayacaksın..Bir sürü masraf ...Ben kolayını buldum....
Şaşırmıştım sordum..Nasıl....
Bir sürü hurdaya çıkmış otobüs var birini alıp koyacağım.Canım sıkılırsa da yerini değiştireceğim.Hemde taşıma parası vermeyeceğim.....
Olur mu ya böyle bir şey....Ne var kardeşim.Yaşı dolmuş otobüsleri hurdaya çıkarıyorlar..Yani trafiğe çıkamıyorlar...Ve parçalanıyorlar..Hurda fiyatına da satılıyor.....
Kafama yatmıştı bu fikir....
Bana çalışır vaziyette böyle bir otobüs bulabilirmisin....
Paradan haber ver Tabiki bulurum....
Sen araştırmanı yap...Buluncada beni ara......

Harika bir fikirdi..Hemde Elektiriği de vardı. Olurmuydu acaba....Otobüs bizim oraya getirilebilirmiydi...

Oğlumun denizde kullandığı küçük bir çadır vardı.Yüklükten arayıp bulduk,Kontrolünü yaptık...Bir de Artvinde çalışırken Ruslardan aldığım izci çadırı vardı 40 kişilik..Onu da bulduk...Suyumuzu yiyeceğimizi,kazma,kürek ve alet çantalarımızı aldık....
Sabahım karanlığında yola çıktık..Gün yeni doğmuştu ki biz araziye ulaşmıştık...Azmak kıyısına vardık..Köylülerin Azmak kıyısını kiralayıp tesis kurdukların gördük...Tesise girmek paralıydı,Ancak su,yiyecek  vs. bulunuyordu.....
Tesisi yöneticisiyle tanıştık ve yandaki kıraç araziyi de bizim kiraladığımızı öğrenince bizi tanımaya çalıştı...Ne idüğü belirsiz insanlar buralara gelip yerleşiyor,buranın huzurunu bozuyor....Kusura bakmayın o yüzden sizi böyle sorguya tabi tuttuk...Sizi ve ailenizi sevdik..Bir ihtiyacınız olunca yardımcı oluruz...
Neyse biz tanıştıktan sonra Bize ait bölüme geçip  tesislerden çok uzak olmayan bir bölüme yerleşmeye karar verdik....
Ben çadırla çok aşina birisi değildim...Bizim oğlanlar hemen yeri temizlediler.Taşlık bir alan olduğundan kazma ve küçük çapalarla taşları toparlayıp yeri olabildiğince düzelttiler..Ve Küçük çadırı kurdular...Yatacak yer hazırdı....
Büyük çadır için hemen üzerindeki biraz düz olan araziyi de temizleyip kurduk..Bu büyük çadır bizim için çok önemliydi..Arabayı da içine koyabiliyorduk.O bizim yaşam alanımızdı...Malzemeleri boşalttık,Gölgeliklerini kurduk...Saat 10 olmuştu...Dinlenmeye çekildik..Yani tesise gidip güzelce bir çay içtik...
Tesis sahibi Erkan bey de bize katıldı.Abi kusura bakma ama bu çorak arazide ne işin var.Gelseydin biz sana köyden güzel bir yer verseydik...
İnşallah oda ulur dedim...Ama yer alacak paramız mı kaldı.Emekli olduk ev kredisini öde,Diğer kredileri öde.İnan ki elimizde çok bir şey kalmadı..O yüzden kiralama yolunu seçtik....
Abi buradan bir halt olmaz...Ne birşey yetişir.Nede denizi var.Burası çok rüzgar alır..Senin arazide su da yok,zaten çıkmasıda zor.Çıksa bile tuzludur.
Çok büyük hata yapmışşın..
Ben de emekli olunca yapacak birşey bulamadım.Buralarda oyalanacağız..Yoksa ben yıkılır,aniden çökerim..Sayenizde deniz de yapmış olurum..Hiç olmazsa harika bu koydan yararlanmış olurum...
Yalnız biz burada tatilci değiliz biliyorsun.Öyle her gelişimizde giriş parası alırsan biz şimdikten batarız...Abi öyle şey olurmu...İstediğiniz zaman gelin.Hatta kalabilirseniz burada yatın..Yeriniz size zor yetiyor....Bak orada bungalovlar var birini size sezonluk kiralayabilirim...Bakalım olmazsa öyle yaparız.....İstediğiniz zaman gelin,Denize girin biraz soğuktur ama çok temiz ve güzeldir...

Bizim çadıra geldik..Araziye bakıp moralimiz çok bozuluyordu..Bir keşif gezisi yapmaya karar verdik..Büyük bir tepe,balık sırtı gibi çok dik olmayan,bir tarafı denize dayanıyordu.Deniz tarafı sarp ve dik bir bölgeydi ve kıyıları denize inmeye çok müsait değildi..Sırtın deniz tarafı çalılarla kaplıydı.Denizden uzak tarafı küçük bir vadi şeklinde çukur bir arazi ve içinde bodur bazı bitkiler vardı..Yani  kıraç ve oldukça çıplak bir araziydi...
Oysa biz bağ,bahçe işleriyle uğraşacaktık...Ama illa da deniz görsün istiyorduk...Tüm kıyılar birileri tarafından tutulmuştu..Yeşil alanlar,sulu alanlar kapışılmıştı...30 yıl karı koca çalıştıktan sonra...küçük bir bahçe bile alamamıştık...
Tesadüfen okulumuza ek bina inşaatı yapılacaktı. Alanda bulunan  çamları kesebilmemiz için gelen orman bakanlığı yetkilileriyle sohbette böyle arazi kiralama yöntemini duymuştum...Onlar sayesinde bizim olmasa da kıraç,kurak,ama denizi gören bir arazi şimdilik bizimdi...Ne yapalım hiç olmazsa tatil yaparız..Burası Azmak koyu gerçekten harika bir yermiş....

Arazi keşfinden sonra çadıra döndük...Plastik sandalyelere oturarak denizi seyrettik...Nefis bir manzara vardı.Deniz yatıyordu...Hanım çok güzel bir yer ama burada biz ne yapacağız...Tekneyle Sığacığa geçebilsek ben de annemde kalsam...Ne güzel olurdu...Harika bir fikirdi.
O da olacak inşallah.
Soğuk bir portakallı gazoz yudumladık.Çok büyük hayellerimiz vardı ama arazi bizi çok korkutmuştu...
Kalktık yaşam alanlarımızı düzenlememiz gerekiyordu.Tesisin yakınımızda olması bizi rahatlatmıştı..
Çadırın önünde oldukça geniş bir alanı çapalarla temizledik..Sıcaktan çalışılmıyordu.Ter içinde kalıyor,alışık olmadığımız için de sık sık mola veriyorduk.Bir günlük suyu iki,üç saatte tüketmiştik..
Avuçlarımız da yanıyordu..Çapaların sapı bu nazik,alışık olmayan ellerimizi kabartmıştı...
 Biz de mola verip tesise oğlanların yanına gittik....
Erkan bey güldü..Nasıl gidiyor..
Valla  çok zor be ..Avuçlarımız yanıyor...
Erkan bey baktı avuçlarımıza,hemen içeri girip bir parça buz getirdi.Küçük bir beze sarıp bize verdi.
Hayırdır bunlarla ne yapacağız...
Erkan bey yine güldü. Hocam bunları avuçlarınıza koyun,çünkü birazdan su toplarsa bir daha hiç bir iş yapamazsınız.Müthiş de acı çekersiniz....
Buzlu bezleri avuçlarımıza sarınca yanma geçmeye başladı....
Erkan bey bu sıcakta çalışılmaz Allah korusun..birde güneş çarpar...Akşam serinliğinde veye sabah serinliğinde çalışın.Daha verimli olur...Şimdi denizin,doğanın sessizliğin tadını çıkarın....
Hocam tavla bilirmisin.. Tabi ki dedim ve Erkan beyle tavlaya tutuştuk...Hanım da çocuklarla denize girdi...
Tesis baya kalabalık sayılırdı.Bu yolu bile zor olan ücra yeri birileri çoktan keşfetmiş hatta her sene gelen bile vardı.Aile gibi olmuşlardı.Bir de gezginci öğrenci ve birkaç da yabancı bulunuyordu...
Biz yine çadır alanımıza geldik..Ben oltaları ayarlayıp bizim oğlanlara görev verdim..Balık tutacaklardı...Ama yem almamıştık...
Büyük oğlum Barış: Baba dayım bir keresinde tavuktan yem yapıyordu..
Hanım evet tavuğumuz var...Buzluktan tavuğun beyaz etinden yem yaptık...Oğlanlar da kendilerine balık tutabilecekleri bir yer bulmaya gittiler...
Yorgunluk iyice çökmüştü...Çiğdem arabanın koltuklarına uzandı..Ben de sandalyeden onu seyrederken içim geçmiş..
Birden gürültüyle uyandık...Bizim oğlanlar iki tane balık tutmuşlar neşeyle bizi hadi kalkın akşam nevaleleri hazır....
Kalktık su ter içinde kalmışız.Bir de her yerimiz kaşınıyor.Anladık ki sivri sinekleri bayağı beslemişiz...Bu demekti ki akşam ziyaretçilerimiz olacak.Ciğdem kov aldık mecburen süreceğiz...
Arabadan mangalı kaptık...Yerini hazırlarken oğlanlar biraz çalı çırpı topladılar.Çiğdemde balıkları temizledi...
Su ne kadar kolaylıkmış.Çeşme harika bir şeymiş.Şu hale bak...Taşıma su ne zor bir şeymiş...Balık temizlemek bile burada çok zor...Neyse ki tuzlu da olsa tesiste su vardı...Her gidişimizde su getirmek zorundaydık...
Mangalı hazırlayıp balıkları pişirirken hava kararmıştı.Harika bir manzara eşliğinde mangal partisi çok güzel olmuştu..Bulaşıklar yıkanmalıydı,çöp için bir yer yapılmalıydı..
Arabanın kedi gözlerini açtık ve aküden kabloyla ışığımızı çadırın önüne yerleştirdik....

Tuvalet ayrı bir sorundu...
Akşam olunca yıldızlar harika görünüyordu.Ampul gibi parlıyorlardı.Yıldızları seyerederken müthiş bir sessizlik hakim olmuştu..Hepimizin uykusu gelmişti...Sinek kovucuları sürüp,herkes yerini buldu ve uzandı...Dışarıda yatmak çok tekin değildi...
Gece küçük tuvaleti gelen çıkıyor ve araziye yapıyordu..Sıkıntıyı hanım çekiyordu..Çünkü onunla mecburen ben de çıkıyordum...
Sabah ilk ışıklarıyla uyandım.Ama kalkamıyorum.Her yerim tutulmuş.Vucudum alışık olmadığından ağrılarla kalktım..Baktım güneş yeni doğuyor...Şaşırmıştım...Evdeyken gece yatmaz,sabah da pardon öğlene doğru kalkıyordum..Günün doğuşunu bayağıdır izlememiştim...
Bir baktım ki bizim küçük oğlan homurdana homurdana geliyor.
Ne oldu diye sorunca.. Ben dün yanmışım gece boyunca cebelleştim...Yanık kıremini süre süre nerdeyse bitirdim.Sıcak ve sivri sineklerde cabası.Tuvalet ayrı bir sorun...Ev ne güzelmiş yavvvv.
Burası ne yer yaaa diye serzenişte bulunuyordu..Ulan bilgisayarda adam gibi çalışmıyor...
Eeee vın vardı.İnternetede girebiliyorsunuz.
Arabadaki aparatla bilgisayarda çalışıyor...
Burda bilgisayar hiç zevkli değil.Yatak desen ayrı bir sorun.......
Allahtan doğayı seven bir çocuktu Başar.Ama tez canlıydı.Yalnızlığı seven çok zeki bir adamdı.Zekası ona hep sorun yaratmıştı...
Başa çıkabilecekmisin deyince..
Sorun yok en kötü anneanneme giderim....Dayanırım ama ne kadar bilmem...Felaket acıkmışım...
Neyse hazır sandaviçlerimiz vardı.Bana da getir de yiyelim..Kahvaltı ne zaman yaparız belli olmaz....
Arabanın da aküsü bitmişti.Biz yedek akü getirmiştik..Başımıza bunun gelebileceğini biliyorduk..Allahtan gece cep telefonlarımızı arabadan şarj etmiştik...
Hadi annenleri uyandırmadan tesisten hem su getirelim,hemde çay içelim....
Tesise gittiğimizde sabah sporu yapan birkaç kişi dışında kimse yoktu...Ama çay ocağında genç bir oğlan vardı..Sonradan öğrendik Erkan beyin oğluymuş..Abi biraz bekleyin çayı yeni demledim otursun....
Biz bu arada tuvalet ihtiyacımızı giderip..elimizi yüzümüzü güzelce bir yıkadık...Sularımızı doldurup hazırladık...
Deniz manzaralı harika bir de çay içtik.....Geri döndüğümüzde çiğdem kalkmış oda atıştırıyordu.Barış sa hala uyuyordu..Top atsan duymuyor,derin bir şekilde uyuyordu....
Çocukluklarını hatırladım...İkisi de harika çocuklardı..
Ortalığı toparladık sessizce..Çiğdemi Başar tesise tuvalete götürdü.Ben de o arada çay demledim.Öğretmen hastalığı bu çay içme.Her 40 dakikada bir teneffüslerde çay içi içe alışmıştım.Çaysız duramıyordum...Sabahın güzel ışıklarıyla taze çayı deniz ve doğa manzaralı içmek içimi rahatlatmıştı.Şehrin o kalabalıklığı.otopark sorunu,kavgası,gürültüsü,koşuşturması buralarda yoktu..Ama biz insanlarla iç içe olduğumuzdan toplumu,insanları özlüyorduk..
Sessizliğin ve hafif hafif esen rüzgarın tadını çıkarıyordum..Huzurluydum...Ama tedirğindimde bir yandan..Merak ediyordum bizimkilerin düşüncesini...
Barış da uyandı..Annenler tesiste istersen git tuvaletini yap,elini yüzünü yıka....
Ben burada hallederim işimi deyip çıktı...
Başarla annesi geldiklerinde onlara da birer çay koydum.Barışda yüzünü yıkamış ayılmaya çalışıyordu.Masada aile toplanmıştı..Birbirimize bakıp düşüncelerimizi sorguluyorduk...Barış homurdandı..Bu ne yaaa..Her yerim tutulmuş,sırtım yanıyor...O da bir sandaviç aldı ve yanımıza oturdu...
Bayağı bir sessizlikle çaylarımızı yudumladık..Başar tesislerin olduğu yer güzel,ama burası bir felaket...Barış daha uyumlu davranarak o da serzenişte bulundu.Çiğdemse böyle bir yeri çok sevdiğini ancak şartların zor olduğunu söyledi...Asıl sıkıntıyı kendisinin çekeceğini....Çamaşır ,bulaşık,su,tuvalet,sivrisinek,elektirik...ooooo saymakla bitmez....
Buralarda bakkal çakkal da yok..Allahtan tesis var ama o da para kazanmak istiyor.Her şey ateş parası....İşimiz çok zor..
Evet haklıydılar...İşimiz çok zordu...Ne yapacaktık...Vaz mı geçecektik...Kolaydı vazgeçerdik...Tesisten bir yer tutup tatil yapar İzmir'e dönerdik....
Yavaş yavaş hepimiz bu işin olmayacağına karar vermeye başladık... Bari tadını çıkaralım....
Hadiii Barış aküyü getir..Arabayı çalıştıralım da akü dolsun...Dışarıdaki aküyle arabayı çalıştırdık.
Rolantide çalışmaya bıraktık..
Ne yapalım bugün. diye sordum...
Çiğdem önce alışveriş yapmalıyız.Herkes ihtiyacını belirlesin..Sonra en yakın köye gidelim...
Arabayı hazırladık.Tesise inip en yakın yeri öğrendik.Barışda gooğle mapstan yerimizi belirledi..
Yola çıktık..İne çıka sonunda bir köye geldik...Sorup soruşturduk.Büyükçe bir bakkal bulduk.Çok şey de alamıyorduk.Çünkü buzluğumuz yeterli değildi ve hemen bozuluyorlardı..Gözünü sevdiğim buz dolabı.Meğer ne kadar gerekliymiş..Eskiden ne yapıyorlarmış..
Sonunda bir evin bahçesinde de güzel bir kahvaltı yaptık.Harika yerler doğanın içinde,meyve bahçesinde,yeşil ve huzurlu bir yerde.Sıcacık yeni çıkmış taze ekmekle,zeytini,peyniri,tereyağı,balı,doğasıyla tam bir anadolu köyünde kahvaltı yaptık.Aileyle tanıştık.İzmirde otobüs şoförlüğünden emekli bir aile,bahçesini kahvaltılık yere çevirmiş.Tabi onlar hafta sonları için hazırlıklıymışlar.Böyle ara günlerde kahvaltı vermiyorlarmış.Bakkal sağ olsun.Rica etti de biz de harika bir kahvaltı ve insanlarla tanıştık.
Yıllar sonra sütle kahvaltı yapmıştım..Bizim çocuklar bu süt kokuyor diye içmemişler çay içmişlerdi.Haklıydılar yıllarca işlenmiş süt içmişlerdi...Bu süt onlara güzel gelmiyordu.Ama çiğdem le bana harika geldi.Yıllarca karadenizde çalıştığımızdan biz alışıktık.Süte,kendimizin yaptığı yoğurda,tereyağına...
Daldım birden...eskilere gidiverdim...Bizim evin bahçesinde kuyu vardı,çıkrıklı ve lastik kovalı..Karpuzu fileye koyup kuyuya salardık soğusun diye...Uzay yolunu izlemek için komşuya yalvarırdık.Tek televizyon onlarda ve siyah beyaz....Bazen bıkar bizi seyretmeye almazdı Almancı komşumuz.
İlk göreve başladığımızda Sakaryada kıyma almıştım.Ertesi günü sıcaktan bozulmuştu.Bizim de buzdolabımız yoktu.İlk maaşımızla hemen bir buzdolabı almıştık..Bir sene buzdolabına çalışmıştık...
Burada gördüm ki ne nimet içinde yaşıyormuşuz...
Alışverişten sonra yine döndük bizim çorak yerimize.Hemen tesise gidip Erkan beyi bulduk ve bir yer kiraladık sezon boyunca.Tahta bir evdi.Yatakları vardı.Ortak tuvalet ve mutfak,duş...Tabi dinlenme yerleri...Bizim araziye en yakın ve tesisin denize en uzak eviydi bizim tuttuğumuz.Tabi daha ucuzdu.
Hanım ve çocuklar çok sevinmişti....Sabah Sığacığa tekne varmış.Akşamda geri dönüyormuş...
Neyse yeni yerimize yerleştik.Ama çadırları ve aletleri orada bıraktık.

Bu gün deniz keyfi yapacaktık.Tatile başlamıştık şaka maka derken.Yıllar sonra ilk kez tatil için bir yer tutuyorduk.Hem de uzun süreli...
Benim suya karşı alerjim olduğundan pek denize giremem.On dakikada donarım.Temmuz sıcağında dişlerim birbirine vurur.Ama denizi ve kıyısını çok severim...
Şapkamı takmış,şemsiyenin altında güneşlenirken telefonum çaldı.Abimdi hemen açtım.
Nasılsın birader diye sorunca - valla harika bir yerde tatil keyfi yapıyorum.Yer nasıl diye sordu.Hiç iç açıcı değil.Biz de deniz kenarındaki tesiste yer tuttuk.Bizim arazi bir felaket.
Neyse niye aradım biliyormusun?
Hayır olsun.
Konuşmuştuk ya ..Sana bir hurdaya çıkan otobüsten haber vereyim..
Nasıl yani..
Arkadaşların eline düşmüş ben de onlara söylemiştim.Hem de çalışır ve yürür halde...
Senin işini görür...
Nasıl halledeceğiz.
On bin lira istiyor.
Çok iyiymiş.
Biliyorsun hurdaya ayrılan araçlar trafiğe çıkamaz..
Eeee nasıl getirceğiz buraya..
Alırsak ben arabanın bakımını da arkadaşlara yaptırırım.Gece yarısı getiririz.Artık ceza yersek bilmem...
Sağol kardeşim.Biz bir görüşelim geri dönerim..
Kararlıysan sakın kaçırma derim.Benim param olsa kendime alırım....

Süpriz olmuştu bu olay.Hemen bizimkileri çağırdım..Böyle böyle bir durum var.ne dersiniz...
Çocuklar biz karışmayız..Burada kalmak istiyorsan al baba.Biz burada kalmayız.Zaten işimiz gücümüz var.Çiğdem de zaten paramız az buraya verirsek elde avuçta kalmaz...
Bende yaaa olmazsa hurdacıya satarız.En azından az zarar ederiz.Hiç olmadı abim dünden almaya hazır.
Neyse sonuçta kararı bana bıraktılar.Ben de bu otobüsü alırsam buraya bağlanacağım.Karar vermem lazım.Ya devam Yada vazgeçecektim.Bir sene düşüneyim planlayayım diyordum.Benim için zor bir karardı.
Abime açtım telefonu.
Birader.. ya birader.Ben aldıktan sonra vazgeçersem ne olacak.
Oğlum bir yıl sonra aldığın paraya ben alırım.Sen şimdi al.Vaz geçersen ben bu otobüsü senden seve seve alırım.Çok zararın olmaz....
-Tamam o zaman len...
-Pazarlık yap ne kadar indirebilirsen iyi olur.Bakımını da yaptır.Bana haber ver.Banka hesabını da bildir.Ben de internetten hesabına yatırayım.Ama otobüsü sen getireceksin.Ben otobüs falan süremem.
-Oğlum o işi sen Barışla bize bırak zevkle gelirim.....

Ve o günden sora macera başladı.Doğru mu yapmıştım...Yaksa bir felakete mi gidiyorduk.Emeklilikten kalan bu son paralarımızı da burada mı heba edecektik....Herkes geriye çekilmiş ve kararı bana bırakmışlardı.Yarın işler kötüye giderse sen yapmıştın diyebileceklerdi...

O gece tesiste rahat rahat uyumuştuk.Tatilin keyfini çıkarıyorduk...Ertesi günü tekneyle Sıgacık limanına geçtik.Biz burayı çok seviyorduk.Pazar günleri kalenin içinde pazar kuruluyordu.Börekler,baklavalar her şey vardı.Harika kahvaltı yapıyor üstene baklavayı da yiyor.Sonra da çayımı içiyordum....
Ama bugün hafta içiydi ve Sıgacık o kadar sakindi ki.Şaşırdım..Biz kayınvaldeye gidiyoruz ve onun bahçesinde kahvaltı yapacaktık.Minübüsle Seferihisara oradanda Kayınvaldem Nurten hanıma geçtik.
Kadıncağız o kadar sevindi ki.Her şeyi hazırlamış.Bizde masayı gölgelik olan ceviz altına kuyunun yanına hazırladık.Uzun zamandır yalnız yaşayan kayınvaldem.Müthiş bir tarım uzmanıdır.Egeli olduğunda sebze,meyve,çiçeklerden çok iyi anlar.Hayatı bahçedir.Çok akıllı ve çok iyi konuşabilen, nadir ,kültürlü bir insandır.
Kahvaltıyı hazırlarken Abimden telofon geldi..
-Alo birader otobüs işi tamam.
-Nasıl yani..
Oğlum 500 lira kapora verdim.Bu gün sonuna kadar almalıymışız.Bak kaporayı senden isterim..Caymadın değilmi?.
-Yok ya caymadım ama ani oldu.Hızlı gelişti bu olay.
-Hemen gel,ben de boşken halledelim işi.Ha bu arada 9000 liraya anlaştık.Şimdi arkadaşlar bakım yapıyor.
-Ben Sıgacıktayım..Ama Barışı göndereyim siz halledebilirmisiniz.
-Daha iyi olur.Biz barışla getiririz bile...
-Tamam o zaman.
Barışla biz hemen Seferihisarda bankaya giderek.Hesbımızdan 10 bin lirayı barışın hesabına yatırdık..Barişı da otobüse bindirip İzmir'e gönderdik.

Kahvaltımızı yaptık.Çiçekler içinde fotoğraflar çekindik.Kahvemizi de içtik...

Kayınvaldeyi de alıp Seferihisarda alışverişlerimizi tamamlayıp,tekrar Sıgacığa döndük.Malzemeleri orada bulunan çay bahçesine emanet edip şöyle bir gezdik.Sığacıkta balık ekmekçiler vardır.Orada da güzelce bir ziyafet çektik.Ben balık ve tavukla aram olmamasına karşılık,ekmek arası balığı seviyorum.Zaten hanım tarafı ayrıca müthiş balıkçıdır.Bir araya geldiğimizde balık ilk tercihtir.Diğer zamanlarda benim yüzümden balık çok nadir pişirilir.
Kıyıda çayımızı da içtik zaten vakit gelmişti.Tekneye binerek Sığacığın karşı kıyısına düşen Azmak koyuna geri döndük.
Kayınvaldem buraya bayıldı.
-Şuracıkta bir kulübe olsa yaşar giderim.
-Anne artık eskisi gibi genç değisin.Hastalansan,buralarda hastahane,eczane mi bulacaksın.
-Oğlum ben eski toprağım.Biz ilaçlarımızı doğadan karşılarız.Ne şifalı otlarımız var.Sanki ilaçlar bu bitkilerden yapılmıyor mu.
Bayıldım ben buraya....

Hemen tesisin masalarına kurulduk.Ben Kayınvaldemi tanıttım,Erkan bey ve ailesi,kızı ve oğluyla tanıştırdım.
Eşyaları yerleştirip,hazırlanıp deniz kıyısına geçtik.Alman turist aile telaşlı,telaşlı bir şeyler konuşuyor,bir türlü meramını anlatamıyordu..Annem hemen gitti ve konuşmaya başladılar.Unutmuştum annem Almanyada belli bir süre kalmış,Almancayı da konuşabilecek kadar sökmüştü..Biz se yıllarca İngilizce görüp hala konuşamayanlardanız.
Annem oralardan birkaç ot toplayıp gitti.Çocukları hastalanmış. Kayılvaldem sonra geldi.Alman aile teşekkür edip duruyordu.Annemi çok sevmişlerdi.Konuşabiliyorlar ve eskileri yad ediyorlardı.
Akşam da birlikte okey oynamış,çaylarımızı içmiştik.Biz yarım İngilizceyle bir şeyler anlatmaya çalıştıkca Başar gülüp yanlışlarımızı düzeltiyordu.Başar yabancı dil mezunu ve Sineloji (Çin Dili) okuyordu..İlginç bir çocuktu boş konuşmayı,geyik muhabbetini sevmezdi.Az ve öz konuşurdu..
Annem ve Başar onlarla anlaşabiliyor,konuşabiliyorlardı...
Güzel bir geceden sonra evimize çekildik.Annem çok mutluydu ve hep teşekkür ediyordu.Başar bilgisayara takılmış biz de bahçede biraz daha dinlenmiş kahvelerimizi içip yatmıştık..

--------------------------------
HURDA OTOBÜSÜMÜZ
--------------------------------

Telefon geldi...Ulen gecenin köründe kim arıyor diye baktığımda Barış baba kapıyı aç...Biz geldik...
Saat kaç diye sordum..Sabah gün ağırıyor...Kalktım.kapıyı açtım....Abimle Barış ...
-Lan niye haber vermediniz..
-Supriz yapalım dedik.
-Nerde otobüs...
-Ya milleti uyandırmayalım diye bayağı ilerde bıraktık...Ama biz perişanız.Yatmamız lazım...
Neyse onlar yeri gösterdim.İşte anahtar deyip uzandılar....
Şaşkın şaşkın ne yapacağımı bilemedim.Meraktan çatlayacaktım.Kimseyi de uyandırmadan sessizce tuvalete gittim,elimi yüzümü yıkadım...Bakıyor ama ilerde bir şey göremiyordum.Daha tesiste çay da yoktu.Sessizlik hakimdi....
Sağa ,sola baktım bir şey görünmüyor...Biraz daha yola çıktım..Yok anam yok...Nerde bu ya...Ulen bana kafa yaptılar herhalde.Biraderin arabasıylamı geldiler acaba..Eeee onun araba nerde otoparkta yok....
Bunlar yoldan geldiklerine göre belki daha ileridedir.Biraz daha yürüdüm..Bizim araziye ayrılan küçük vadi bölümünde ki otobüsü gördüm.Hayal gibi...İşte oradaydı..
Yavaş ve ürkek bir şekilde yaklaştım...Toz kaplamış her yanını..Çevresinde dolaştım..Camlar sağlam.lastikler fena değil.Kaporta sağlam...Nasıl hurda araba bu yahu...
Yoksa yanlış araca mı bakıyorum...Ulen bide başkasının olmasın...Tedirginlik doldu içime...Çevreye baktım.Başka araç bile yok.
Sonra anahtar geldi aklıma.Şoför tarafına geçtim.Anahtarı soktum.....Kapı açıldı.... Koltukların yarısı yok..Kalan koltukları bile yıpranmamış.Atladım hemen şoför koltuğuna...Baktım içeriye...Koridor da bir sürü malzeme ...Tavalet klazötü,boy boy profiller,demir malzemeleri,küçük kaynak makinesi,su deposu.Bir sürü malzeme sanki ev taşıyorlar......
Ben Otobüsü incelerken,Başar geldi.O da şaşkın şakın bakıyordu.Bu şimdi bizim mi...Galiba diye kekeledim.Anahtar uyuyor...Başka da çevrede otobüs yok...
Başar
-Bu nasıl hurda otobüs ya... Her şeyi var...Ben sürebilirmiyim bunu...
O da inceliyordu....Sağını solunu inceledik..Bir türlü yanından ayrılamıyorduk....
Sonunda kitleyip eve döndük.Heyecan sarmıştı.Tesisin kafeteryasında bir masaya oturduk.Bu şimdi bizim mi diye kısık sesle şoku üstümüzden atmaya çalışıyorduk...Kayınvalde hemen uyanmış,çay demlemiş,bizi çağırdı.Çayı alıp gelirken Çiğdemde uyandı..Biz kafeteryaya hep birlikte döndük.Bir yandan çayımızı içiyor bir yandan da kısık sesle birbirimize olayı anlatıyorduk.
Sabırla bizimkilerin uyanmasını beklerken üç,dört defa daha otobüse gittik.Hala inanamıyorduk.
Erkan bey ve çocuklarına olayı anlattık.O da inanamadı.Bir de onlarla gittik otobüse baktık...
İçimi sevinç ve korku sardı.İyi mi yaptık kötümü acaba..Herkese kendimizi güldürüp dalga geçilen mi olacaktık.İki tane aklı başında öğretmen ne halt etmişler...mi diyeceklerdi.....

Sonunda birader Aydın abim uyandı..Kurt gibi açım.Bana bakmayacakmısınız..Hemen kahvaltı hazırladık..Köfteci merakımızı bildiğinden hiç oralı olmuyor.Aheste aheste kahvaltısını yapıyordu.
Biz de neredeyse çatlayacaktık...Bitirse de ötmeye başlasa diye...Kahvaltıyı bitirdi yaktı sigarasını,bir keyif çayı diyerek bahçeye çıktı.Tabi bizde bahçede yerimizi aldık.Sigaradan birkaç derin nefes aldı.
-Nasılsınız millet demez mi.Neresiymiş şu arazi.Bir de ben göreyim....
-Oğlum sen önce şu otobüs işini anlat...
-Aldık geldik işte oğlum...Ne anlatayım..Gecenin köründe yola çıktık,bir sürü hendek atladık ve geldik işte....Otobüs artık sizin istediğiniz kadar bakarsınız....
Benim bahçede biz nelerin eksik olduğunu gördüğümüzden bir sürü malzeme de aldık.Parasını isterim haaa.....
Beni bir gezdirin de merak ediyorum nasıl bir yermiş buraları....
Hanımlar kaldı biz çıktık.
-Burası nefis bir yer,Bayıldım...
-Burası bizim yer değil...Bize böyle bir yeri verirler mi hiç...
-Yapma yaaa
-Burası olsa nefismiş....
Neyse Araziyi işaret ederek gösterdim...
-O çıplak tepe mi. Olum orda ne bok olur ki....
İlk tepkisi ve şaşkınlığı yaşıyordu abim..
Yürümeye devam ettik....
-Şuralar,şuralar bize ait.Denizimiz bile var.
-Ulen bu ne lan .Burası deniz mi.Ancak manzara seyredersin.Tabi uçmazsan...
Ya birader sende hiç mi akıl yok...Nerden buldun böyle sapa ,yolu zor,İzmir e uzak,çorak bu araziyi.
Parana yazık...Hiç uğraşma burada.Gel bizim oradan sana bahçe bulalım.Küçük ama verimli olsun.Sen de zevk al,zevkle çalış,yetiştir.Bu toprakta bir şey yetişmez.Yazdan yaza gelir bu kampta deniz sefası yaparsın..Burdan da bir bok olmaz.
Ha..Paran olsa bu koyda sana ait olsa derim o zaman tesis yap diye.Tesis dediğinde bir sürü masraf....
-Valla abicim..Burası 50 yıl bizde...Gerekirse çocuklar yıllar sonra bir şeyler yaparlar....Aldık işte Bakalım neler yapacağız....
Neyse bir şeyler yetiştirmek için de senin bahçeye geliriz....
-Valla birader buraya hiç masraf yapıpda kendini rezil etme.....
-Ulen ne moral veriyorsun ama...
-Ya boş ver denizi güzelmiş.Tatil yapmak için çok güzel..
Ben de bizimkileri toplar getiririm....Sen yeri kalacak kadar düzenle yeter.
Daha da fazla masraf yapma...
Otobüsü de hiç düşünme.Ben seneye senden alabilirim.Ama şimdi benim de param yok.

-Otobüs geldi nereye koyalım bu otobüsü...
-Bak burası çok rüzgar alır.En korunaklı yer su yamacın altı.Hem orası oldukça düz bir arazi.Bence şuraya yerleştirelim.Denizi görcem dersen çadır için düzelttiğin yere de koyabiliriz..Biraz zahmet verir ama sorun değil.Otobüs canavar gibi çalışıyor.İstediğin yere istediğin zaman gider..Ama bir yıkasak çok güzel olur....
Arada bir de yer değiştir,motoru çalıştır.Hem bozulmaz,lastikler de çürümez...Biz gelirken ayrıca yedek mazot da getirdik.Otobüs mazotla çalışıyor....

Hadi başlayalım işe.....
Şimdilik çadırın oraya koyalım..Ben nasıl çıkarırız bakarken,siz de otobüsü yıkarsanız iyi olur....
Başarla ben tesisten bidonlarla su getirdik,fırçalarla elimizden geldiğince yıkadık.Yıkadıkça otobüsün güzelliği ortaya çıktı...
Gerçekten çok temiz ve bakımlı bir otobüsmüş.Kullanan sahibi kimse çok iyi bakmış..Yaştan hurdaya ayırmak zorunda kalınmış...
Bizimkiler içindeki malzemeyi çok güzel bir şekilde bağlamışlar....

Neyse birader geldi..Otobüse bindi.
-Yerine götürüyorum...
-Birader bu otobüs oraya çıkabilir mi?..
-Bu varya bizim arabalardan daha güçlü.İzle de gör....
Siz de peşimden gelin bozuk yerde takılırsak zemini düzeltirsiniz...
Bayağı bir mücadeleden sonra otobüsü çadırların olduğu tepeye çıkardık...
Bir çok da izleyenimiz vardı....
Kimileri çılgın bunlar diyordu...

Otobüsün yönünü,güneşe ve yanlışlıkla kayarsa durabilecek bir yöne göre ayarladık.Lastiklerinin iki yanına hazır takozları yerleştirdik.Konumunu ayarladıktan sonra malzemeleri boşaltmaya başladık.Büyük çadıra düzenlice istif ettik...Biz erkekler bu işleri yaparken bayanlarda deniz sefasına gittiler..
Birader hemen profillerden önceden hazırladığı çardak ve malzemeleriyle işi koyuldu.Bize gösterdiği yerlere çukurlar kazdırdı.Yere montaj demirlerini göstererek,bagajı açın dedi.Bagajı bir açtık ki oha orası da malzeme dolu...Kum ve çimentosuna kadar getirmişler....
Hazırlanmış bu boruları kazdığımız çukurlara yerleştirdik.Çok kuvvetli olmayan çimentoyla harcımızı hazırlayıp betonumuz da attık.Bu arada abim çardak için önceden hazırlamış olduğu profillerle çardağın üst kısmını ve brandalarını hazırlıyordu...
Bu parça ne diye sorduğumda
-Otobüsün üstüne de branda çekeceğiz.Ama hava boşluğu da bırakacağız.Yoksa sıcaktan içeride duramazsınız....
-Harika bir adamsın ya...Bize kalsa kaç defa daha gidiş dönüş yapardık....
-Bu benim bahçem için bir projeydi...Hazırdı.Buraya nasipmiş...İlerde benim bahçeye de yaparız....
-Siz bu arada  şu yamaca yerdeki sarı depoyu yerleştirecek kadar çukur açın....
-Of ya peki bu ne için
-Gübre deposu.
-O ne birader.
-Oğlum lağım deposu...
-Bu nasıl bir şey.
-Büyük teknelerin deposu..Lağım burada birikecek,gerekirse alttaki tahliyeden boşaltacaksın...
-Yani tuvaletimiz mi olacak....
En önemli ihtiyaçlardan biridir tuvalet,su ve elektirik gibi....Gerekirse otobüsü çalıştırırsın jeneratör niyetine kullanır elektiriğini üretirsin....
-Harika bir olay...
-Hadi hadi başlayın daha çok işimiz var.....

Abimin gösterdiği yamacı oyarak depoyu yerleştirdik.Kenarlarını çıkan toprakla destekledik...
Birader de hemen gelip başka bir profil gurubuyla tuvaletin iskeletini oluşturdu.Yan kapaklarını da vidalayarak portatif üstü açık,yanları kapalı bir tuvalet oluşturdu.
-Artık yıldızları seyrederek rahatlarsın.....
Klozeti yerleştirip bağlantılarını yaptı...Uzaklaşın bakalım...Bir deneme yapalım diyerek bizi kovaladı....
Sonra da sızdırıyormu kontrellerini yaptı..
Artık rahatladım...
Bu günlük bu kadar yeter.Hadi denize gidelim....

Denize gittik...Abimler denize girerken ben çayımı yudumluyordum.Ahali gelip gidip soruyordu bu ne iş gibi....Akşama kadar millete dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştık....
Ya.. Git Başka işin mi yok.Kafa bulma bizimle diye dalga geçtiler...Adımız çılgınlara çıktı...
Çılgınlar ne haber...
Çılgınlar nasılsınız...
Akşam üstü..Çardağın demirlerini yerleştirip montajını yaptık...Brandalarını gerince harika oldu...Tepede deniz manzaralı çardak....
Merak eden,bu tarafa yürüyenler çardakta manzaranın keyfini çıkardılar...
Deniz kenarının sakinleri için bir de deniz manzaralı çardağımız olmuştu..

Otobüs ise dillere destan.Efsane olmaya başlamıştı...Otobüsün üzeri de baranda çekili olduğundan görüntüsü değişmişti.Ve sıcağı direk olarak içeri almıyordu.
Birader koltukları sökmüş ve kenarlara yanlamasına montaj yapmış ortayı boşaltmıştı..Koca bir salon görünümü oluşmuştu.Gerektiginde yatak olarak da kullanılacaktı...Pencereleri kapıları açınca tam bir yazlık olmuştu.
-Kışın istersen arabayı çalıştır...Isın...Ama kliması yok...Daha da istersen dışarıdan  klima da takabilirsin...Bagajına araç buz dolabı da yerleştirebilirsin.Koca bagajda malzemelerini de depolayabilirsin...Bundan güzel ev mi olur....
Bizim oğlanlar biz bu gece burada kalacağız.
Tamam,ilk ev sahibi siz olacaksınız....
Çardağın üst bölgelerine de led lambaları bağladılar.Akşam olunca arabayı çalıştırır aydınlatır,bilgisayarı da bağladıkmı yaşadık...
Akşam yemeği için tesisten bizimkiler çağırdılar....Masayı hazırlamışlar...Kurt gibi de acıkmışız.hiç naz etmeden,biz bunu sevmiyoruz bile demeden ne bulduysak yedik....
Akşamda hep birlikte çardağa,otobüsün yanına geçtik....
Barış Otobüsün anahtarını alıp.....
-Nanananay    Açılışı yapıyorum diyerek otobüsü çalıştırdı.Led lambaları açtı...her yer aydınlandı....Bu ledler de amma aydınlatıyormuş şaşırdım ...
Biz çardağa yerleşirken onlarda otobüsün koltuklarına uzanarak bilgisayarlarını açtılar.....

Ertesi günü abimi tekneyle Sıgacığa gönderdik...Teknenin sahibi İdris reis karedenizli sevimli bir balıkçıydı.Samsunlu olduğumu öğrenince hemşerim diyerek bana takılır..Bir ihtiyacın olursa emrin olur...Denizde yangın çıksa gelirim....
Aynı zamanda tesise balık da getirirdi.Kendisi yıllar önce Sığacığa yerleşmişti..Ben üç yaşındayken Samsundan ayrılmış ve İzmire yerleşmiştik..O yüzden Samsunu iyi bilmiyordum..Samsunda şunu tanıyomusun,şurayı biliyormusun deyince ben de bana İzmiri sorun..Ben İzmirde büyüdüm..diyordum..
Sünopta çalışırken Samsuna gitmek ve doğduğum evi görmek nasip olmuştu...Akrabalarımı yıllar sonra yeniden tanımıştım..Sonra hesapladım..20 sene olmuş be...Bi karadeniz turu yapsak çok iyi olacak..Diye düşündüm...
İki üç gün suya sabuna dokunmadan denize girdik..Oyunlar oynadık.Tam bir tatil moduna girdik...Alman aileyle her gün birlikteydik artık..Hans ülkesinde elektrik mühendisiymiş...Eşi de elektronik şirketinde yönetici...
Annem bize tercümanlık yapıyordu..Bizi de çok sevmişti..Burada rüzgar ve denizden elektrik üretebileceğimizi anlatıyormuş..İlgimi çekmişti..Oralarda bir çatıya bağlanan bir pervaneyle evin bütün elektrik ihtiyacını karşılayabiliyorlarmış...
Ben denize girmeyi çok sevmediğimden  sıkılmaya başlamıştım...
Bizimkiler denize gidince ben de bizim araziye gidip ıvır zıvır bir şeyler yapmaya başladım.

Biz bilimsel olayları çok seviyorduk...Hatta bir gün internetten izlediğimiz videolardan öğrendiğimiz hidrolizle  hidrojen ve oksijeni ayrıştırıp yakma deneyleri bile yapmıştık.Az daha evi patlatıyorduk.Çünkü hidrojen patlayıcı bir maddeydi.Sonra iyice inceledik ve hava karışımını ayarlayıp düzenli yakmayı başarmıştık.Barış bir sürü bakır levhalarla bir kutu yapıp içine saf su doldurmuş ve 12 voltluk adaptörle hidroliz kabı yapmıştı.Serum hortumunu uçuna bir şiringa(iğne) bağlamış ve hidrojeni yakmıştık.Bunu da cep telefonuyla videoya çekmiştik.Mağnetik enerji ve güneş enerjileriyle de bir çok video izlemiş ve denemeler yapmış ve denemeye devam etmekteydik.
Bende ve çocuklarımda da müthiş bir ilgi vardı.Barış 3-4 yaşlarındayken Artvinde Sarp sınır kapısı (Gürcistan)  açılmış ve serbest ticaret yapılabiliyordu.O dönemde Ruslar parayı hiç bilmiyorlardı.Biz de Rus pazarlarından bir sürü elektrikli oyuncak alıyor,önce biz oynuyor sonrada çocuklara veriyorduk.Barış da çok meraklı olduğundan hepsinin içini açıyor ve nasıl çalıştığını çözmeye çalışıyordu..Bozulanları birlikte tamir ediyorduk.O günlerden meraklı bir çocuktu.Elinde de bol ve ucuz malzeme vardı..
Birden aklıma youtube de izlediğim ve bilgisayarıma indirdiğim bir video geldi.Burada bir İngiliz bilim adamı bidon şeklinde dalga ve suyun kaldırma gücüyle su pompası yapmış,Denizden yüksek bir tepeye depo yaparak su pompalıyor,bu suyu tekrar denize salarak çarkları döndürüp elektirik elde ediyordu..
Bizim arazi de buna çok uygundu.Yapabilir,becerebilirmiydik.Gittim araziyi inceledim olurdu,yapabilirim diye düşündüm.İçimi bir heyecan kapladı...
Hemen laptopu açtım.Videoyu aradım ve sonunda buldum.Bilgisayara indirdim..İnceledim ..Olurdu olmasına ama baya pahalıya gelecekti..Karabağlarda sanayide bunu ucuza mal edebilirim diye düşündüm.Dalgaların iniş çıkışı ile su bidonları kaldırıyor,içinde sıkışan su (tulumbadaki gibi) hortumlarla yukarı aktarılıyordu.Basitti çok bir zorluğuda yoktu...


Abim İzmir'e döndüğünde Azmağın güzelliğini anlatmış..Yer de tuttuğumuzu belirtince annem de gelmek istemiş.Annemin ayakları çok ağrıyordu.Getirelim kumlara gömelim,kadına iyi gelir.Şehirden,gürültüden uzak biraz da dinlenmiş olur...
Bizimkiler denizin sefasını sürerken Barışla ben Karabağlara gidip annemi alacaktık.Evi de bir kontrol edelim..Çiçekleri sulayalım...
Burada bize neler lazım,eksiklerimizi de gitmişken tamamlayalım.Herkes ne lazımsa söyledi biz de not aldık....
Balçovada eve gelince çiçeklerin kurumaya yüz tuttuğunu gördük.Plastik şişelere su doldurup saksılara ağızları toprağa gelecek şekilde yerleştirdik.Bu sayede uzun süre susuz kalmayacaklardı..
Genel kontrolü yaptıktan sonra Karabağlara geçtik.
Annemlerin oturduğu muhit mobilya ve sanayi bölgesi olmuştu.Aslında aileler için oturmaya müsait bir yer değildi artık.Taşınmaları gerekiyordu ama bir türlü o çocukluğumu geçirdiğim bağ bahçelik yerden kopamıyorlardı.

----------------------
İLK PROJE ADIMI
-----------------------

Neyse anemlerin karşısında sandalye imalathanesi vardı.Biz de yıllardır onları tanıyorduk.Hemen onların yanına gittim.Projeyi anlattım.Bana büyük bir tulumba yapacaksınız.Aslında bisiklet pompası desem daha iyi anlaşılacaktı.Ters bisiklet pompası yapacaktık.Üst tarafta bir duba,içi hava dolu,alt tarafta da pompa yapılacaktı.Hava yerine su pompalayacaktı.Onlar da bir sürü fikir sundular.
Sonunda olayı anlamışlardı.Araba sanayide hemen yakınımızdaydı.
Abi biz sana bunu yaparız.Ancak acele etme...Akşamları paydostan sonra Erdoğan ve Aydın abiyle hallederiz.
Abimle kardeşim Erdoğana da olayı anlattım.Onlarla birlikte bir çizim yaptık.Hangi parçaları nereden buluruz kararlaştırdık.Ben de onlara bir miktar kadar para bıraktım.Bir şey lazım olursa biz hallederiz,sonra hesaplaşırız diye anlaştık.
Abim eski demirci,kaynakçı,araba hastası tamir ve bakımdan elinden iş kaçmazdı.Kardeşim mobilyacı idi.Ama ikisi de asıl uzmanlık alanlarında çalışmıyorlardı.Ortak çalışma alanımız ise inşaatlardı.Babamım mesleğinden dolayı hepimiz inşaat işinden anlardık..
Benim bu projeme çok ilgi duymuşlardı.Bakalım becerebilecekmiydik.Yoksa paralar boşa mı gidecekti.

Karşıda imalathanede bacalara konan top gibi küre, fırdöndü şeklinde baca kapakları vardı.Bizim ev yüksekte olduğundan biz hep binaların çatıları görürdük.Bu baca kapakları moda olmuştu.Rüzgarda hiç durmadan dönüyorlardı.Şekilleride çok güzeldi.Bizim binanın bacalarına da onlardan yaptıracaktık.
Bacasına göre boy boy imal etmişlerdi.Beni ilgilendiren kısmı en küçük rüzgarda bile dönmesiydi.Aslında mükemmel bir pervaneysi.O kadar rüzgar enerjisiyle ilgili video izlemiştim.Kimse pervaneleri bu şekilde düşünememişlerdi.Hep fırıldak şeklinde düşünmüşlerdi.Bu aslında harika bir buluştu ve kimse bunun farkında değildi.
-Hayırlı işler
-Sağol kardeşim
-Bana bunların fiyatlarını söylermisin.
-Bir tane mi alacaksın.Çoklu mu alacaksın.
-Apartmanımız için 5 tane.Herhalde şu boy olacak.
-Siz yabancı değilsiniz hallederiz..
-Ben en büyük boyundan istiyorum.Varmı hiç.
-İçeride var..Bunu da özel yaptım ama siparişi veren almadı.
Neredeyse benim boyumda vardı.
Bu nasıl taşınır,Çok büyük..
Bu yerinde monte edilecek şekilde yapıldı.
-Buna ne istiyorsun..
-Elimde kaldı zaten...Maliyetine vereyim...
-Vur aşağı vur yukarı pazarlıklar sonunda aldım....
-Abime sordum bunu montaj yapabilirmiydik...
-Bu da ne ki biz neler yaptık...Kolay ve basit bir iş.
-Neyse bunu sizin depoya koyalım,Bir arada getiririz artık.
-Ben hallederim.
-Abim de kardeşimde homurdanıyordu..
-Oğlum abuk subuk para harcıyorsun...Ne gerek var böyle şeylere...
-Ya birderler Yıllardır bunlar ilgi alanım..Bunlarla projelerim var.İnşallah başarırım.
Abim...Bana söyleseydin.Ben sana istediğin büyüklükte yapardım..
-Söylediğini unutma..İlerde belki de yapmak zorunda kalabilirsin...


Annem hazırlandı,eşyalarını arabaya yükledik.Çevre yolu otobanından Urlaya ve Azmağa yola koyulduk.Yolumuzun üzerindeki Limontepede oturan baldıza evin anahtarını bıraktık.Oda feleğin cilvesinde baya yıpranmıştı.Baldızla yıllarca bir aradaydık.İzmire ilk geldiğimizde onların evinde ikamet etmiştik.Daha sonra O da bizde yıllarca birlikte ikamet etmek zorunda kalmıştı.Kayın birader de orada ayrı bir evde oturuyordu.Çok kitap okurdu,yıllarını kuyumculukta geçirmişti.Onda da bilime ve uzaya karşı ilgi büyüktü.Araştırmacı ruhu hep ağır basmıştı.Biz çoğu şeyi ondan öğrenirdik.

Onları da Azmak kıyılarına davet ettik.Kayınbirader Erdemde araba vardı.Önceleri dağ yürüyüşleri,bu aralar da balık tutmaya merak sarmıştı.Bizi bile bu işlere bulaştırmıştı.
Oradan ayrılıp yolumuza devam ettik.Akşam üstü Azmağa varmıştık.Annemi de yerleştirdik.Malzemeleri boşalttık.Akşam üstü keyifli bir yemekte bir araya geldik.Uzun zamandır hiç böyle bir araya gelemedik.

Ertesi günü Güzel bir kahvaltıdan sonra kıyaya geçtik.Annemi bir güzel kumlara gömdük.Başına da bir şemsiye..Çok mutlu olmuştu.Yıllar önce Gümüldürde birlikteyken böyle  bir hafta annemin bacaklarını her gün kuma gömerdik.O yıl kışın annem çok rahat etmişti...
Kayınvaldem denizi çok sever kendi imkanlarıyla çadır tutar,hatta bizde yanında kalırdık...Şimdi hep bir aradaydık..Yıllar sonra bir araya gelmişti anneler...
Çiğdem zaten su kuşuydu.Denizi çok sever saatlerce suda kalabilirdi...Barış her şeye uyardı..Başarda stres atıyordu.Hepimiz için iyiydi bu günler...

Hafta sonu cumartesi erkenden kayınbirader geldi.Çok merak etmişti buraları.
Oho ho ho ...Bu ne be...Çadırı görmüştü.Otobüsü görünce şok geçirdi...
Ne o. Otobüs mü var orada...
Evet o bizim bahçe evimiz...
Allah, Allah! deyip fırladı.Sağını solunu gezdi,İnceledi,eğildi altına baktı...Sağa,sola bir daha baktı...
-Ben de kendimi zeki,sivri zekalı sanırdım....
-Nerden aklınıza geldi böyle bir şey...
-Aydın abimin fikriydi....
-Çok ama çok güzel olmuş...Bayıldım ya...
İçini gezdi.Koltuklara uzandı...
İyi fikir be....
Sonra çadırı ve çevreye bir göz attı...
Enişte alınma ama...Burası viran bir yer...Ama kıyı çok güzelmiş.Balık için tam bir yer...

Eşi de çocukluğundan oltacıydı..Erdem olta takımlarını da hep hazırda tutardı.Hemen bir keşif gezisi yaptık...
Koyu çok beğendi..Tam balık tutma yeri..Şu kayalıklar balık içi çok iyi...
Biz vakit kaybetmeden başlıyoruz deyip gözden kayboldular...
Öğleden sonra Başar da oltasını alıp ben bulurum onları deyip ayrıldı...
Biz de Hadi Rastgele ...Bol bol tutun dedik...

Biz işimizi garantiye alıp ,reisten balıkları aldık.Akşama balık mangal olacaktı...Biz çardakta mangalı hazırlarken onlarda ileride göründüler.Ellerindeki torbayı sallaya sallaya geldiler.Evet birkaç güzel balık yakalamışlardı...
Balıkları pişirirken erdem çevreyle ilgili bir sürü proje geliştirmişti bile.Anlatıyordu bir yandan..Şunu yaparsanız iyi olur...Şöyle yapın gibi....Çok heyecanlıydı...Yeni yeni fikirler aklına geliyordu...Derken kaçınılmaz uzaylılara,piramitlere,ilginç olaylara gelmişti konular....
El becerileri çok iyiydi zaten.Elektrik üretmeye çok takmıştı bu aralar...
-Erdem senden bir isteğim var...
-Buyur enişte..
-Pervanenin dönmesiyle elektrik üretecek bir dinamoya ihtiyacım var...
-Sen iste enişte....
Yalnız...Ölçüleri şu anda bilmiyorum...Sonra detayları anlatırım....Ama oldukça büyük olacak.....
-Sorun değil.Ben bobinaj kablolarını,mıknatısları hazır ederim......
-Bir ara yine gelmen gerekecek.....
-Zevkle geliriz....
Bu konuşma onu bize döndürmüştü.....Yemek üzerine çaylar gelmiş keyfini çıkarıyorduk...

Bayanlar evde kalacak,biz de otobüste yatacaktık...Uykusu gelen ayrılıp gidiyordu...Erdem de bana yerimi gösterin...Bileyim...Ben balık tutmaya devam edeceğim....En güzel balık gece,sabaha karşı tutulur.....
Ertesi akşam üstü Erdemler yola koyuldular...
-Haftaya bir aksilik olmazsa kesin burdayız...
-Bekleriz,Çok sevindik..

Günler güzel geçiyordu.Deniz de bir güzel ki,sakinliği,kalabalık olmayışı...Herkes birbirini tanımaya başlamıştı...Genellikle büyük şehirlerden,kalabalık kentlerden kaçan insanlardı.Binalarda sıkışmış bu insanlar,doğayla baş başa çalışma yılı enerjilerini topluyorlardı....Sohbetler güzel gidiyor,insanların yüzü gülüyordu..Tavla partileri,okey partileri,bazende müzikli eğlenceler yapıyorduk....
Alman çift Hans ve Helga da iyice bize alışmışlar,bizden biri oluyorlardı.Canı sıkılan bizim tepeye geliyor,kazma,kürek,çapa ne bulursa aletlerle çevre temizliği ve düzenlemeler yapıyorlardı....
Çadırlarımızın ve otobüsün bulunduğu tepeden tesise kadar bayağı güzel bir yol yapmıştık....Tepenin üzerini de oldukça düzeltmiştik..Orası artık bizim seyir tepemiz olmuştu...
Ben de pervaneyi yerleştireceğimiz alanı düzeltip,demir kazıklar çakıp üzerine de beton atmıştım..Pervane montajı için demir çubuklar eklemiştim..

Her gün kazma sallayınca ellerim nasırlanmaya başlamıştı..O nazik eller kuvvetlenmişti.İlk zamanlar her yerim tutuluyor,et kesmesi oluyordum.Vucudum da alışmaya başlamıştı...Artık ağrı ve sızılarım kalmamış,kaslarım da yerine gelmeye başlamıştı....Şehirdeyken gece kuşu gibi geç saatlerde yatıp,öğlen kalkmaları da yoktu artık...Sabahları erkenden uyanıyor,günün doğuşunu,hayatın canlanışını izliyordum..Çok hoş bir duyguydu bu...Artık acıkıyordum....Siğarayıda azaltmıştım....Vucudum kalıba giriyor,yeni düzene ayak uyduruyordu....Kuvvetlenmişve birazda kilo almıştım...
Eee düzenli hayat,düzenli uyku,düzenli beslenme,spor,çalışma ve deniz bizi turp gibi yapmıştı....
Evde odalarını toplamayan bizim gençler...Bakıyorum kalkar kalmaz yataklarını topluyor,etrafı düzenliyorlardı..Evde 8 yapmayı alışkanlık haline getiren bizimkiler ( Sekiz ne demek diyeceksiniz..Anlatayım...Olduğun yerde pantolonunu veya eşofman altını çıkarırsın ve yerde bırakırsan onun sekiz şeklinde olduğunu görürsün..Çıkarılıp yerde bırakılan alt giysiye sekiz yapma diyoruz)..Artık yatarken giysilerini oraya buraya atmıyorlardı...
İşleri bittiğinde kullandıkları takımları,aletler aldıkları yere koyuyorlardı..Yoksa bir daha ara dur...Evde her yere eşya bırakan ve sonra bulamayan bizimkiler,artık düzene alışmışlar,düzenli olmaya ikna olmuşlardı..
Yıllardır öğretemediğimiz bu alışkanlıklarını,orada bulunana diğer gençlerden örnek almışlardı...Bu gençler birbirlerinden çok şey öğrenmişlerdi..Yıllardır yaptıramadığımız örneğin kalkınca yatağını toplamak gibi,başkalarının yaptığını görünce kendiliğinden yapmaya başlamışlardı...

Hafta sonu yaklaşmıştı..Merakla bekliyordum..Bu hafta abimler gelecekti.Su pompasını yapmış ve çatı pervanesini getireceklerdi...Pompayı denize monte edebilecekmiydik..Pompa çalışacakmıydı...
Türkiyede bir ilki mi gerçekleştirecektik.....Pervaneyi görenler ne diyecekti...

-------------------------------------
SU POMPASI VE FIRDÖNDÜ
--------------------------------------
Sonunda abimler oğluyla  ve kardeşim Erdoğanla birlikte geldiler...Çocukluğumuzdaki gibi kardeşler,hatta sülale bir araya gelmişti...Buranın bize bir faydası da bizi bir araya getirmesiydi...Yıllar sonra bir arada ve birlikte bir şeyler yapıyorduk.Hepimiz heyecan içinde ve mutluyduk...
Malzemeleri indirmeye başladık..Dostlarda hoş geldiniz diyerek yardıma geldiler...Taşıdıklarına bakıp bunlar da ne diye soruyorlardı..Biraz sabırlı olun,bitince göreceksiniz...Değişik birşeyler göreceksiniz...Bana sakın deli demeyin...Zaten yakında adım deli öğretmene çıkacak....

Tüm malzeme boşaldıktan sonra kahvaltı ve gelsin çaylarrrr...
Biz erkekler malzemelerin yanına geçip...Proje çizimlerini çıkardık...Nasıl yapacağımızı planladık,iş bölümü yaptık...Yeğenim Murat,Nihat,Bizim oğlanlar Barış,Başar, bizde üç kardeş Pervanenin(fırdöndü) ve su pompasının montajını yapmaya koyulduk....
Fırdöndünün yerini zaten hazırlamıştım.Malzemeleri orada montaj yapacaklardı..Önce tabanı yerleştirdik.Önceden hazırladığımız betondaki vidalarla sıkıca sabitledik..Ortadaki bilyeli dönen ana demiri yerleştirdik...Kontrolünü yaptık,dönüşü mükemmeldi..Hififce dokunuşla bile mükemmel dönüyordu..Bir metre boyundaki bu orta bölüme yarım ay şeklindeki,soyulmuş portakal kabuğu gibi kanatları birer birer yerleştirdik.Somunlarını sıkarak sabitledik.On iki kanat vardı bu sistemde...Her kanadı yerleştirirken karşılıklı olarak montaj yapıyorduk.Ağırlık dengesini de kaçırmıyorduk.Bayagı ağır olmuştu...Dönecek miydi?.Her kanat yerleşiminde elle döndürüp deniyorduk...Sonunda bittiğinde elle itip döndürdük.Harika dönüyordu..
Bir süre sonra duruyordu.Çünkü öyle bir hava vardı ki..Hiç esmiyor.Deniz de çarşaf gibi yatıyordu...
Biraz bekledik...Dönmüyordu...Hevesimiz kırılmıştı....Birazcık dönse mutlu olacaktık...Dönsün diye hep birlikte üflüyorduk..Biraz kıpraşıyordu....



Biraz moral bozukluğu,biraz hayal kırıklığı  ile dinlenmek için soğuk bireyler içmeye başladık..Hepimizin gözü fırdöndüdeydi...
-Merak etmeyin...Ben onları çatılarda hep izledim...Biraz rüzgar çıksın dönecek..Bu gün hava çok durgun...Öğleden sonra saat 4-5 gibi rüzgar çıkar buralarda....
-Abim hadi yeter dinlendiğimiz..Su pompasına geçelim..Benim asıl merakım bu....
Pompanın parçalarının başına geçtik...Bir küçük saç bidonun yarısını hava balonu yapmıştık...Yani bu bizim dubamızdı...Suyun üzerindeki plastik top gibi olacaktı....İki metrelik silindir asıl bizim aletimiz oydu.Bisiklet pompasının büyüğünü yapmıştık...Tulumbaları bilirmisiniz.Eskiden kuyulardan su çekerdik.. Silindirin ortasındaki mil aşağı indiğinde keçenin üstüne su dolar yukarı çıktığında suyu da çeker,çekiş sırasında aşağıdaki su tekrar silindire dolar..Bu aşağı yukarı hareketle su çekilirdi..Yada bisiklet pompasındaki hava gibi..Bir taraftan dolan havayı diğer taraftan sıkıştırarak hava basardık...Bizim silindirdeki inme çıkmayı suyun dalgalarla dubayı yukarı aşağı hareketinden yararlanarak içindeki suyu sıkıştırıp bizim en yüksek tepeye su pompalamak için kullanacaktık..
Birde denizin dibine yerleştireceğimiz ağırlıkla ve çapalarla bu pompayı suyun içine yerleştirecektik.Silindirin altında ...Süzgeçli,delikli bölümden su girecek.Üst taraftaki delikten yukarı fışkıracaktı.Buraya hortum takılarak istediğimiz yere suyu ulaştıracaktık...
Kolay gibi görünüyordu...Sıkıntı denize sabitleme konusunda yaşanabilirdi...Pompanın montajı kolaydı..Süzgeç,duba ve silindir birbirine bağlanacaktı...
Uzaktan teknesiyle Reis göründü...Biz de pompanın parçalarını iskeleye taşıdık....
Reis selam vererek hazır mıyız diye sordu...
-Sen çay veya soğuk bir şey iç biz de  bunları tekneye yerleştirelim....
-Reis günaydın millet diyerek...Erkan beyin yanına yollandı.Erkan beyin sparişlerini de oğlu ve yanındaki genç adam taşıdılar...
Biz yüklemeyi tamamlayıp reisin yanına uğradık...
Ha be hocam hakket sen delisin ya...
Neden öyle dedin
Ben hiç böyle bir şey görmedim..Ha bu da Ali dalgıç...Sizin için getirdim...
Hoş geldin Ali bey...
Reis biraz anlattı.Dibe bir şeyler bağlayacakmışız.Hava durgunken hemen yapalım..
Olur.. Siz ne zaman derseniz gideriz...
Reis seslendi...Hopp. Hadi bakalım...Bir an önce yol alalım da bitsin...
Hep birlikte kalktık.Tekneye gittik...
Muratı da deniz kenarında en yüksek bölgeye gönderdik...-Urganı almayı unutma....
Tekneyle kıyıdan yavaş yavaş bizim arazinın içindeki küçük koya ilerledik...Bu koy u şeklinde küçük bir koydu.Kayaların arsında kıyıya inişi olmayan bir bölgedeydi...Tekneyi durdurduk...Ali dalgıç giysilerini giydikçe..Biz onu izliyorduk..Giysisini giydi,hava tüpünü yerleştirdi...
-Bize 4-5 metre derinliğinde kıyıya yakın bir yer lazım...Bu aleti oraya sabitleyeceğiz...
-Ben bi keşif yapayım,Siz keyfinize bakın...
-Paletlerini taktı ve suya daldı...
Biz de teknede koyun güzelliğini seyrediyorduk..
Yarım saat kadar sonra Ali dalgıç göründü...İşaretlerle bir şeyler anlatıyordu...
Reis oraya gelmemizi istiyor diyerek tekneyi çalıştırdı.Ağır ağır Ali dalgıcın yanına gittik..
Burada istediğiniz derinlik var...Kayalara da sabitlemek kolay.....
-Gönderin bakalım şu parçayı..
Hep birlikte vince bağlı parçayı suya bıraktık...Reis yavaş yavaş dip parçasını suya saldı...Sonunda zencir gevşedi...Dibe varmıştı....
Ali dalgıç...Sabitleme parçalarını alarak suda kayboldu....
Pompanın montajını tamamlayıp vince yerleştirdik..
Birkaç defa sudan çıkıp diğer parçaları alarak dalışlar yaptı...
Sonunda tekneye çıkıp biraz dinlendi...
Hallettim,Çapayı da kayalara yerleştirdim...Kolay kolay buradan çıkmaz...Oldukça sağlam oldu..Ağırlıkları da yerleştirdim...Bir yere gidemez....
-Salın bakalım şu ilginç aleti de halledelim diyerek suya saldı kendini...
Reis vinçle pompayı suya bıraktı...Silindir suya girdi...Sadece suyun üstünde duba kaldı...
Paslanmaz çelik halatla suyun yüksekliğine göre  pompa dipteki bölüme bağlandı...
Ali dalgıç çıktı,,,Oldumu..Tamam mı diye sordu...Gergince bağladım....
Dubayı suya gömmek için üzerine çıkıyorduk yine batmıyordu...Çok güzel olmuştu.....
Tepedeki Murat'a seslendik..
-Halatı salla
Murat bir ucunu kayalara bağladığı halatı savurarak bize doğru attı...
Halatı alıp su hortumunun bir ucunu bağladık..Hortumun diğer ucunu da pompaya bağladık...
Her şey hazırdı...Murat halatı çekerek ucundaki hortumu yukarı çekti..Tepeye bağladı....
-Tamam işimiz bitti....Gidelim dedik...
-Reis seslendi...Dubanın üstüne koyacağımız çubuğu takmadık...Doğruydu bu çubuk dubanın görülmesini sağlayacaktı...Çubuğu yerleştirdik.Uzuna da turuncu üçgen bir bayrak taktık..
-Bir de gece yanan ışık olsaydı iyi olurdu.Dedi reis..
Barış...Baba hani bahçe için güneş enerjisiyle çalışan ışığımız vardı.Onu buraya bağlayabiliriz...
Doğruydu ya bu led lambalar güneş enerjisiyle şarz oluyor, sensörü sayesinde de geceleri yanıyordu...
İnşallah onu da yaparız....
Ve tekneyi çalıştırdık...Tesise geri döndük...
Ali dalgıç hiç böyle bir şey görmedim...Başarırsınız inşallah..
Kıyıda Dalgıçla hesaplaştık helalleştik....
Reise seslendim Ali dalgıca iyi bak...Daha çok işimiz olacak onunla....
Hoşça kalın diyerek Reis tekneyi çalıştırdı....

Saat öğleni geçmişti...Bir şeyler atıştırdık...
Sorduk hemen
-Fırdöndüyü izliyormusunuz..Hiç döndü mü?...
-Bazen hafif hafif dönüyordu.Ama şimdi dönmüyor....

Hem tepeye tırmanıyor hem de fırdöndüye bakıyorduk.Ama nafile dönmüyordu....
Hep birlikte öbür tepedeki hortuma yöneldik...Hortumun başına geldiğimizde baktık su mu yok....
Hortum mu büküldü diye hortumu gözledik..Zaten bükülmez hortum almıştık...
Hortumda bir sıkıntı yoktu...Duba da aşağıda çok güzel görünüyordu...
Dalga olamadığından pompanın çalışması mümkün olmamıştı....Biraz bekledik..Nafile...Hevesimiz kursağımızda kalmıştı...
Bari denize girelim dedik...Hep beraber denize gittik...Deniz yatıyordu adeta...Yüzdük,eğlendik...
Okeye oturduk...İki masa okey kurduk...Oyuna dalmışken....
Başar heyecanla koşarak yanımıza geldi...
Bakın Bakın....Diyerek fırdöndüyü gösteriyordu...
Evetttttt Dönüyordu...Rüzgar gülümüz fırdöndümüz dönüyordu....
Okeyi bırakıp fırödöndünün etrafına gittik...Bordo rengiyle ışıl ışıl parlıyordu.Dönüşü öyle güzeldi ki..Kimse konuşmuyor sadece izleyip..çevresinde dolaşıyordu....
İzlerken birbirimizle çarpışınca kendimize geldik..Birbirimize sarıldık...
Oh be sonunda dönüyordu işte.....
Fırdöndü tamamdı...Acaba su pompası çalışıyormuydu...
Hortuma gittik...Baktık...su falan yok...Dubaya baktık...hafif bir dalga çıkmış..Duba da hafif hafif yaylanıyor...Ama hortumdan su gelmiyordu....
En azından pervanemiz çalışıyordu....

Gece yatmadan önce de hortumu kontrol etmiştim.Hortum ağırlaşmıştı.Ama hala su gelmiyordu...Biraz içim buruk ve kırılmış halde yatmaya gittim.....

Sabahın köründe...dürtülerek uyandım..Barış dürtüyordu...Sessizce
-Baba babaa kalk
-Ne oldu oğlum..Ne bu telaş Hayırdır...
-Hadi hadi kalk
-Gözlerimi oğuştura oğuştura yataktan kalktım.Barış dışarıda sabırsızlıkla bekliyordu...Hortuma gidelim...Su gelmiş...
Ne su gelmiş mi...Harikaydı bu..Hemen fırladık...Yaklaştıkça gördük yerler ıslanmıştı....Hemde çok ıslanmıştı.....Bu pompamızın çalıştığı anlamını taşıyordu...Evet hortumun ucu hala ıslaktı ve damlalar vardı.
Gece dalgalanan deniz pompamızı çalıştırmış ve suyu buraya kadar çıkarmıştı...Hem de bayağı çok su pompalamıştı....
Harikaydı bu duygu...Başarmıştık. Elektiriksiz suyu yukarı çıkarmayı başarmıştık.....
Dubayı gözledik...Yerindeydi..Hortum su dolduğundan kayalara yaslanmıştı....Sorun yoktu...Ama dalgalarda durmuştu......

Yalnız bir sorun vardı.Deniz suyu tuzluydu,toprağa zarar verebilirdi...Deniz suyu toprağa akmamalıydı...
-Şimdilik pilastik bir bidona dolduralım.Gelen fazla suyu tekrar denize gönderelim.
Hemen araştırdık,fakat depo yapabileceğimiz bir malzeme bulamadık...Hortumun ucunu denize bakan kayalara doğru çektik...Böylece pompalanan su tekrar denize dökülecekti..
Başarmıştık...Su istediğimiz yüksekliğe pompalanabiliyordu...Bizim için bu önemliydi....

Akıl akıldan üstündür derler..
-Başar havuz yapalım,hem de istediğimiz zaman yüzeriz...Suyu da belki kullanırız....
İyi fikirdi...Ama havuz nasıl yapılacaktı....Toprağı kazmaya karar verdik...Bir metre derinliğinde bir çukur yapacaktık...İçine de naylon serip bu çukuru havuz haline getirecektik...

Neyse önce kahvaltı yapalım dendi...Kahvaltı hazırlıkları yapılmaya başladı...İçimiz içimize sığmıyordu...Sabırsızlanıyorduk....Apar topar kahvaltı yapıp..Kazma,çapa ne varsa aldık.Sonra yer belirledik...Denize yakın,boşaltması kolay ve en yüksek noktaya havuz yapacaktık....
Bir önceki tecrübemizden öğrenmiştik..Kazma,kürek saplarını çok sıkmadan çalışacaktık...Yoksa avuçlarımız su toplayıp patlıyordu...
Tü diyerek avuçlarımızı tükrükleyip salladık kazmaları....İki kişi kazıyor,iki kişide küreklerle toprağı dışarı atıyorduk....Derinlikte anlaşmıştık ama ne büyüklükte yapacağımıza bir türlü karar verememiştik....İki metreye,iki metre genişliğinde yapmaya çalıştık....Daha 25-30 santim kazmıştık ki hava bayağı ısındı...
-Hadi mola verelim...Sıcak bunaltmaya başladı...
-Öğleden sonra 5 gibi tekrar başlarız...
Barış
-Baba hatırlıyormusun biz bahçede toprağı ıslatıp bekliyorduk...Toprak pamuk gibi oluyor..Kazması çok kolay oluyordu...İçine su dökelim...Geldiğimizde toprak yumuşamış olur...
-Evet hatırladımm..Biz dinlenirken toprak da yumuşar...
-Aferin..Aklınla bin yaşa...
Hemen su bulmaya gittik...Hatta bazen deniz suyu bile döktük...
Bu arada güzelce deniz keyfi yaptık....Oldukça mutlu ve neşeliydik....Bu işler yorucuydu ama kimse şikayet etmiyordu...Yıllar sonra bir arada hep beraber bir şeyler yapmak hepimize iyi gelmişti...
İlk geldiğimiz zamandaki düşüncelerimiz çok değişmişti...Çocukların çok sıkılacağını düşünmüştüm....Bilgisayar bağımlılığından da kurtulmuş sayılırdık...Öğlenleri sıcakta dinlenmeye çekilince bilgisayarlara takılıyorduk.Bu süre bize yetiyordu artık...Evdeyken başından ayrılamıyorduk..Şimdi başka uğraşılar vardı ve biz bu uğraşılardan mutluyduk...Yoruluyorduk ama bu yorgunluklar bizi mutlu ediyordu..Doğayla,insanlarla iç içeydik...Oysa apartmanda yaşam hiç böyle değildi....Neredeyse odalarımızdan çetleşecek hale gelmiştik...Yemekleri bile bir arada yemiyorduk...Birimiz sabah kalkarsa diğerimiz öğlene doğru kalkıyordu...Oysa burada gün doğarken kalkıtor,bir arada sofraya geliyorduk...Aslında konuşuyorduk.Düşüncelerimizi paylaşıyorduk...Tabiki bir işe yarıyorduk aslında...Bu da bize oldukça keyif veriyordu....Farkında olmadan sigarayı da azaltmıştık...Vücudumuz kendine gelmişti...Acıkıyorduk artık...
Kimimiz denize gitti,kimimiz okey,tavla oynadı,kimimiz bilgisayarına gömüldü,kimimiz şekerleme yaptı....
Saat beş gibi aletleri alıp tekrar havuz kazmaya gittik....Evet toprak oldukça yumuşamıştı..Ama kaya ve taş parçaları çok yoğun bir bölge olduğundan oldukça yorucuydu...Dinlene dinlene çalışıyorduk...
Hemen hemen 50 santim derinliğe ulaşmıştık ama iyice de yorulmuştuk.
Başar
-Gün kaçmıyor ya...Yarın devam ederiz...
-Haklısın günler mi tükendi..Ne acelemiz var...Bu günlük yeter.
Giderken pompanın hortumunu da kazdığımız çukura yerleştirdik.Artık su bu çukura dolacaktı....
Akşam yemeğini yiyenler mayışmaya kıvrılıp uyuklamaya başlamıştık...Bizimkiler ne yaptı bilmiyorum ama deliksiz uyku çekmiştim...Sabah kalktığımda bazı bölgelerim tutulmuştu..Hafif hafif ısınma hareketleriyle vücudumu açıyor,esnetme,germeyle kendime geliyordum...
Meğer havuzda çalışan hepimiz akşamdan uyuya kalmışız...Sabahta sırayla erkenden hepimiz uyanmıştık...
-Hadi kimseyi uyandırmadan kahvaltımızı yapalım...Birimiz dişardaki masayı donatırken,diğerimiz çayı koydu.Tesisten suları doldurduk...Kurt gibi açıkmışız...Hiç şikayet etmeden ne bulduysak yedik....
Aletleri kapıp hemen havuza gittik...
Aaaaa...Havuz su dolmuş....
Eeeee -Şimdi ne yapacağız baba
Pompa akşam çalışmış ve hemen hemen çukuru suyla doldurmuştu..
-Ben kap getireyim boşaltalım bari diyerek Başar fırladı...
-Barışla ben de ne yapabiliriz diye düşünürken..
Barış
-Biz havuzu daha da büyütelim..
-İyi fikirdi toprak suyu eminceye kadar bizde boş durmayıp..Havuzu büyütmeye karar verdik...Boyunu 4 metreye çıkaracaktık...
Başar kaplarla geldi....Havuzun içindeki suyu yeni kazacağımız bölüme döktük...Orasıda yumuşasın istiyorduk...Ama çamur da olmamalıydı...
Bir yandan ara ara sularken dışarı attığımız toprağı da havuzun kenarlarına yığıp havuzu yükseltiyorduk..Kazarak derinleştirdikçe çıkan toprakla kenarları yükseltiyorduk...Aslında havuzun derinliği kenarlardan nerdeyse bir metreyi bulmak üzereydi...Biz bu yüksekliği tahmin etmemiştik...Fakat daha iyi olmuştu...
Toprağı kenarlara yığıncaya kadar dışırıdaki suladığımız alan suyu çekmiş nispeten yumuşamıştı...
Başladık yeni bölümü kazmaya...
Birkaç gün içinde kocaman bir çukurumuz olmuştu...üç metreye yedi metrelik bir alanı kazmıştık...Derinlik birbuçuk metreyi bulmuştu...Son iki metrelik bölümün derinliğini bir metrede bıraktık...İçerisi katlı olmuştu...Kenarlarındaki toprağı da iyice düzeltmiştik...Yerden 25-30 santim yukarı çıkmıştık..
Tahliye hortumunu da zeminle birlikte yerleştirdik...Böylece fazla dolan su bu tahliye borusundan tekrar denize salınacaktı..
Havuzun içini büyük ve kalınca naylonla kapladık..Böylece deniz suyu toprağa karışmayacaktı..Pompa çalıştıkça havuz hep dolu kalacak,,,Tahliyeden fazla su boşaltılacak ve devir daim olacaktı...
Tuzlu sulu doğal,harika bir havuzumuz olmuştu.
Sonunda havuzu tamamlamıştık.Pompanın hortumunu da yerleştirdik...Artık havuzun dolmasını bekliyorduk....

Tesisten de izlemeye gelenler oluyordu...Herkes merak ediyor ve geliyordu..Özellikle fırdöndümüz denizden harika görünüyordu.Çok dikkati çekmişti...Tekneler artık tesise geliyor ve insanlar bu fırdöndüyü ziyaret etmeye başlamışlardı...Fırdöndüye gelenler havuzu görünce iyice şaşırıyorlardı...
Bu gelenler tesis işletmesini de oldukça sevindirmeye başlamıştı...
Bizim Alman komşularımız ve oğlum Başar artık tercümanlık yapıyorlardı...
Facebook da paylaştığımız fotoğraflar arkadaşlarımızda da ilgi uyandırmıştı.Dostlar mesajlar yazıp ziyarete gelmek istiyorlardı...Özellikle şehirden kalmak istemeyenlerin ilgi odağı olmaya başlamıştık...
Okullar tatildi ve öğretmen arkadaşların bazıları İzmirdeydi...Anlaşmışlar ve bir hafta sonu gelmek istiyorlardı....Ramazan hocamla telefon görüşmesi yaptık...O zaten hep böyle bir yer istiyordu...
Şeçeneklerini söyledim.İsterseniz Urla üzerinden kara yoluyla,isterseniz Sığacık limanından tekneyle gelebilirsiniz...Biz yol haritasını da facebooka yükledik....

Erdem kendisinin yaptığı jeneratörü getireceğini söyledi.Tekrar fırdöndünün alt yatağının ölçülerini istedi.Onun için bu çok önemliydi.Hazır da alabilirdi.İlla ben yapacağım demişti....İnşallah olurdu.
Hafta sonu burası oldukça hareketli geçeceğe benziyordu....

Ertesi günü havuzumuz hemen hemen dolmuştu.Açılışını Başar yaptı.Ardından gençler havuza doluştu.Oynaştılar.Havuzu taşırdılar. Neyse ki tahliyemiz iyi çalışıyordu...Tabanındaki naylona dikkat ediyorlardı...
Cumartesiden Erdem geldi...Hemen yaptığı üreteci fırdöndüye montaja gittik...Bayağı bir uğraşıdan sonra hallettik....Otobüsün aküsüne bağlantı yaptık...Artık iş fırdöndünün dönmesine kalmıştı.Üreteç akümüzü şarj edecek biz de kullanacaktık...Artık akümüz arabadan değil fırdöndüden şarj olacaktı..

Çay içerken Erdem üreteci nasıl yaptığını anlattı..Youtube deki videoları yıllarca incelemişti.Oldukça bilgi sahibiydi...Zaten evde iken prototiplerini yapmış bize de göstermişti.Şimdi uygulama alanı bulmuştuk..O da bir şeyler başarmaktan çok mutluydu....Sonra eşiyle ve Başarla balık tutmaya gittiler...

Ben de arazinin düz bölümünde küçük bir bahçe hazırlıyordum.Belli bir alanı güzelce kazıyor ve toprağındaki iri taşları ayıklıyordum...Boş kaldıkça burada takılıyordum...Bu toprakta ne yetişir bilemiyordum..Toprağı analiz ettirmem gerekiyordu.Yada taşıma toprak mı getirmeliydim..Gübre mi atmalıydım..Bilemiyordum..
Toprağı kazdıkca,ayıkladıkca daha hoş bir görüntü oluşuyordu..Ben de çıplak ayaklarımla bu yumaşattığım toprağa basmaktan müthiş haz duyuyordum...

 Cuma günü Ramazan hocam süpriz yaptı..Saat 11 gibi gelmişti...Sarıldık,eşiyle tanıştık.....
Tesiste birer çay içtik....Hal hatır sohbetten sonra...
-Şu senin yeri bir görelim..Hadi sabırsızlanıyorum....
Hanımlar otururken biz çıktık.....İleride fırdöndüyü işaret ettim.
-İşte o tepeye gideceğiz...
-Bu ne? bu nasıl bir şey....
Fırdöndü çok dikkatini çekmişti....Yaklaştıkça şaşırdı.Havuzu gördü...Dahada şaşırdı.....Otobüsü fark edince...
-Aaaaaa neler yapmışsınız siz....Bayıldım yaa...
Ben tanıttıkça o dahada şaşırdı.....
Manzaraya baktı....
-Oh ya...Ne kadar bunalmışım şehirde....Manzara içimi açtı....Araziyi sordu...
Gösterdim....
-Alan çok kıraç,taşlı...Bi de bahçe olsa......
Küçük ova olan bölümü işaret ederek
-İşte bizim bahçemiz orada olacak.......
Baştaki  tedirginliği yavaş yavaş geçmeye başladı..Denize bayılmıştı....Araziyi tanıdıkça da hoşuna gitmeye başlamıştı...Yaptıklarımız onu çok şaşırtmıştı......
Tesise geri döndük...Erkan beyle tanıştırdım....
Ramazan hocam..Erkan beye sordu yeriniz var mı?
Erkan bey çok memnun olmuştu...Hocama hemen bir yer ayarladı...
Ramazan hocam...Öylesine uğramıştık.Yeri görünce bayıldık.Hafta sonu kalmaya karar verdik....
Hadi,yerleşin sonrada kıyıya gelin önce deniz sefası sonra çalışma başlayacak diyerek onları gönderdik..
Kıyıda buluştuk....Ramazan hocam....Senin çaycı olduğunu biliyorum ama burada bu güzellikte bir bira iyi gider ...
Buz gibi birasını yudumlayıp..Hep böyle hayal ederdim....Oh beee...Diyerek zevkten dört köşe olmuştu....
Biraz yüzdük...sonra biraz güneşlendik....Sonra da tabi ki çay keyfini Erkan beyle yaptık....
Ramazan hocam fotoğraf makinesini kapıp ben biraz fotoğraf çekeyim...deyip fırladı.....

Bende yine bahçe bellemeye gittim...Biraz daha bahçeyi büyütecektim...Çocuklar havuz keyfi yaptılar,fırdöndüyü ve su pompasını kontrol yaptılar....Yanıma gelip yardım ettiler...
Biraz çalıştıktan sonra sıcak diye kaçtılar...Bende peşlerinden kaçtım...Otobüsün yanında dinlenirken Ramazan hoca geldi...Harika fotoğraflar çektim....Biraz sohbetlendik...şimdi ben balık tutmaya gidiyorum..diyerek ayrıldı...
-Akşam burada buluşacağız...Çok geç kalma....

Akşam güzel bir mangal partisi yaptık...Ramazan hocam iyice şaşırmıştı....
Ya Selami  senin branşın değil bunlar...Nerden aklına geldi....
Ramazan hocam   ben lisede fen bölümü mezunuyum...(o zamanlar liselerde sadece fen ve edebiyat bölümleri vardı),Ben de çok iyi bir matematikçiydim.Aslında makine mühendisliği,elektrik,elektronik mühendisliği okumak istiyordum...Ama kaderde öğretmenlik varmış
O günlerden ilgi alanımdır.
Bazı projelerimiz vardı.Onları burası sayesinde gerçekleştirmeye başladık..Rüzgar enerjisi,güneş enerjisi,Deniz pompası.....daha aklımızda bir sürü fikir var...Paramız ve bilgimiz yettiğince yapmaya çalışacağız...
Burası yazın bir harika...Ben de takılayım...Çok hoşuma gitti...Benim de fen bilgisi öğretmeni olarak katkılarım olabilir....
Çok sevinirim.....
Şu pompa ile fırdödüye bayıldım....İnceledim....düşünce çok harika....Bahçe zaten benim hayalim.denizde olunca deymeyin keyfimize....

Sabah erkenden bahçeye gitmiştim...Biraz çalışmıştım ki Ramazan hocayı başımda gördüm...
Kolay gelsin....Rüyandamı gördün...Sabahın köründe ne bu iş....
Spor yapıyorum hocam..Enerjim boşa gitmesin...
Hah hah hah...Diyerek kazmayı yakaldı,o da başladı benimle çalışmaya...
Kazmanın sapını sıkmamasını ve nasıl yapması gerektiğini söylüyordum...
Güldü Oğlum biz zaten alışığız......
Bayağı temizledik,bahçemiz gittikçe büyüyordu...  
Müthiş bir haz alıyordu..Halinden belliydi..
İyice acıkınca tesise geri döndük.Hemn denize daldık çıktık...Terimizden kurtulduk...
Bizimkiler kahvaltıyı hazırlamışlardı...Hep beraberce kahvaltımızı yaptık....
Keyif çaylarını yudumladık.Bir de tavla yaptık....
Ramazan hocanın telefonuyla ara verdik....Arayan bizim öğretmen arkadaşlardı..Seferihisara doğru yola çıkmışlardı....3 araçla geliyorlardı....Seferihisardaki kalenin yanındaki otoparka gelmelerini söyledik..
İdris reisi aradık.Onları alıp gelecekti...
Erkan beye söyledik çok sevindi...Ne kadar insan gelirse onun için çok daha iyiydi.Bi de gelenlerin öğretmen olması onu dahada memnun etmişti...
Ben hazırlıklara başlayayım...Erkan bey hemen faaliyete başladı...Masaları ayarlıyor...Çocukları köye gönderiyor.Birşeyler sipariş ediyordu.

Öğlene doğru bizim ekip kıyıda göründü..Birlikte karşıladık..Sarılmalar,koklaşmalar,ortalık karmakarışık oldu... Birkaç masanın birleştirilerek hazırlanan yerimize geçtik.Çay ve güzel bir kahvaltı onları kendine getirmişti..Kabinlerde üstlerini değiştiler,herkes yeniden toplanınca asıl merek ettikleri bizim araziye doğru yürüdük..Ben de küçük bir birifing verdim...Gezdikçe şaşırıyorlardı...Rüzgar gülü fırdöndümüz hemen dikkati çekiyordu...Ramazan hocam açıklamaları yaptı..Havuz onları dahada şaşırtmıştı...Su pompamız onları iyice şok etti.İnanamıyorlardı....Tepeden manzarayı şöyle bir seyrettiler,araziyi gezdiler..
Gezme bitince tesise geri dönüldü...Deniz hazırlıkları yapıldı....Biz erkekler de sohbete daldık.Projelerimizi anlattık,biraz meraklarını giderdik. Çiğdemler de deniz kıyısında sohbete dalmışlardı.Öğretmen arkadaşların çocukları da gençler bir arada neşeli bir topluluk olmuşlardı...

Güner hocam senin burada işin çok oğlum...Sana bir kepçe lazım...
Ben kepçeyi ne yapacağım,Yada kepçeyi nasıl alacağım....
Dur bakalım olum,,Belki hallederiz....
Güner hocamın çevresi çok genişti....Maddi durumları da oldukça iyiydi...
Evet aslında bir kepçe,traktör gibi araçlara ihtiyacım vardı...Ama bunlar çok pahalı aletlerdi....
Biz spor yapıp zinde ve sağlıklı kalıyoruz..Kazmayı kapınca,şunu bunu taşıyınca zoraki spor yapıyorduk...

Çok eğlenceli bir günün ardından İdris Reis geldi...Ve milleti toparladı...Bir sürü fotoğraf çektik....
Sonrasında arkadaşları uğurladık...
İdris Reise seslendim.
Sığacığı gezdir...Sakın Gezdirmeden bırakma....Sana emanetler...
Hiç korkma...Ben onlara iyi bakarım....

Dostların bizi araması,ziyaretimize gelmesi çok hoş olmuştu...Çok duygulandık...Demek ki birşeyleri paylaşmışız onlarla..Onlarda değer vermişlerdi bize...Güzel duygulardı bunlar...Bu yıl artık onlardan ayrılmıştık..Onlar yine bir arada olacaklardı..Biz artık yoktuk...Bizim için okul,öğretmenler,öğrencilerimiz,velilerimizden uzak kalacaktık..İçim burkuldu..Bunu nasıl yapacaktık.Gerçekten yepyeni bir yaşama başlıyorduk..Evlenip öğretmenliğe başladığımızda da aynı duyguları yaşamıştık....Arkadaşlarımızın gelip gitmeleri bizleri tahminimden çok etkilemişti...Biz artık başka denizlere yelken açmıştık....
O gün hiç bir iş yapmadık.....Duygusallaşmıştık...

Kafama takılmıştı...Erkan beyle sohbet ederken.Köyde bazılarının Avrupada çalıştıklarını ve  kışın gittiklerini söylemişti...Yazları geliyor,memleketin havasını özlüyorlardı...Erkan beyle anlaştık.Pazartesi beni köy kahvesine götürecekti...
Pazartesi gelince ben ve Erkan bey,bizim gençler köye yola çıktık...Köy kahvesine ulaşmıştık,gençler gezeceklerdi.Kahvenin sahibi Şaban bey bizi karşıladı...Hoş geldiniz..Sizi görmekten mutlu oldum.Artık sık  uğramıyorsunuz.Sahilde işler nasıl...
Beni tanıştırdı.Sayelerinde işler çok iyi..Çok iyi bir dost kazandık...
Şaban bey...Duyuyoruz...Rüzgar gülünün haşmeti bize kadar ulaştı.Yakında bu yer onun adıyla anılacak galiba..
Selamlaşa,selamlaşa,hoş beş derken kenardaki kalabalık masaya gittik.Erkan bey tanıştırdı....Hocam artık buralı.bizden biri oldu..
Çaylar geldi...Sohbetler derken çoğunun Almanyada çalıştıklarını öğrendim..Buralarda insanlar Almanyaya göç etmişler...Yazdan yaza geliyorlardı...
 Bu yaz ölen Ali beyin oğullarının Hatice teyzeyi de yanlarında götüreceklerini,arazilerinin boş kalacağını,aslında bakacak birilerini aradıklarını söyledi...Erkan bey hemen Osmanı bulun bana diye seslendi...
Biz çayları bitirmeden Osman geldi...35 yaşlarındaki bu arkadaşla ayrı bir masaya geçtik....Erkan bey beni tanıştırdı..Osman la uzaktan akrabaydılar....
İşte tam aradığın adam karşında duruyor...Tokalaştık,biraz benden,biraz tesisten derken Osmaın durumundan  konu açıldı..Osmanın babası rahmetli olunca annesini de yanına almaktan başka çareleri kalmamıştı.Annelerine Almanyada daha iyi bakılacağını söylüyordu..Buralara uzun süre gelemeyecekti...
Arazilerine göz kulak olacak insanlar arıyordu.Bulamamıştı bir türlü...Bana hocam sen ilgilenirmisin dedi...Şaşırmıştım...Olabilir...dedim..
Hemen kalktık....Osmanların çiftliğine gittik..Çiftlikte iki katlı taş bir ev vardı.Diğer bir köşesinde de tek katlı bir yapı mevcuttu..Araziyi gezdirdi.15-20 dönüm bahçelik araziye sahipti...İçinde küçük bir de hayvan damı,kuyusu,kocaman bir avlusu ve çardağı bulunuyordu..
Nefis bir yerdi....Bayılmıştım.....Böyle bir yerim olsun hep istemiştim....
Sonra tekrar kahveye gittik...
Sordum...Ne kadar Almanyada kalacaksınız...Hocam ben gelemem,oraya yerleştik artık...
Biz uzun sürelüğine gelemeyeceğiz.O yüzden güvenilir ve bahçeye bakıp sahip çıkabilecek birilerini arıyoruz...Seni bana Erkan bey tavsiye etti..Sen buralara yerleşmişsin...Sen bizim araziye bakabilirmisin....
Yeriniz çok güzel çok beğendim...Çok isterim. Nasıl yapacağız....
Osman Erken abim burada,sana yardımcı olur....
Ne istiyorsun...Yani kaç para istiyorsun...
Ne parası hocam...Buralar talan edilmesin yeter.....
Olmaz....Kabul edemem...
Osman hocam buralarda masrafın olur...Bu masraf sana yeter zaten......
Erkan bey adını koyalım..Yılda 1000 lira olsun...Osman - Abi gerek yok....
Osman ya siz yazın gelince ne olacak....
Osman güldü Selami Abi bizim köy merkezinde ve ayrıca Urlada da evimiz var...Yani kalacak bir sürü yerimiz var...Hem sen bizi misafir etmeyecek misin....
Şaşırmıştım....1000 lirayı alırsan olur dedim...
Osman elini uzattı...Tokalaştık...Üstümden büyük bir yük kalktı....Hayırlı olsun hocam sana kolay gelsin..Köyümüze hoş geldin....
Biz haftaya gidiyoruz...Erkan abime anahtarı bırakırım..
Ha bu arada evdeki eşyalarda size kalacak...Umarım iyi bakarsınız...Bahçe için bir sürü alet edevat var...Bir de küçük traktör var...Biraz arızalı onu da size bırakıyorum....
Süpriz di bu ...Hiç ummadığım,beklemediğim gelişmeler oluyordu....
Erkan masadan kalktı ve oradaki herkese yüksek sesle...Hocam artık komşunuz....Ali amcanın yerinde o kalacak...Artık hocam da bizden...Hayırlı olsun....
Kahvedekiler...Kalkıp beni kutluyorlar,hayırlı olsun,hoş geldin diyorlardı.....

Bizim gençler geldi ve yola koyulduk...Kahve bizi uğurladı...Hayırlı olsun...Uğurlar olsun....
Bakkaldan,fırından siparişleri aldık ve tesise geri döndük....

Erkan beyle çay içerken...
Hocam çok iyi oldu...Korkma başarırsın...Sizin neler yapabileceğinizi biz gördük..Sana güveniyorum....
Erkan çok hızlı gelişiyor olaylar...Gerçekten çok sevindim...Ama hızlı büyüme korkuttu beni.Başım döndü....Hem burası hem orası nasıl olacaktı...

Düşünceli düşünceli tur atarken Ramazan hocam geldi..
Hayırdır,çok dalgınsın...
Sorma Ramazan hocam..Burası yetmiyormuş gibi bir de köyden arazi kiraladım....
Ramazan hocamın gözleri parladı...
Ben hep böyle bir yerim olsun istiyordum...
Doğruydu okulda hep bahçe hayali kuruyorduk birkaç arkadaşla birlikte....
-Ben seninle takılırım...Küçük bir yer olsa bile yeter...
-Abi harika olur ya...Hatta içinde kalınacak yer de var....
-Ulen daha ne istiyorsun...Ya bak gökte ararken yerde bulmuşsun....
-Kafana takma ben varım bu işte....
-Haftaya gezeriz bir plan yaparız....

Akşam Çiğdem ve çocuklarla bu yeni durumu konuştuk...Barış baba ne güzel işte kışın kalabilecek bir yeriniz de oldu...Bizim de gözümüz arkada kalmaz...Kışın buraya geldiğimizde bir evimizin olması çok güzel bir şeydi...
Kayınvaldem havalara uçuyordu...Ben de sizinle kalırım...Bahçe hayalim gerçekleşebilir...Cennet yaparım orayı....
Evet haklıydı Nurten hanım gerçekten cennet yapardı orayı....Ama Nurten hanım çok zor bir kadındı..Birlikte yaşanması zor biriydi..Çocuklarıyla bile anlaşamıyordu...Ama bize karışmazdı.Aramızda garip bir anlaşma vardı.Yazılı olmasa da bu anlaşma yürürlükteydi..Bize çok karışmaz...Bizi de severdi....Zaten ona da bu yıl yeni bir ev bulmamız gerekiyordu...Şimdi oturduğu yer mütahite verilmişti....

Kafam çok karışıktı...Kayınvaldem Nurten bir yana,Ramazan hocam bir yana...İzmirden büyük şehirden nasıl kopacaktım....Bütün anılarım,hatıralarım vardı orada...Zaten kopamazdım....Kışları İzmirde kalmayı düşlüyordum..Bu hızlı gelişmeler beni sarsmıştı......

Bir buçuk ayda o kadar çok şey yapmıştık ki biz bile şaşırdık..Ama hepimiz mutluyduk..Hemde hayatımızda hiç bu kadar mutluluğu bir arada yaşamamıştık....Bu güzellikler beni korkutmuştu...Her güzelliğin ardından keder gelebilirdi...İşlerin bu kadar güzel gitmesi beni korkutuyordu..Bu işler kontrolden çıkmak üzereydi...Rüzgarda savruluyorduk...Bindik bir alamete..........

Günler geçtikçe bizim küçük ovamızdaki bahçe büyüyordu..Bizde bayağı form tutmuştuk...Balık tutuyor.Denizde yüzüyor ve tabi ki çalışıyorduk...Bu yorgunluklar bize keyif veriyordu..Sigarayı da azaltmıştık...Fırdöndü yüzünden de ziyaretçilerimiz artıyordu..Teknelerle Erkan beyin tesisine gelenler hatıra fotoğrafları çektiriyorlardı...Bizim gençler bile artık Erkan beye yardım etmek zorunda kalıyorlardı..Sığacıkta burası tanınmaya başlamıştı...Gezi tekneleri artık Erkan beyin yerine uğramadan tur atmıyorlardı.....
Hem Erkan bey bu işten mutluydu hem de biz....Bu yıl burası patlama yapmıştı...Başar da İngilizce ve Alman komşumuz Hans da Almanca tercümanlık yapıyorlardı...Yani işler çok iyiydi....

Bir gün Osman kampa geldi..Erkan ve Ramazan beyle birlikte köye gittik...Osman Anahtarları bize teslim etti....Biz de onları Almanyaya uğurladık...Ardından da bir kova su döktük...Adettendir dediler..Bizde uzun yola gidenlerin ardından yola su dökülürdü.....
Erkan beyle birlikte evi araziyi gezdik...Bir deftere neler varsa kaydediyorduk..Ayrıca her yerin fotoğraflarını çekiyorduk...İleride sıkıntı olmasın diye....O kadar çok malzeme vardı ki...defter yetmeyecekti sanki.....Ağaçlara kadar fotoğrafladık....İlerdeki tek kat binayı da gezdik...Burada ilk zamanlar Osman oturuyormuş.Tek katlı taş ev çok şirindi...İçerisine girdiğimizde şaşırdık...Her şey vardı...Biraz bakımsız kalmışlardı ama her şey yerli yerindeydi....
Ramazan hocam
Allllaaah nefis bir yer...Olum ben burada kalırım......
Ev kapılmıştı bile....Ama Kayınvaldem vardı...O da burayı çok isterdi....
-Ramazan hocam Bi dur yaaa...Biliyorum çok beğendin...Bizimkilerde bir görsün sonra ayarlarız....
Büyük eve girdik...
Offf harikaydı....İçeriden merdivenli bu taş ev zaten kullanıldığı için temiz ve bakımlıydı...Kocaman bir ocağı da vardı..Biz bunlara şömine diyoruz..Ama tabi bu o kadar lüks değildi...Üst kattaki bir odaya kişisel eşyalar  toplanıp kitlenmişti...Çok büyük bir evdi...Bir sürü oda vardı...Sülalemiz kalsa yeterdi....

Bakçedeki çardak kocaman ve harika bir yer olmuştu...Almanyadan bazı fikirler ihraç edilmiş ve güzel de olmuştu....Bir sürü meyve ağaçları ve de ileride de hayvanlar için dam vardı....Alet ve edevatların konulduğu kapalı alanı açtığımızda yok yoktu....Traktörü gördüm...Küçük traktör çok sevimliydi....Buranın listesini nasıl tutacaktık....Hem fotoğraf,hemde video kaydı yaptık.....
Burada gerçekten her şey vardı...Almanyadan bir sürü alet ve makineler vardı..Kaynak makinesi bile gördüm...Lazım olabilecek her şeyi almışlardı...Çünkü bir şey lazım olsa ta İzmire gidilecek ve bulunacak olması sebebiyle her türlü edevatı almışlardı...Tam teşekküllü atölye gibiydi....Düzenli ve tertipli....
Bayılmıştım.....Ama burada işler hiç bitmezdi...Allah kolaylık versin bizlere...
Erkan beyle bir tutanak yaptık ve imzaladık...Fotokopilerini çekip birer tane aldık.Bir tanede Osman için hazırladık...
On yıllığına kiralamıştık.....Bu çok uzun bir zamandı....Hadi hayırlısı.....Diyerek yolu tuttuk..
Ertesi günü hanımlarla birlikte tekrar gittik.Bahçe kapısından girer girmez hemen komşularımız  pişi,börek getirerek hoş geldiniz ziyaretinde bulundular....Bazılarıyla hemen tanıştık...Bize kahvaltı hazırlayan teyzem de gelmişti..Çok sevinmişti...Biz de onları görünce çok sevindik....
Gezerken korktuğum başıma geldi Nurten hanım da hemen o tek katlı binaya bayıldı
-Ben burada kalırım
Ramazan hoca Atıldı..
-Burası çoktan kapıldı....
Sana kos koca yer var...Bak anlaşalım   Hemen pazarlığa oturdular....
Biz de bastık kahkahayı İkiniz birlikte kalırsınız olur biter....
İkiside şaşırdılar...Şimdi ne yapacaklardı....
Neyse iyice gezdik her yeri....Çok iş var çok....Burada iş bitmez arkadaşlar.....
Ramazan hocam şurası bana yeter diyerek bahçenin bir bölümünü işaret etti...Tamam Bahçenin bir bölümüne bakacak birisi çıkmıştı.....
Neşeyle çardağa kurulduk...Güzel bir çayla komşuların getirdiği,patıl,pişi ve börekleri yedik....

Tesise geldiğimizde herkesin içi sevinç doluydu...Birlikte bahçe hakkında herkes fikrini açıklıyordu...
Herkesin fikirlerini dikkatlice dinliyor ve bazı notlar alıyordum....Zevkli ve neşeli bir gün ve gece geçirmiştik...Herkes çok mutluydu....

Artık sabahları tesiste,öğlenleri yeni bahçede ve akşama yakın yine teste çalışıyorduk...Bazen de deniz keyfi yapıyorduk...Bir sürü alet ve makinelerimiz de vardı.Daha çok şeyler yapabilirdik..
Köydeki komşumuzda doç kamyonet vardı..O da bize yardımcı oluyordu..Altı yüksek arazi arcı olduğundan işimize çok yarıyordu..

Balçova sanayinden gelen arkadaşımız ...... Traktörümüzü de tamir edecekti...O da buraya bayılmıştı...Bizi çok severdi Özellikle Barışı...Barış onların bilgisayarlarına bakar,onlarda bizim arabaya bakarlardı...Güzel bir anlaşma yapmışlardı kendi aralarında...Barışı yolda kaldığında da çok yardımcı olmuşlardı...Kendi çocukları gibi seviyorlardı keratayı...
Traktörün parçalarını biz aldık onlarda tamir edip işçilik almadılar....Artık  traktörümüz de çalışıyordu...Başar onu sürmeye bayılıyordu...Zevk için bazen bahçeyi sürüyordu...


Korkunç bir gelişme ve hareketlilik vardı günlerimizde...Buraya gelirken çok tedirgin ve hatta çok ürkektik...Kendimizi kaptırdık,uğraşıp duruyorduk..Yıllardır yapmak istediklerimiz birikmiş ve birden gerçekleşmeye başlamıştı...Hatta gelişmeler başımızı döndürmüştü.Yan gelip yatıp denizin keyfini çıkarıp güzel bir tatilden sonra evimize dönecektik..Buraya farkında olmadan bağlanıyorduk..

Sonraları bu trafik azalacak hatta baş başa kalacaktık...Yalnızlığı hiç ama hiç sevmezdim...Yaz bitince ne olacaktı..Her şeyden vazgeçip eve dönmek de vardı..Şimdi her şey çok güzel gidiyordu.Bütün çaba ve masraflar boşa gidebilirdi..Ama hayatımın en güzel günlerinden bazılarını yaşıyordum..Mutluydum..Boş ver gittiği yere kadar gider....diyerek kendime moral vermeye çalışıyordum...

Çocuklara baktım onlarda çok  mutluydular.Çiğdem,annesi hepsi çok ama çok mutlu görünüyorlardı..
Herkes bir işe yaramanın,bir şeyler yapmanın mutluluğu içindeydi.Hepimiz tatlı bir rüya yaşıyorduk..
Ama geldiğimizde böyle olacağını tahmin bile edemezdik.

Elimizde koca bir işlenmesi gerekli bir arazi ve birde köyde harika ve düzenli yerimiz olmuştu...Sanki bizim gemi buraya demir atmıştı..
Fiziksel çalışmanın,terlemenin,yorgunluğun tadı da varmış.Bunları keşfetmeye başlamıştık..Bir yanda deniz ve tatil keyfi,Güzel insanlar,sohbetler...Özlemişiz böyle bir yaşantıyı...Apartmanımızdaki insanlarla bile bu kadar sohbet etmemiştik.Bu kadar zaman paylaşmamıştık..Burada herkes konuşuyor,dertleşiyor,mutluluklarını paylaşıyorlardı....Aynı benim çocukluğumdaki komşuluklar gibi.....

Ramazan hocam öylesine ziyarete gelmişti,artık gitmeyi bile düşünmüyordu.Denizi,bahçeyi benimsemişti.Yavaş yavaş küçük kulübeye yerleşti. Kayınvaldemde büyük evin giriş katındaki bir odaya el koydu.Bahçeyi düzenlemeye ve bakımını yapmaya koyuldu.Ramazan hocamda kendine bahçeden bir bölüm belirledi.Yavaş yavaş oda projelerini gerçekleştirmeye başladı.Öğlenleri geldikçe çiftlik kendine gelmişti.Çardak bakımı yapılmış,toplanma yerimiz olmuştu.Sıcakta en güzel yerdi burası...
Bir yandan da deniz kıyısı güzelleşiyordu.Elbirliğiyle projeler geliştirilip kim ne istiyorsa,neden hoşlanıyorsa çalışıyordu.Hepimiz çok mutluyduk..

Bahçede ekim yapmaya karar verdik.Bu mevsimde domates,biber,patlıcan,karpuz gibi bir çok sebze yetişebiliyordu.Köyden bize yardımcı olabileceklerle bir ekip kurduk.Onlar bize nasıl ekileceğini,toprağın sürülmesi,bakımı,sulama ve yetiştirmede yardımcı olacaklardı.

Kamptakiler bir gün sizin köydeki yerde kahvaltı yapalım hocam diyerek isteklerini belirttiler.
İlginç geldi.Erkan beye sordum..Olabilirmi? Neden olmasın tabi ki olur.Siz bana gününü söyleyin yeter...
40 kişi kadar varız nasıl olacak bu iş....
Ben hallederim dedi Erkan bey...
Gün kararlaştırdık..Perşembe günü gidelim o zaman...
Kampa duyuru yapıldı....
Çarşamba günü Erkan beyle birlikte köye gittik.Kahveciye masa ve sandalyeleri çiftliğe taşımasını söyledi..Gerekli malzemeler için ben komşulara gideyim diyerek ayrıldı..Kahveden tüm masalar çiftliğe geldi..
Biz de masaları kahvaltı yapılabilecek şekilde yerleştirdik,düzenledik.....
Kabaca her şey hazırdı...
Ertesi günü saat 10 gibi bir minibüs geldi kampa...Kimisi minibüse kimisi kendi araçlarıyla konvoy yapıp koyulduk köye doğru yola..Çiftliğe geldik..Araçları  yolda bırakıp koçaman giriş kapısından hep birlikte çardağın altındaki kahvaltılık bölüme geçtik.Herkes yerleşti..Ama masalar boş...Her yere bayıldı millet....Ama ortalıkta yiyecek yok.Ne de Erkan bey var...Yavaş yavaş millet kendine geldi Hani kahvaltı.....
Biz de şaşırmıştık...Gözlerim Erkan beyi Aradı.Ama o yoktu....
Kapıya yöneldim...Derken bir teyze göründü tepsiyi doldurmuş...Ve ve ardı arkasına elleri dolu bir sürü teyze ve bizim köy halkı..Hoş geldiniz diyerek işe koyuldular.Bir yandan getirilen semaverler yakıldı..5-6 tane  semaver çay demleniyor..Bir yandan amcalar,teyzeler,gençler masaları donatıyorlardı...Peynirler,zeytinler,tereyağı,yumurta,bal,reçeller,patıllar,çorekler,poğacalar....derken bir anda masalar donatıldı...Domatesler,salatalıklar ne ararsan var...Sütttt süt de gelmiş...
Hepimiz şoktaydık..Şaşkınlıktan kimse konuşmuyordu...Erkan bey sessizliği bozdu...
Süprizzzz...Meğer dün işleri planlamış..Köye bir sürü görev vermişti...Bir ara baktık ki köyden kimse kalmamış Birkaç köyden genç kızımız yardıma kalmış...
Harika bir kahvaltı faslıyla neredeyse patlayacaktık....
Hepimiz zevkten mayışmıştık....Millet köyü ve çiftliği merak ediyordu..
İş ücrete geldi...Ne verecektik....Bu nefis kahvaltının bedeli neydi.....Her şey sınırsızdı...
Erkan bey anlattı bu her zaman olmaz bu gün özel bir durum oldu...Aslında ücret yok bu bizden......
Kimse kabul etmedi..Böyle güzel bir ortam ve emek ödüllendirilmeliydi...
Sonunda orta yolu bulduk..Bir kumbara getirdik..İsteyen istediği kadar vesin..Gönlünden ne koparsa...Kumbarayı da çıkışa yakın bir masaya koyduk...İsteyen gidip para atabilir..Bir saat sonra arabalarda buluşalım diyerek dağıldık. Bazıları çiftliği gezdi..Bazıları köye dağıldı...Köylüyle birlikte gezildi fotoğraflar çekildi..
Nefis bulunmaz güzellikte bir kahvaltı yapmıştık.Harika bir manzara ve köy yaşamında,Özel bir gün ve kahvaltıydı....

Tesise geri döndük bütün milletin yüzü gülmüş ve hepimiz çok mutlu olmuştuk...
Tesiste deniz de bir güzeldi ki mutlu insanlar topluluğu olmuştuk...
Akşam bir ara sordum..
Ücret yeterli oldu mu? Erkan Bey...
Erkan bey güldü..Tahmin edemeyeceğimiz kadar fazla para çıktı kumbaradan..Acaba biz kahvaltıcılığa mı başlasak..
Nasıl yani...
Herkes o kadar memnun kalmış ki..Çok fazla para çıktı..Ban de emeği geçen herkese bu parayı dağıttım...Ayrıca kampım için değişik bir aktivite oldu.Herkes memnun oldu.Biz memnun onlar memnun..

Barışla Başar Facebook ta  SUN Yerleşkesi diye bir sayfa oluşturdular..Bu güne kadarki yaptıklarımızı resim ve videolarla orada paylaşmışlardı..Arazinin ilk zamanını ve bu gününü,fırdöndüyü,Pompamızı,havuzumuzu,otobüsümüzü,denizi,tesisi,çiftliği görüntülü ve yazılı olarak sunmuşlar ve sunmaya devam ediyorlardı.Gittikçe de duyulup beğeni kazanıyorlardı..Yaptıklarımız ilgi görmeye başlamıştı..

Öğlen saatleriydi ..Telefonum çaldı...Baktım Güner hoca..
Merhaba hocam nasılsın..
Sağol Güner hocam....Sizler nasılsınız...
İyiyiz...Oğlum sana bir müjdem var....
Hayırdır...
Çok hoşuna gidecek....
Anlat neymiş bu müjde...
Benim bir mütahit arkadaşım var...
Eeeeee..
Bu başka işlere girmiş....İnşaat aletleri de şu an için kullanılmıyormuş...
Eeeeee...
Ben de sordum Bir dostuma senin bazı aletlerin lazım...Ama bizden para isteme.
Meraklanmıştım....
Neyse Kullanmadıkları küçük bir kepçe vardı....Alsın kullansın..Bana lazım olursa isterim...Bakımını yapsın bana yeter.....diyor....
Daha bir sürü alet ve makineler var ..Ama benim aklımda bu kaldı....
Harika bir haber....Nasıl yapacağız.....
İstediğin zaman gel...Bakalım.....Ben buralardayım...Birlikte gider hallederiz...
Sana kolay gelsin..Ben sizin orada çok keyif aldım....
Sağolasın..
Ne demek dostum...Bizim de bir katkımız olursa ne mutlu bize....
Teşekkür ettim....Hemen gelirim...
Hoca hanıma ve çocuklara,arkadaşlara selamlar....Görüşürüz....

Ben konuşurken Ramazan hocam gelmişti...
Sordu hayrola...
Güner hocam selam söyledi...Durumu anlattım...
Ne duruyoruz hemen gidelim...Bu  işler sıcağı sıcağına yapılır...
Doğru demişti...
Hemen telefona sarılıp Güner hocayı aradı...Yarın sabah 10 da oradayız....
Bir şey demeye fırsat bırakmadan.. yarın sabah 8 de yola çıkalım....
Bakalım neymiş işe yarar birşeyler varmı...
Höyt ,huyt  diye seslendi Yarın oradayız......
Tamam tamam dedim...
Gittik deniz kenarında tesiste Erkan beyle keyif çaylarımızı yudumladık....Anlattık...O da ne güzel şey şu dostluk...Kıskanıyorum sizi diye serzenişte bulundu....
O gün keyif yaptık...Benim arabayı hazırladık...Ne lazım diye yazdık...
Ertesi günü sabahtan yola çıktık...Güner hocayla buluşup mütahitin deposuna gittik...
Aman yarabbi ne depo ama.. Git git bitmiyor...Bir yanda kum tepeleri,bir yanda tuğlalar... derken koca bir hangara girdik...İnşşat iç malzemeleri ne ararsan var...Sonrada ofise geçtik....
Mütahit Mehmet beyle tanıştık... Kendisi Rizeliymiş...Bizim çoğumuz burada inşaat işleriyle uğraşırız...Sonra hemşehrim.Samsunluymuşşun....Sen de bizdensin...
Babam da inşaatçıydı deyince Kahkayı kopardı ...
Tam bir karadenizliydi...Sen beni tanımadın ama ben seni iyi tanıyorum...Oglumun öğretmeniydiniz....
Biz turizm işine ağırlık verdik.Otellere girdik...Bu sene inşaat işimiz yok...
Sohbet ve çay faslından sonra...Makinelerin bölümüne gittik...Kepçeler,Dozerler,bir sürü harç makineleri,traktör,taşıma araçları,kamyonlar ....
Küçük paletli bir kepçenin önüne geldik...Bu şimdilik işinizi görür mü...Paletli olduğu için arazide rahat çalışır.Çukur açarsın...Bıçaklarını değiştirip yol açarsın....İşte bir sürü işte kullanabilirsin...Bayılmıştım....
Harika olur....
Bak burada işine yarar ne istersen alabilirsin....
Şaşırmıştım....Her türlü makine vardı...
Biz şimdilik bunu alsak yeterli...Çok işimizi görür..
Bu paletli nasıl götüreceğiz...
Mütahit Mehmet güldü....Ahmet   Küçük kamyeneti getirin..Bu kepçeyi yükleyin...Sonra ofise gelin...
Bizi gezdirdi..Güner hocamla şakalaştılar...Oğlu da benim çok sevdiğim futbolcularımdandı..Takım kaptanımızdı.Bir sürü müsabakalara gitmiştik...
Biz sohbet ederken kepçe yüklenip yanımız gelmişti bile...
Yol tarifini verdik.Onlar yola çıktılar bile...Mehmet beye sorduk borcumuz...
Geç hocam geç bunları...Makinem sağlam kalsın yeter..
Teşekkürlerle yanından ayrıldık...Güner hocama ayrıca çok teşekkür ettik...
Biz hazır gelmişken evleri bir kontrol ettik...Lazım olan malzemeleri aldık...
Bizde çok oyalanmadan tesise yola koyulduk...
Tesise vardığımızda kepçe çoktan boşaltılmıştı.Getiren arkadaşlarda deniz keyfi yapmışlardı...Biz gelince kepçenin çalışmasını bize gösterdiler...Anlattılar...Sonrada bize kullandırttılar...
Bizden bu kadar hocalarım deyip ayrıldılar...Ramazan hocam sürdü..Ben sürdüm..Derken Barış ,Başar...hepimiz denedik..Hatta bir çukur açıp...tekrar doldurduk....
Artık kepçemiz,dozerimizde vardı...Bir sürü iş yapılabilirdi..Nereden başlayacaktık...
Akşam üstü bizim tepede toplandık...Çaylar yudumlanırken herkes önerilerini sundu.Şurasını şöyle yapalım...Buraya şunu yapalım...Yok öyle olmaz...Böyle daha iyi olur.....Falan filan derken yavaş yavaş bazı fikirler ön plana çıkmaya başladı....
Arazi Yarım yuvarlak geniş bir tepeydi....Yani Varyant şeklinde yol yapmalıydık..Yolumuz hafif meyille dolana dolana tepeye varacaktı...Teraslama şeklinde arazi düzeltilecek ve en üste doğru gidilecekti...Bir çıkış yolu ve bir iniş yolu ile tesise doğru bağlanacaktı....Öncelikle bu yapılacaktı...Hemen büyükçe bir kağıda plan çizildi...Terasların düzlükleri ve yolumuzun genişliği ayarlandı..
En tepede denize bakan kısımda kocaman bir su biriktirme havuzu yapılacaktı...
Öncelikle traventer ve yol yapımına karar verdik....Yarım ay şeklinde yolumuzun en üste bağlanması ve iniş içinde tam tersten yine yarım ay şeklinde iniş yolu yapılacaktı...
İş bölümleri yapıldı...Herkes kendine göre bir iş belirledi...Yapılacak işler bir kağıda yazıldı.Kimlerin saat kaçta ne kadar çalışacakları yazıldı....
Gecenin tadı için hepimiz ayrıldık deniz kenarında yürüyüşe çıktık..Gençler müzik açtılar...
Sabah saat ona kadar kepçe çalışmayacaktı....Saat on olmasını sabırsızlıkla bekledik...Saat on da hepimiz toplanmıştık....Hayırlısıyla deyip...kepçemizi çalıştırdık...Önce İki metre kadar yukarıdan meyilli alanın üst bölümünü kazmaya başladık...Paletli kepçe küçük olmasına karşın çok kuvvetli bir makineydi...Bazen kayalara dek geliyordu...Kenarını açıp sonra kayayı çıkarıyorduk çıkaramazsak da bırakıyorduk....Ön bölümde bir saat içinde bir birbucuk metre derinlikle bir alanı düzeltmiştik...Daha sonra Ramazan hocam kazmaya başladı.O da makine de keyifle çalışıyordu...Millet yavaş yavaş dağılıp herkes yapacağı işe koyuldu....Sıcak bizi yıldırmıyordu....İlk gün çok hevesli çalıştık ve neredeyse tesise bakan ön bölümü tamamen düzledik..Çıkaramadığımız kaya parçaları kalmıştı..Ama kaba da olsa   ön bölümü yirmi metre genişliğinde düzeltmeyi başarmıştık...

Resimler temsilidir

Fazlalık toprakları da arka taraftaki çukur araziye doldurmaya başladık. Orasını da tarım arazisi yapmayı planlamıştık...Yolumuzun İlk bölümünü, çıkış bölümünü de düzelttik...Orta bölüme de oldukça büyük merdiven çıkışı için basamakları ayarladık.Geniş ve rahat çıkılacaktı...

Akşam farkettik ki çok yorulmuştuk.Çayları içerken gözlerimiz kapanmaktaydı neredeyse.....
Başar geldi...Elinde bir yazı tahtasını göstererek....Artık yapılacak işleri bu panoya yazıp,planlı çalışmaya başlıyoruz....Anlattı... Yapılacak işleri yazacağız...Saat kaçta, kim nerede,ne iş yapacak belirleyeceğiz.  Plansız işler en kötü işlerdir...
Başar anlatırken biz sızlanıyorduk...
Baba bütün bunlar gençlikten oluyor...Gençlikten.....
Kahkayı basmıştık Ramazan beyle......Aslında bize çaktırmadan yaşlandınız artık diyordu...

Sabah uyandığımızda tahtayı hepimizin görebileceği şekilde tuvalete giden yol üstünde asılı bulduk.....
Üzerinde bu gün yapılacak işler, Kimler,saat gibi sutunlar hazırlanmıştı...
Yanındaki yazı kalemini alıp yazdım... Travanter yapımı.....Selami.... saat 10-12
Ramazan hocam hemen altına eklemiş....Traventer yapımı   Ramazan   saat  14-16  
Biz bunları yazıp..Tesiste çay içmeye gittik... Millet ayaklanınca panonun yanına geldiğimizde panonun dolduğunu gördük.Herkes adını ne yapacağını ve saatini yazmıştı....

Biraz karışık da olsa güzel bir olay olmuştu....Panodan kim ne iş yapacak görebiliyorduk....
Çiğdemin yazısı çok güzeldi..Bugün keyif yapacağım...Bol bol denize gireceğim...
Güzel olan şuydu...Kimseye şunu yap,bunu yap denilmemişti...Ama herkes oraya yapmak istediği iki ve saatini özgürce yazmıştı.....Bazı yapılması gereken işler boş kalmıştı.......
Ban saat on olunca kepçenin başında yerimi aldım...Ramazan hocamla nereden başlayacağımıza,ne yapacağımıza karar verdik....İşe başladık....
Bu gün ilk teraslamayı  hemen hemen tamamlayacaktık.....Ramazan hocaya seslendim...Şimdi git denizin keyfini çıkar.Öğleden sonra nasılsa burada yanacaksın...
Güldü... Tabi yaa...Ben gideyim bir deniz keyfi yapayım...Hep mi çalışcaz ya....
diyerek denizin yolunu tuttu. Bende teraslamaya devam ettim...
Öğlen yemeğinde hepimiz bir araya gelmiştik...Başarla çiğdem ve bazı kişiler gelmemişti...Hemen panoya baktık...Evet onlar köye gitmiş..Bahçeye fidanlar dikilecek.Çiftlikteki diğer işleri yapacaklardı....
Erken bey yemekten sonra konuşmak için beni çağırmıştı.....Buluştuk....
Hocam....Benim tesiste yer kalmadı....Bak bu yanımdaki yabancı turistler kalmak istiyor....İstersen çiftlikteki odaları,yada senin otobüsü kiraya verelim.Sanada maddi katkı olur....
Şaşırmıştım...Harika olur...Ancak nasıl yaparız bunu...Gezdirelim onları.Kabul ederlerse neden olmasın....
Öce otobüsü gezdirdik..Şakın şaşkın izlediler...Bayılmışlardı....Kalabiliriz dediler...
Sonra da,Erkan beyle turistleri de alarak çiftliğe gittik...Başar hemen gelip ingilizce bildiği için konuşup bize tercümeler yaptı..Çiftliğe bayılmışlardı...
Çiftlik onlara daha uygundu...Bizede uyar dı..Çünkü otobüsün yanı ve çevresi dağınık ve inşa halindeydi....
Karar veridi....Evet çiftliğin odaları kiraya verilmişti....Başar ben onları ağırlar,ilgilenirim...Erkan bey de ben yeme işlerini ayarlayayım...Sabah kahvaltısını,ve akşam yemeklerini organize etti,Komşulara talimatlar verdi...
Hep beraber tesise geri döndük...Başarla Çiğdemde odaları,bahçeyi temizleyip hazırlık yapmak için kaldılar.....
İstediklerinde tesiste kalıp,istediklerinde çiftlikte kalacaklardı...Araçları olduğundan sorun yoktu.....
Erkan beyin bu desteği bizim için çok iyi olmuştu...Teşekkür ettim...
Erkan beyse Ben size teşekkür ederim...Sizin sayenizde tesis tamamen doldu...Fırdöndü ve yaptıklarınız insanları buraya çekiyor....Sizin sayenizde burası tanınmaya başladı....
Şaşırmıştım...Aslında çok haklıydı...Gerçekten tesis dolmuştu...Gittikçe de tanınıyordu...Face sayfamız,dostlarımız,fırdöndümüz,fısıltı gazetesi burayı popüler yapmıştı...Ayrıca günü birlikçiler,tekneler artık burayı ziyaret ediyorlardı...
Şimdilik bizimde yer sorunumuz yoktu...Erkan beyin yanından ayrıldım...Ramazan hocaya uğradım...Kaptırmış kendini kepçeyle çalışıyordu...Seyir terasını,fırdöndüyü ve havuzu gezdim...Havuz kendi kendine doluyor ve fazla suyuda tahliyeden denize yüksekten akıyordu..Aslında farkında olmadan küçük yapay bir şelale yapmıştık......Denize dökülen su da ilgi çekiyordu...
Oradan tesise denize indim...Kayınvaldem ve Alaman arkadaşlara takıldım..Herkes çok mutluydu..Yıllarca ne tatil yapabilmiş,ne de bu kadar bir araya gelebilmiştik....Herkesin özlemi varmış meğer...Bu çorak arazi hepimizi bir araya getirmişti..Hepimiz çok mutluyduk...Bundan sonra hiç bir şey yapamasak bile buradaki yaşantımız güzel bir anı olarak kalacaktı....
Ama hala içimde bir korku vardı...Çok ama çok hızlı gelişiyordu olaylar...Her an kontrolden çıkabilirdi...Bir kaç ay içinde olanlar yıllarımıza bedeldi...
Dalmışım...Hans bana sesleniyordu..İsmimi tam söyleyemese de 
Seylami bey...
Excuse me...I'm sorry...
Kayınvaldem Hans sana elektirik üretmeyle ilgili bir şeyler anlatıyor...
Hans heyecanlıydı...Başar gelince konuşalım...
Barış denizden bana el sallıyordu....Gelmemi istiyordu...Benim suya karşı alerjim olduğundan denizde çok kalamıyordum...
Ama canımı çektirmişti...
Yavaş yavaş denize doğru yürüdüm...Dizlerimi aşan su soğuktu...Barış hadi baba kendine işkence yapma....dal suya.. doğruydu yavaş girmek bana daha büyük işkenceydi...Daldım suya ve barışın yanından çıktım....Ben aynı zamanda yüzme antrenörüydüm...Barış ve Başara yüzmeyi Gönende havuzda kurs verirken öğretmiştim...İkiside iyi yüzerler....
Neber paşam  Nasılsın...
Sağ ol baba....Çok iyiyim...Yıllarca özledim ve çok güzel gidiyor..Denizde oynaştık...Barışı ensemde taşıdığım günler aklıma geldi.Şimdi koca adam olmuştu..Çok iyimser ve sosyal bir çocuktu..Tayinler onun okul hayatını olumsuz etkilemişti..Hiç kimseye hayır diyemezdi..Bu da onun zafıydı...
Seslendi üşüdüysen çıkalım.....
Hadi biraz da güneşlenelim....Çıktık...Kumlara uzandık...Kumların sıcaklığı iyi gelmişti......Sonra başımız şemsiyenin altında birlikte uzandık...
Baba sayfamıza ziyaretçiler arttı....Bazıları kahvaltı fotoğraflarını görmüş.Bizim bu yeri çok merek ediyorlar.....Biz de kahvaltıya gelmek istiyoruz...Ne diyeyim....
Şöyle bir düşündüm....Sen bu konuyu Erkan beyle görüş....Çünkü malzemeleri o buluyor...Olursa neden olmasın...Çiftliğin bahçesi çok uygun...Şehirdekiler bizim gibi böyle yerlerde kahvaltı yapmayı tabi ki ister..Bir de deniz işin içine girdimi daha ne istesinler...
Bak bu işi sana bırakıyorum....Erkan bey le halledin işinizi....Beni bu işe şimdilik bulaştırmayın...Biz  Ramazan hocayla teraslara takıldık.Gözümüz şu anda başka bir şey görmüyor......
Sonrasında şakalaştık Kumda yuvarlandık..Her yerimiz kum olmuştu...Kolkola girip duşa gittik....
Barış Erkan beyle oturdu.. Ben de Ramazan beye uğradım  hala çalışıyordu....
Hop kardeş....Yeter artık hadi dinlen...
Kaptırmışım kendimi...
Üç saati geçtin....Hadi bırak artık.... Kara böcük olucan sonra....
Yanmıştı baya baya....
Zorla indirdim kepçeden....Tesise yöneldi....Buz gibi bir bira nefis gider....
Hadi benden olsun.....
Tamam diyerek ayrıldı...Ben kepçeye geçtim ve devam....
Teraslamamın birinci kademesini neredeyse bitirmek üzereydik...Arka bölümde az bir yer kalmıştı...Burası da bana kalmıştı...Akşama biterdi birinci bölüm....

Biraz zaman sonra Hans la Başar göründüler...Kepçeyi kapattım birlikte havuz ve şelalenin olduğu bölüme gittik....
Hans anlatıyor... Başar bana tercüme ediyordu...Pompa sistemini incelemişti....
Bize birkaç pompa daha yapmamızı ,havuzu çok daha büyütmemizi ve şelalenin oraya da jeneratör odası yapmamız gerektiğini anlatıyordu....
Teknik olarak kaç wat falan ....
Ben sordum  bunu projelendirebilirmisin....
Çok sevinmişti...O da bizlere katkıda bulunmak istiyordu....
Ama Hansa anlattım...Maliyeti de çıkar...Çünkü bizde fazla para kalmadı....Sonra yarım kalır,proje güme gider...
Ben projeyi hazırlayayım.... Çok sevinmişti....
Beraber tesise geri döndük....
Bizim için öncelik teraslamaydı şu anda....Ve Hansın söylediği proje maalyetli ve bütçemizi aşabilirdi....
Tesise geldiğimizde Başar turistlerin yanına takıldı...Onları akşam çiftliğe götürüp ağırlayacaktı...Turistlerin de işine gelmişti...Dil bilen bir rehberleri de vardı artık....
Gün batımı yaklaştıkça   seyir terasımız dolmaya başlamıştı...İşi biten karnını doyuran oraya takılıyordu...Bende birşeyler atıştırdıktan sonra seyir terasına geçtim....Fırdondüyü seyrediyordum..Çok daha büyüğünü yapmak hayalimdi...Üç kanatlı pervanelerle üretilen rüzgar enerjisinden daha verimliydi bizim bu fırdöndü...Ama nedense kimse üç kanatlı pervaneden vaz geçemiyordu....
Çayımızı yudumlarken herkes sohbete ve hayallere dalmıştı....Şöyle herkesi gözledim...İnsanlar mutluydu...neşeliydi..yardımseverdi.Kavga gürültü yoktu...saygı ve sevgi hakimdi....
Benim çok özlediğim bir olaydı bu...İnsanlar neyi paylaşamazdı ki...
Bencil ve ben diyen insanı hiç ama hiç sevmezdim...Biz diyenler benim için makbul insanlardı...İnançları kimlikleri ne olursa olsun burada insanlar birlik olmuşlardı...Karınları doyuyor,aç ve açıkta değillerdi...Bu sorunlar olamayınca ve paylaşımcı insanlar bir araya gelince ne güzel bir toplum olmuştu...
Daldın oğlum fazla dalma çıkamazsın sonra.... seslenişiyle kendime geldim...
Ramazan hocam eşiyle gelmişti...Yengeye yer verdim...Bizde yanına yere oturuverdik...
Farkında olmadan sohbete başlamıştık...Hayatımda hiç bu kadar zevk almadım...Çok yoruluyorum ama bir o kadar da mutluyum...Çakı gibi hissediyorum kendimi... diyordu Ramazan hoca....
Ne yapıyoruz burada hocam..Çabalıyoruz ama sanki nafile....
Boş ver inceldiği yerden kopar....Şu anda mutlu musun...Sağlığın yerinde mi...
Allaha Şükür...Hem sağlıklıyım... hem de çok mutluyum...Tembelliğim gitti...Çalıştıkça rahatlıyorum...Artık daha az sigara içiyorum...Zımba gibi oldum...Ama bazen nafile çabalıyoruz gibi geliyor..
Gelirken hiç bu kadar işler yapacağımı düşünmemiştim bile....Farkında olmadan uçtuk.Çalışırken yapamadıklarımızı çok hızlı yapmaya çalışıyoruz.Bu da beni korkutuyor...
Paralar azaldı...Tüm varlığımızı buraya yatırdık...Sülük gibi emiyor bizi...
Hoca kahkahayı patlattı...Mezara mı götürcen parayı...Ne zenginler bilirim şu bizim yaşadığımızı yaşamak isteyen...Ben kendime geldim yaaa.Kafamda hep böyle şeyler vardı ve bende çok korkuyordum..Teşebbüs edemiyordum..Ama senin sayende bu korkuları yendim.....İnan ki o kadar çok şey kazandım ki burada.....Harikalar yarattınız..Ben de bu paya ortak olmak,katkıda bulunmak  istiyorum....
Bak nasıl dostlar yardımcı oluyor...Herkes sana destek veriyor...Sakın şüpheye kapılma...Aklında ne varsa yap.....Ben öyle yapıyorum...
Bak eşim de bayıldı....Onun için deniz benim için bağ bahçe...Hepsi bir arada..oluverdi işte.
İçim rahatlamıştı. Teşekkür ettim....
Biraz sonra Barışla Çiğdem bize katıldılar..Turistler için hazırlıklar tamam,İnşallah bir sorun olmaz...
Barış da Erkan beyle görüştüm kahvaltı işi tamam,Biz halledeceğiz her şeyi..
Farkında olmadan toplantıya başlamıştık..Hepimiz yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı anlatarak,birbirimizi bilgilendirdik...
Başar geldi baba biz gidelim...Misafirler çiftliğe gitmek istiyorlar...Arkadaşlardan ayrıldık...Bizim araba önde küçük bir konvoy halinde çiftliğe gittik...
Başar ingilizce olarak...Önce çiftliği tanıttı,Banyo tuvalet yatak odaları,Sabah kahvaltısı vs. tanıttı.Çardağın altında herkes odaları paylaştı..Millet eşyalarını taşırken biz de akşam yemeğini hazırladık...
Başar önceden planladığı için sıkıntı yaşamadık...Akşam yemeğinde basit ama herkesin yiyebileceği bir menü hazırlamışlardı...
Hep bir arada yemeğimizi yedik...Akşam Çiğdem ve Başar alt odalardan birinde kaldı.Bir şeye ihtiyaç olursa biz buradayız...Çekinmeden haber verin sunumundan sonra Barışla ben tesise geri döndük...
Akşamdan iş bölümü panosunu doldurduk...Herkes ne yapmak istiyorsa onu panoya ekledi...
Ayrıca yapılması gerekenleri de bir çizelge halinde yazdık....İsteyen vakit kalırsa bu işleri de yapabilecekti...Ama tabi öncelikli tatil yapmaktı...
Sabah geç kalktım...Şaşırmıştım...Demek ki çok yorulmuştum...Tuvalete giderken pano dikkatimi çekmişti...Panoda yer kalmamıştı..Hiç duymadığım isimler vardı...Bunlar kim diye soruşturunca Erkan bey cevapladı....Bunlar bizim tesiste kalan tatilciler....Allh allah...Çiddi misin..Ama bizden sonra para istemesinler..
Yok be hocam...Millet gönüllü olarak yapacaklar... Sizin çalışmalarınız onları da hareketlendirdi...Şöyle bir baktım etrafıma gerçekten de...Tatilciler bize yardım ediyor..Günaydın...Kolay gelsin...Sağol gibi selamlaşmalarla çok mutlu olmuştuk..
Bu selamlaşmalar bile insanları mutlu olmaya yetmişti.
Başta çekindiklerini,yadırgadıklarını ama sonra sizleri görünce fikirlerinin değiştiğini anlattılar...
Tatilimizi zaten yapıyoruz.Bazen bir şey yapmamak bizi sıkıyor...Sizlerin mutluluğu ve çabalamalarınız bizi çok etkiledi..Kimse zorla bir şey yapmıyor...
Hepimiz gönüllü olarak istediğimiz zaman ve şartlarda size yardımcı olacağız...
İsteyen gider denize girer,isteyen güneşlenir,isteyen kitabını okur,isteyen de gelir çalışır..
Şaşkınlığım tam geçmeden... Başarlar göründü...Gelenlerin yüzünü inceliyordum,uzaktan tam seçemesem de.Sanki yüzleri gülüyor ve mutlular gibiler..Sabah neler oldu memnun kaldılar mı acaba gibi sorular beynimde çınlıyordu...İnşallah sorun çıkmamıştır diye düşünüyordum...
Yaklaştıklarında yüzlerindeki mutluluk beni rahattı.
Başar geldi anlamıştı...Bir sorun yok baba,mışıl mışıl uyudular..sabah kahvaltısı da onları meşk etti...Bize çok teşekkür ediyorlar...O kadar memnunlar ki....Bayıldılar...
Senin adına çok sevindim oğlum....Artık bu insanlarla ilgilenmek senin işin...
Merak etme babacığım...Ben hallederim...Sonra misafirleri tesise getirdi Erkan beye teslim etti....
İnsanlar fabrika gibi çalışıyorlardı...Yüzlerinden de mutluluk okunuyordu...
Bu yeni duruma alışmaya çalışıyordum...
Şoku atlattıktan sonra kahvaltı yaptım....Kepçenin yanına vardığımda Ramazan hocam işe başlamıştı bile...
Kolay gelsinn....
Sağol koçummm..
Bu gün sana tatil,çalışmak yok...Takıl kafana göre..
Olurmu ya....
Olur olur. Bal gibi olur....
Git keyfine bak....
Erkan beyle ne zamandır tavla partisi yapmamıştık.Oradan Barış ve hanıma,Hanslara,Başarlara takıldım,biraz deniz ve güneşlenme ..Ama vakit bir türlü geçmiyordu..
Barış üstüme atladı güneşlenirken. Islak bedeni ürpertti beni..Biraz itiş kakış yaptık...Ne içersin...Sormaya gerek yok... Çay alayım mı sana...Harika olur..
Gitti bana tavşan kanı bir çay kendine de buz gibi bir portakallı gazoz...Oturduk...
Kahvaltı işi tamam.Her şeyi hazırladık...Tahtaya bir de şu yazıyı yazdırtıyoruz..Kahvaltı yeme içme yeri...
Hahhahhha    Gülmüştüm...Barış biliyordu...Marmarise doğru giderken yolda böyle bir tabela görmüştük...Geri dönüp oraya girmiştik...Bu tabela dikkatimi çok çekmişti o zamanlar...Lokanta değil...Restoran değil Yeme içme yeri yazısı beni çok etkilemişti...
Çok güzel dizayn etmiş ve ucuz olan bu yerde takılmıştık.O zamandan beri Bu kelime Kafama takılmıştı... Yeme İçme Yeri...
Harikasın be oğul....Nerden aklına geldi...Evet o da hiç unutmamıştı....
Peder bu gün tembelsin...
Beni işten kovaladılar.Bu gün sana iş yok dediler....
Hans ve başarda bize katıldı.Hans elindeki projeyi anlattı..Başar bize tercümanlık yaptı...Hans bize kademeli bir şekilde büyüyebilecek bir plan hazırlamıştı...Para konusu yüzünden böyle bir kademeli büyüme projesi geliştirdiğini söyledi...Önce birinci bölüm gerçekleştirilecek...Gerekirse ve kaynak bulunursa da ne şekilde büyütülmesi gerektiğini çizimler ve ölçüleriyle yapmıştı...Havuzun büyüklük ve derinliği,sonradan ne kadar büyüyebileceği,Tribünün nereye konacağı,büyüklüğünü ve sonra ne kadar büyüyebileceğini hepsini hesaplamış,çizime dökmüştü...Çok teşekkür ettim...İlk olarak birinci büyüklüğü gerçekleştirme şansımız olabilirdi..Sonrasını bilemiyor ve kestiremiyordum...
Hans benden bina kısımlarını yapmamı ve bunun için kendisininde çalışabileceğini belirtti..
Şöyle bir inceledim...Evet Havuz ve tribün binasını yapabilirdik...Hatta bir tane daha su pompası yaptırabilirdik...
Gereken malzemeleri çıkardık...Mütahit Mehmet beyi arayarak malzemeleri ve fiyatını öğrendik...Uygundu yapılabilirdi...
Malzeme siparişini verdik...Hans çok sevinmişti...Teşekkür ederek zafer kazanmışçasına yanımızdan ayrıldı...Başarla biraz sohbetlendik..O da çok mutluydu..Ne zamandır İngilizce pratiği yapmamıştı.Birkaç tane genç yaşıtı da vardı gelen turistlerin arasında...
Sonra dağıldık...Çapaladığım bahçeyi merak etmiştim...Gittiğimde bahçenin büyüklüğüne şaşırmıştım...Eline kazma,bel,tırmık geçiren bahçeyi tertemiz yapmış,toprağı pamuk gibi kabartmışlardı...Bazen toprağa yalınayak basıp neşeleniyorlardı...
Aslında bahçeye bir şeyler ekme zamanı çoktan gelmişti..Panoya bahçe ekmeyi de eklemeliydim...Ama ne ekilecekti bilmiyordum...
Kayınvalde bu işlerin piriydi...Gittim ve danıştım...
Evet ekip başı o olmalıydı...Duyar duymaz bir sürü fikir dolaştı...Biraz da araştırma yapayım...
Harika olur dedim...Bahçe uzmanı sensin....Sana bu konuda güvenim sonsuz....
O günü gerçekten çalışmadan ama gelişmeleri inceleyerek geçirdim...
Akşam otobüste bir toplantı yaptık...Aile bir araya geldik...Hesap kitap yaparak,neler yapabileceğimizin kaba taslak bir planını oluşturduk...
-Kepçemiz olduğundan  teraslamayı bitirebilirdik...Tahminimize göre 4 kat teras yapılacaktı...Teras yolları bitirilecekti..
-Hansın dediği havuz ve jeneratör,türbin odası binaları yapılabilecekti..
-Bir tane daha su pompası yaptırılabilecekti...
-Daha büyük bir fırdöndü yaptırılıp.arazimizin en uzak ve verimsiz bölümüne yerleştirilecekti..Üreteci de ona göre hazırlatılacaktı..
-Bahçe ekim ve bakımı yapılacaktı
-Kahvaltı verilmeye başlanacaktı
-Çiftlik evinin odaları kiraya verilip gelir elde edilecekti...
-Çiftlik bahçesi hazırlanacak ve ekime hazır hale getirilecek,meyve ağaçlarının bakımı sağlanacaktı...
-Çiftliğe küçük veya büyük baş hayvan alınacaktı...
Şimdilik bu işler yeterliydi....

Ertesi günü herkese açık bir toplantı yaptık...İlgisi olsun olmasın herkes gelmişti...Barışın hazırladığı slayt gösterisini izledik...Nasıl başlayıp bu güne nasıl geldiğimizi,kimlerin nasıl yardım ettiğini,fırdündü,su pompası,otobüs macerası bahçenin ve en son teraslamanın geldiği noktayı anlattık.Hans arkadaşımızın projesini kendi ağzından dinledik..
Gecen akşam belirlediğimiz hedefleri anlattık...Yardımları için herkese teşekkür ettik.
Önerileri aldık...
Benimsediğimiz bir öneri çıktı öncelikli...Arazinin arka bölümünde denize bakan iki sırt arasında kalan bir çukur vardı...Buraya anfitiyatro gibi bir toplantı sahası yapılabilirdi..Uygundu,maaliyeti de azdı...Elimizde  malzeme araç gereç yeterliydi...Benimsedik...
Ekip liderleri seçtik....Panomuzu büyütmeye ve geliştirmeye karar verdik...
Başta öncelikler Teraslama için ekip başkanı Ramazan Bey,Bahçe işi için Kayınvaldem Nurten Hanım,Tanıtım ve kahvaltı oğlum Barış ve Erkan Bey,Başar iletişim ve Çiftlik işleri gibi iş bölümü ve ekip başlarını seçtik...
Selami hocam da genel koordinatör ve geliştirici olarak seçildi....

Bakalım faydası olacakmıydı....Sanki ben işsiz kaldım...Ağırlığı teraslamaya verdik ve Ramazan hocayla birlikte çalışıyordum..

Mütahit Mehmet bey malzemeleri göndermişti.Teraslamanın birinci bölümü bitmiş yoluda yapılmıştı..Hans beyin istediği türbin odası yapımına geçtik..Onun belirlediği ölçüde bir çukur açıp içine su kanalları ve yolu yapılacaktı...Bu bölüm denize uldukça yakın yani havuzdan çok aşağıda olmalıydı ki su türbini çevirsin...
En sıkıntılı bölümdü türbin binası...Su şelale şeklinde denize salınacaktı...Üst bölümde ise havuzdan boşalan su dik bir şekilde Türbine ulaşmalıydı...
Dik ve kayalık bir zeminimiz vardı..Kepçemiz yamaçtan yuvarlanabilirdi ve tehlikeli bir bölgeydi...
Ölçtük biçtik ve sonunda türbin kurulacak bölüm için kepçemizle yamacı yarmaya başladık..Kaya olduğundan çok zor ilerliyorduk..3-4 günde ancak yamaçta bir düzlük oluşturabildik...Kepçemiz artık bu düzlükte rahat durabiliyor ve çalışabiliyordu.Buradan Yukarı Doğru bir metreye bir metre teraslayarak yukarı çıkmaya başladık..Geniş basamaklı bir merdiven oluşmuştu...Bu merdivenin orta bölümünü kaydırak gibi belli bir acıda keserek aşağıdaki düzlüğe kadar su kanalını oluşturduk...Kenarlarını kepçemizin çalışabilmesi için merdiven şeklinde bıraktık..Kanalımızın alt yapısı hazırdı...Kalıplanıp beton dökülmesi gerekiyordu..Biz de Türbin odası için çukur açmaya başladık...
Bu arada Bahçe ekilmişti...Bir bölümüne domates,mısır,salatalık gibi sebzeler ve aralarına bazı ağaçlar,akasya,zeytin gibi....Kayınvaldemin eşliğinde bahçe işleri daha ilgi görmüştü....İnsanlara daha hoş ve kolay geliyordu...
Bu arada kahvaltı işimiz de yoluna girmişti...Her gün bir sürü ziyaretçi geliyordu.Hafta sonları yer bulunmuyordu...Erkan beyle, köy halkı ve Barış harikalar yaratıyorlardı....Kahvaltı sonrası deniz keyfi de cabası....
Başarla da çiftliğin odaları hiç boş kalmıyor ve yabancı turistlerle doluyordu..Artık Erkan beyin tesisine bir sürü tekne geliyordu.Gelenler hem tesisten yararlanıyor hem bizim araziyi geziyorlardı..Gelenler köyü ve çiftliği de merak edip geziyorlardı..
Ben işlerin yürüyüşünden memnundum.Karabağlara gidip  büyük fırdöndü ve su pompası siparişimi verdim...Annem ve kardeşlerimle birlikte araziye geldim...

Bizimkileri pazar günü sığacığa gezmeye getirdim...İdris reis sağ olsun...Yaptıklarımızı herkese anlatmış...Liman içinde gezdik...Ekmek arası balık yedik....Çay bahçesinde çay içerken Mütahit Mehmetle karşılaştık...Bizden duyunca Sıgacığı merak etmiş gezmeye gelmiş.Buyur ettim sağ olsun kırmadı..Bizim oğlan (öğrencim) kocaman adam olmuş Maşallah...Biraz sohbet derken Mütahit senin şu yeri gezmek mümkün mü. Uzak mı..deyince...Biz de gidecektik hadi sizi gezdirelim deyince hep beraber ayaklandık...İdris reise telefon ettik.Teknesiyle bizi aldı ve tesise getirdi....
Mütahit Mehmet bey gözlerine inanamadı...Her yeri gezdi...Şaşkın şaşkın izledi...Hakketten dedikleri kadar varmış...Sen uçmuşsun be hocam....Kendinden büyük işlere kalkışmıssın....
Sorma ...Birden kendimi bu işlerin içinde buldum....Tesiste bir masada içecekleri yudumlarken bizimkilerle Mütahit Mehmedin ailesi deniz sefası yaptılar...
Mütahit...Ya hoca biz yıllardır lüks otellere gittik.Ama ne eşim ne çocuklar burası kadar hiç bir yeri sevmediler...Şaştım kaldım...Benim zaten ağzım açık kaldı...
Yalnız son yaptıklarınız, o yamaçtaki işler tehlikeli..Allah korusun başınıza bir şey gelebilir...O işi biraz askıya al....Siz daha basit olan teraslama işini bitirin...
Ben size ekibimi göndereyim...O işleri uzmanları yapsın....
Mehmet bey biliyorsun imkanlarımız kısıtlı....Biz nasıl karşılayacağız.Bu işler çok pahalı....
Hocam sen canını hiç sıkma....Bizi burada misafir edersin...Bu bize yeter..
Ne demek.. Başımızın üstünde yeriniz var...Zaten siz yapacağınızı yaptınız.....
Sen hiç kafana takma hocam....Ben işlerimi ayarlayayım. En kısa zamanda yanınızdayım...
Sağ olun Destekleriniz için tekrar tekrar teşekkür ederim...
Biraz deniz keyfi ve sohbetten sonra İdris reis Mehmet bey ve ailesini sığacığa geri götürdü.

Evet gerçekten de çalıştığımız türbin bölümü tehlikeli bir yerdi.Kimseye birşey olmamalıydı.Biz de kepçeyi tekrar teraslama alanına getirip bu günlük paydos ettik.Hans çok üzülmüştü..Ancak hak verdi bu imkanlarla o bölümü yapmak tehlikeli ve zordu.

Havuzun büyütülmesi,Türbin binasından şimdilik vaz geçilmişti.Akşam işleri gözden geçirdik...Bizim arazi şantiye görünümünü almıştı..Hem çirkin görünüyor,hemde insanlar için tehlike arz ediyordu...Öncelikle tehlike yaratan unsurlar için önlem almalı ve görüntü kirliliğini düzeltmeliydik...

Ertesi günü türbin alanına geçişi engelleyici barikatlar yaptık.Terasların tesise bakan bölümünü hemen bitirmek için iş yoğunluğunu buraya kaydırdık.

Terasın ikinci bölümüne ben başladım.Önce seyir tepesine ulaşan yolu tamamladım.Fazlalık toprakları hemen temizledik..

Necdet hocamdan telefon geldi.Necdet bey gezmeyi çok seven ve doğa sporları yapan bir arkadaşımızdı.Yıllarca beni de yürüyüşlere çağırmıştı.Bir türlü denk getirememiş ve ben onlara katılamamıştım.Bütün dünyayı gezen bir arkadaşımızdı.Bir çok öğretmen arkadaşımız da bu guruba dahil olmuş ve çok gezmişlerdi...
Bu seferki güzergahları Urladan bizim oraya doğru geleceklermiş.Ön keşif yapıyormuş.40 kişilik bir gurupla geleceklerini belirtti.Bizim oradan ulaşımı sordu..
Anlattım..Bizim buraları tanıttım...Son durak olarak bizim alanı ve tesisi planladık...Buradan teknelerle sığacığa geçecekler ve otobüsle İzmire dönebileceklerdi..
İki gün sonra yürüyüş gerçekleşecekti...Sabah on gibi burada olacak şekilde planlama yaptık...Kahvaltıyı biz ayarlayacaktık...Tekne işini de ben ayarlayacaktım..
İdris reisle görüştüm...40 kişi için iki gezi tekne ayarladık...İsterlerse kıyılarda bir sahil gezisi de yapabileceklerdi...

Baktık ki İdris reis geliyor...Karşıladık Hayırdır reis...Tekneyi değiştirmişsin..
Bu arkadaşın gezinti teknesi...Sizinkiler tekne gezintisi istediler.
Kimler...Senin uşaklar....
Aaaa Baktım Başarla bir gurup geliyor..
Başar Peder biz kıyıları gezeceğiz...Bu arkadaşlar illa bunu da yapalım deyince.. bizde İdris reisle görüştük...Gelmek istermisin....
Sağ ol paşam....Harika bir fikir....Başka zaman belki olur...
Bizimkiler tekneye bindiler ve açıkdılar....
Erkan beye sordum..Buradan hiç tekne gezintisi yapıldı mı?
Hocam ilk defa gerçekleşti...Sizin sayenizde....
Evet artık buradan tekne gezintisi de bir ilk olarak başlamıştı....

Teraslama alanına gittim...Ramazan bey iyice kararmıştı...Biz buna amele yanığı... diyorduk..
Hadi git biraz dinlen kara böcük olacan yakında...
Hahh hahh ha..Sanki sen nasıl oldun ki....
Bende onun gibi kararmıştım...Gülüştük..
Ben kepçeye geçtim ve ikinci teraslama alanına devam....
Akşam üstü çiftliğe uğradık...Çiftlik boştu..Herkes deniz kenarında takılıyordu...Sessizlik huzur vermişti bize...Güneş ve kepçenin gürültüsü bizi yormuştu...Sağı solu toparladık...Köy kahvesine gidip çayımızı içtik.Birazda milletle sohbetlendik...Millet memnundu yıllardır kimse gelmiyordu..değişik insanlar görmek...Bir işe yaramak köyü mutlu etmişti.....
Biz onlardan daha mutluyduk...Hayatımda ilk defa adam gibi bir tatil yapıyordum...Çalışıyor yoruluyorduk.Ama istediğimiz işi yaptığımızdan mutluyduk...Artık Ramazan hocam bizden biri olmuştu...
Öğretmen arkadaşlar da yeni bir yer keşfetmenin mutluluğu içindeydiler...Buraları daha bakirdi...Bozulmamış ve ranta kurban gitmemişti..
Hızla tanınması bazılarının iştahını kabartabilirdi...Bu da bu güzelim yerin sonu olur,tüm yöreler gibi binalaşır ve yaşanılmaz gürültülü para tuzağı haline gelebilirdi...
Allahtan ulaşımı zor bir yerdi.O yüzden de bakir ve doğal kalmıştı...Böyle de kalmalıydı...

Artık çiftlik evimizde boş oda yoktu...Hemen hemen her gün nefis kahvaltılar yapılıyor...Şehirden uzak,gerçek bir köyde,köy kahvaltısı yapılıyordu...Maceracı insanlar,keşifçi insanlar köye gelmeye başlamış ve köy yavaş yavaş tanınmaya başlamıştı....

Çiftliğe misafirler gelmeye başlayınca biz de çiftliğe döndük..Başar ekibin başındaydı...Harika bir tekne gezintisi yaptık..Bayıldı millet..Sonra tesise takıldık..Millet iyice yoruldu..Bizde çiftliğe döndük..
Başara iki gün sonra arkadaşların kahvaltıya geleceğini,Barışla bu işi ayarlamalarını istedim...
Maşallah baba...ciddi ciddi kahvaltı vermeye , yatacak yer ayarlamaya başladık...Pansiyoncu olup çıktık....
Evet haklıydı...Farkında olmadan pansiyoncu olmuştuk.....
Oğlum bunlar sayesinde masraflarımızı karşılar olduk...Bu bizim de işimize çok yaradı...Sen de bak bir sürü dost buldun...Nasıl memnun musun...
Yorucu ama çok memnunum...Ben yabancı ülkelere gideyim derken yabancılarla ülkemde birlikte oluyoruz...Bu da benim için fena değil...Bir de Çinden gelen olsa çincemi de iyice geliştiririm...
Bu gidişle o da olur....
Bizden bir isteğin varmı?
Sağlığınız.....Şimdilik sorun yok....Yemeğe kalın....
Akşam yemeğinde yerli yemekler vardı..Yabancılarla birlikte yöre yemeklerini yedik...Bazı yemeklerimiz onlara ilginç gelmiş ve sevmişlerdi...Bazıları damak tadlarına uygun değildi...İstatistik tutmaya başlamıştık...Hangi yemekleri seviyorlar diye....
Köyden bize yardımcı olanlar var...Sizin gözünüz arkada kalmasın....
Ramazan hocamla tekrar tesise döndük...

Ramazan hocam...Hadi buz gibi bir bira içelim...Sadece bir tane...Biliyorum ikinci yok.....
Güldüm...Benim alkole dayanıklılığım yoktu....O da biliyordu...Arada bir çok keyifli olursak birer bira içerdik.
Onu da anlatayım..Üniversite yıllarımda...Bir arkadaşımı askere gönderecektik...Bizim orada kaynak vardı..Doğal su...Oraya gittik...İçecek ve kendimizden geçecek,eğlenecektik...
Ben kaşındım...Sarhoşluk nedir hiç bilmiyorum..Burada da hep dostlar var..Beni bi sarhoş edin dedim...Demez olsaydım...Bizimkiler.Rakı,votka,şarap ne varsa karıştırıp...Bana içirdiler...Bir saat sonra benim için dünya kapandı...Gerisini hatırlamıyorum...
Aslında alkol komasına girmişim...Ertesi günü dahi başım dönüyordu...Gece neler neler yapmışım...Bütün mahalle anlatıyordu...Kolonyadan dahi rahatsız oluyordum...Tiskinmiştim...On yıl boyunca alkolün yanına dahi yanaşmadım...
Şimdi artık bir bira içebiliyorum...İkincisini içiremezler bana..Sarhoş olmayı ve sarhoş olanı hiç ama hiç sevmem...
Bacanak her gün sarhoş olur ve onu ben çekerdim..Sarhoş olanı o yüzden hiç sevmem.Adam gibi içene de asla karışmam...Onlarla takılmak bir zevktir...Sohbetleri çekilir...
Ramazan hocam işte böyle birisiydi...İçer ama durmasını bilirdi...Sohbeti de harika olurdu.Bizi gülme krizine sokardı..
Biz biraları yudumlarken göz kapaklarımız iyice ağırlaştı..
Hadi yatalımm....

Sabahın ilk ışıklarıyla uyandım...Çevreyi gezdim..Çalışma panosunu inceledim..Çalışma panosu yine doluydu...İnsanlar zevkle çalışıyorlardı...Zorunluluk yoktu....İnançları,dilleri farklı bu insanlar bir arada hayatı paylaşıyorlardı....Çıkar,zorlama ve ben kavramları olamayınca kavga da olmuyordu....
Bahçeyi gezdim....Heryer yeşillenmişti...Dikkatimi çeken ortalık tertemizdi...Hiç çöp ve pislik yoktu ortalıkta....İnsanlar birbirinden çok şey öğreniyorlardı...Barış da uyanmış tesise doğru gidiyordu....Bende yetiştim....Çak yaptık 
-Günaydın Paşam...
-Günaydın babacığım...Hayrola erkencisin...
-Artık biyolojik saatim beni her sabah uyandırıyor...
-Bende sabahları erkenden uyanıyorum.....
Birlikte ilk çaydan almış ve masadan denizi seyrediyorduk...
-Bu gün Nejdet hocamlar kafileyle gelecek....Kalabalıklar....
-Biz hazırız...saat 9 gibi çiftliğe geçelim...
-Birlikte karşılarız...Tekne de ayarlandı...Zaten Başarda orada....Bu gün topluca çiftlikteyiz...Alnımızın akıyla çıkarız inşallah...

Saat 9 a doğru...Hanım,Barış,Ramazan hocam ve eşi hep birlikte çiftliğe geçtik...
Başar bizi karşıladı...Çiftlikte...kahvaltı hazırlıkları vardı...Orada kalanlar sabah kahvaltısı yapacaklardı...Çoğu yabancı olan konuklarla birlikte masalara doluşmuştuk..Başar ve köyden gençler kahvaltıyı organize ediyorlardı...
Necdet hocamdan telefon geldi....Hızlı gelmişlerdi....20 dakika sonra buradaydılar.....Kahvaltı çakışacaktı....Yer ve masa sorunu oluşacaktı....
Hazırlıklara başladık hemen....Köyden asıl ekip hemen çağrıldı....
Anca toparlanmıştık ki Necdet hocam ve yanındakiler göründü ...Karşıladık...10 kişi kadardılar....
Sarıldık...tanışma faslı derken...
sordum bu kadarmısınız?
Necdet hocam güldü....
Bu öncü gurup....İşi iyi bilen ve tecrübeliler.....
Biraz sonra yürüyüşçüler ve en son da çiçek, böcekçiler gelecek.....
Yürüyüşte guruplar oluşturulmuş.....Çiftliğe geçtik.....İlk gurup...çok beğendi çiftliği....
Necdet hocam....Hala bize takılacaksın....Yürüteceğim seni oğlum....Kaçışın yok....
-Harika olurdu  ...Bir gün nasip olacak inşallah...
Tanıştıkça şaşkınlığım biraz daha arttı....Doğa yürüyüşçülerinin hepsi üniversite mezunu,öğretmen,doktor gibi mesleklerdendi...
Çiftlikteki yabancılar da onları göründe toplandılar...Yürüyüş gurubundakilerin çoğu yabancı dil biliyorlardı..Hemen kaynaştılar...Şamatalar,espiriler....hemen kaynaşmışlardı....
-Biz kahvaltı çakışıyor.Ne yapacağız derken ,harika bir ortam oluşmuştu....İkinci gurup,derken üçüncü gurup da çiftliğe ulaştı....Kahvaltısını alan masalara yerleşti...Bizim yatılı turistlerle karışık oturuyor....sohbet ediyorlardı..Herkes mutluydu...Masa yetmemişti..Ama hiç sorun yapmadılar...Yürüyüşçüler her yere yayıldılar..Zaten çiftliğe bayılmışlardı....Biz de okuldan gelen öğretmen arkadaşlarla bir masada toplanmıştık..Çok sevdiğim ve değerli arkadaşlardı...Onlar dalga geçiyorlardı. 
-Sen bizle gelmedin ama bak biz sana geldik....
Özlemişim arkadaşları...Biraz sohbet...Sonra maceramızı anlattım...Çok şaşırdılar...Bizden hiç beklemiyorlardı böyle bir şeyi....
Çok beğendiler buraları ve de çiftliği....Yorgunluklarını unutuverdiler....
Necdet hocamın düdüğü sohbeti kesti......
Yürüyüş gurubu toplandı....Hazırlıklarını yaptılar....Kıyaya kadar yürüyüşleri devam edecekti.....
Başar ve turist misafirlerde sonradan geleceklerdi...
Anlattı şimdi topluca kıyıya gidiyoruz.....Biz de arabalara atlayıp.. önden gittik....
Erkan beyle buluştuk...Kafile geliyordu.....
Sıcak başlamıştı....Erkan bey masaları hazırladı...İçecekler dolapta yerini almış ve buz gibi olmuştu....
Kafile gelir gelmez...İçecekler saldırdı....Kıyı muhteşemdi....Eşyalarını bir odaya yerleştirdik....Gurup hazırlıklı gelmişti...Herkes mayolarını,şortlarını giydi...Tesis yeniden hareketli saatler geçiriyordu....Kamptakiler doğacılara eşlik etti...Milletin meraklı soruları cevaplanıyordu..
Biraz sonra ortalık yatışınca fırdöndü ve bizim teras dikkatlerini çekmişti...Kafile bizim orayı merak etmişti....
Toplandık....Hem gezdik hem anlattık neler yaptığımızı...Kafile şok olmuştu...Çok şaşırmışlardı...Her yeri incelediler.....Otobüs iyice şaşırtmıştı onları...Sorular peşi peşine geliyordu....Ben,Ramazan hocam,Barış,Çiğdem cevap yetiştiremiyorduk...
Necdet hocam seslendi...Bir saat deniz keyfi....Serbestsiniz...Bir saat sonra teknelerin orada buluşuruz....
Doğacılar dağıldı,kimisi tesise döndü.Deniz keyfi yaptı..Bazıları seyir tepesi ve yaptıklarımıza takıldı kaldı..Bazıları bahçeye gitti....
Biz de bir arada sohbete daldık...Okuldan öğretmen arkadaşlar
 merakla soruyorlardı...İnanamıyorlardı...Bayılmışlardı buraya....Her şeyi öğrenmek istiyorlardı...Bir sürü video ve fotoğraf çekmişlerdi...
Herkes hesabını ödedikten sonra...Tekneler binildi...Sarıldık öpüştük..Doğacıları. uğurladık....
Tekne turundan sonra Sığacığa geçecek biraz Sığacıkta takılacak ve otobüslerle İzmire döneceklerdi...
Onların gitmesiyle tesis sakinleşti...Arkadaşları görmek bizi hem mutlu etmiş hemde hüzünlendirmişti....Artık biz emekliydik...Okulda onlarla ve öğrencilerimizle olmayacaktık....
Nasıl olacaktı bu...Yeni bir yaşam tarzına başlamıştık...Alışabilecekmiydik...
Şu an hareketli ve meşguldük,etkilememiştik.
Erkan bey seslendi...
-Hocam teşekkür ederim....
-Neden diye sordum..
-Arkadaşlar çok iyiler...Buralara hep böyle insanlar gelsin...Bereketli bir gün geçirdik.....
-Nasıl yani....
-Arkadaşlar sayesinde iyi para kazandık...
-Ben ticari yönünü hiç düşünmemiştim...
Başarda bize katıldı...
Evet sizinkiler bol para verdiler....Necdet hocam sen almazsın diye kahvaltı parasını topluca bana verdi...Biz gidene kadar babana söyleme diye tembih etti.
Aslında bu bize destekti arkadaşlardan....
-Ulen gine yapacağını yaptı bizim Necdet hocam....Sağ olsunlar...İyi arkadaştırlar...İnşallah mutlu olmuşlardır.
Erkan bey iş farklı yönlere gidiyor...Sen ne diyorsun...
Benim için bir sakınca yok...İyi bir dostlar kazandım ve bereketli bir sezon geçiriyoruz sayenizde...Köy de mutlu...Buradaki misafirler de çok mutlu....
Bayılıyorum çalışmalarınıza..Bazen kıskanıyorum....
-Her şey senin yardımların sayesinde oluyor...Asıl biz sana teşekkür ediyoruz....
Erkan beyde,biz de mutluyduk....Tesisdekiler,köy de mutluydu....
Akşam Necdet hocam telefonla aradı...
Kafile çok mutlu olmuştu...Yürüyüş tamamlanmış,denizden yararlanılmış,tekneyle gezilmiş,Sıgacıkta çok beğenilmişti...Bize teşekkür ediyordu...Ben de onlara çok teşekkür etmiştim...
Gurup çok beğenmiş bir o kadar da şaşırmıştı...Artık bu güzargah onlar için en ideal yerlerden biriydi...Artık buraya sık sık geleceklermiş....
Çok mutlu olmuştum...Herkese duyurdum...Arkadaşlar çok memnun kalmışlar...Herkese teşekkür ediyorlar.....
Rahatlamıştım.....Ramazan hocamla takıldık. Bu sefer biralar benden......

Çalışma Panomuz iyice dolmuştu....Panoyu büyüterek herkesin daha iyi görebileceği tesisin yakınına yerleştirdik...
Çiğdem geldi...Selami benim Çimentepedeki öğrencilerim buraya gelip kalmak istiyorlar...Nasıl yapalım....
Çimentepe İzmirin varoş bir bölgesiydi.Türkiyenin her yerinden göç alan bir yerdi...Gariban ama dürüst ve çalışkan öğrencilerle hala görüşüyorduk..Yaşları 20-22 olmuştu ama her yaz bir yerlerde buluşurduk..Kahvaltı yapardık...Diğer öğretmenlerde gelirlerdi...
 Çok severdim onları...
-İsterim gelsinler...Nasıl yapacağız....
-Otobüste kalabilirler...
-Kabul ederlerse gelsinler...Zaten tesiste yer yok...
-Onlar bayılırlar....Hemen haber vereyim...
Çiğdem sen hallet o işi....  

Artık ikinci terasımız bitmişti.Biz arka bölümü teraslamaya başlamıştık...Ön tarafta görüntü kirliliği kalmamıştı..Bütün çalışmaları sırtın arka bölümüne kaydırmıştık...Ön bölümde iki teraslı alanımız çok güzel olmuştu.Yolu,merdivenleri ile teras kullanılmaya başlamıştı..Bizim teraslama ekibi durmaksızın çalışıyordu...Arka alandan sonra tiyatro alanına geçip ilk oturma bölümünü yapacaktık...İşlerimizi ona göre planladık...Ekip çalışma saatlerini ayarladı..
Bahçemiz nefis olmuştu..Artık ürün alabiliyorduk...Tesistekiler bizi hiç yalnız bırakmıyorlardı...Hep birlikte hem çalışıyor,hem deniz keyfi ve eğleniyorduk...Herkes yoruluyor ama şikayet etmiyorlardı...

Kayınvaldenin Seferihisardaki evine uğramıştık..Orada küçük bir sarı minibüs vardı...Yıllardır orada duruyordu.Hiç hareket etmemişti.Evet kenarda yatıyor..Lastikleri sönmüş,ama çok tatlı bir tipi vardı...Küçük bir karavandı...Bakımsız kalmış,terkedilmişti...Sorduk soruşturduk.Karşıdaki komşununmuş.
Ben artık onu kullanmıyorum...Orada atıl kaldı...Hurdaya gidecek işte deyince..
Biz ne istersin.Diye sorduk...
Bir şey istemem oradan kalksın yeter..Zaten komşularda rahatsız oluyor...
Kaldırın götürün..Ben de kurtulmuş olayım...
Barış hemen bizim araba sanayindeki ustamız Sadık beyi aradık...O da işlerden bunalmış..Sevinçle karşıladı..Bir saatte gelirim...
Biz işlerimizi halledene kadar Sadık usta gelmişti bile..Oğlu çırağıydı ve benim de öğrencimdi...Daha 11 yaşlarındaydı..Yazları babasının yanında çalışırdı..
Minibüsü inceledi...Biraz bakım yapmak lazım..Oldukça iyi durumda.Tabi yatmış ve lastikler gitmişti...Benden biraz para istedi...Malzeme ve dört çıkma lastikle geldi...
Biz alışveriş yaparken,o da bakımı bitirmiş ve çalıştırmıştı bile...
Komşuya biraz para verip helalleştik...Sonrada satışını yaparız diyerek ayrıldık...Barış bayılmıştı minübüse.Sığacık kavşağında minübüsü yol kenarına park ettik birlikte Sığacıkta balık yemeye gittik...
İdris reis annemi tesise bırakırken..Biz otobüse geri döndük..Yol güzargahını ayarladık...Kuşçular köyüne buradan yollar varmış...Sadık beyle vedalaştık...Barış minübüsün direksiyonuna geçti.Çok zevk alıyordu.Bu benim arabam...Yıllarca böyle bir şey istedim.Harika bir karavan..Adam ne gezmiştir bununla...
Soğuk içeçeklerimizi yudumlayarak yola koyulduk...Akşama doğru tesise vardık.Bizimkiler.merakla bizi karşıladılar..
Artık ikinci yatacak yerimiz olmuştu...Onu da diğer otobüsün yanına terasa yerleştirdik...Boyası iyice yıpranmıştı,ancak içi temiz ve bakımlıydı.Karavan olarak kullanıldığından yatakları da vardı..Hemen temizliğe giriştik..
Pencereleri zor açılıyordu.Güzelce temizlik ve bakımdan sonra kullanılacak hale gelmişti....Minübüsün ilk konukları..Barış ve başar oldular...

Çalışır halde bir otobüs ve minibüsümüz olmuştu.Kocaman ve bakımsız ama denize sıfır ve kıyıları kayalık bir arazimiz,ayrıca kocaman bir çiftliğimiz olmuştu.Araziler bizim değildi ancak uzun süreliğine bizde kalacaktı...
En güzel yanı ise dostlarımız olmuş ve bu yer sayesinde arkadaşlarla bir araya gelmiştik.Hayatımız boyunca böyle bir tatil yapamamıştık.Maddi imkanlar bir türlü el vermemişti...
Tüm aile ve dostlar mutlu ve huzurluydular..
İşler tüm yoğunluğuyla devam ediyordu.Biz arazinin arka bölümünü teraslıyorduk.Bir yandan bahçe sebze veriyordu ve dalından yiyorduk..Çiftlikteki sebzelerde olmuştu.Bu sebzeler gelen misafirler tarafından anında tüketiliyordu.Ama köy ile işbirliği sayesinde sıkıntı yaşanmıyordu.Köylü de kazanıyor,ve insanlarla ilişki kurmak onları mutlu ediyordu.Yıllardır köy terkedilmiş,şehirlere göç edilmiş,köyde yaşlılar ve onlara bakacak gençler kalmıştı..Şimdi ise iş tersine dönmüş şehirliler köye geliyor ve köyde hareketlilik en çok da bir işe yaramak köylüyü mutlu ediyordu.

Çiğdemin seslenişiyle kendime geldim...
-Alooo...
-Ne oldu?
-Benim öğrenciler geliyormuş...11 gibi Sığacıktalar...
-İyi o zaman saat birde İdris Reis tesise uğrayacak...Alıp getirir onları.
İdris reis düzenli olarak sabah ve akşamları tesise gidip gelmekteydi.Şimdilerde öğlenleri de sefer yapmakta.Ayrıca turist gezdiren kafile tekneleri de tesise uğramakta ve mola vermeye başlamıştı.Bazen onlarla da Sığacığa ulaşabiliniyordu. 
Neyse Otobüsümüzde onlara yer ayırmıştık.Çok seviyordum onları..Onlarda bize çok değer veriyorlardı...Saygı ve sevgilerinde kusur etmiyorlar,aynı zamanda da çok espirili gençlerdi...
Neyse ilan panosunu inceledim.Hala doluydu. Neredeyse boş yer kalmamıştı.Çiftlik çalışması daha talep görüyordu sanki...Kepçe işi zaten bizdeydi..Bazen boş kalırsa Barış da ekibe katılıyordu.Bahçedeki yetişen ürünleri aslında kendileri yetiştiriyor ama yinede aldıklarının parasını kumbaraya yatırıyorlardı..Gönüllerinden koptuğunca veriyorlardı.Aslında vermeseler de olurdu.Çünkü onların kendi emekleriydi.Ama onlar bu işi hobi ve severek spor yapma,yararlı olma adına yapıyorlardı.Çok ama çok mutlu oluyorlardı.Denizin,doğanın keyfini zaten çıkarıyorlardı.Ama aynı şeyler onları mutlu etmiyordu.Biz onlara çeşitlilik,hareketlilik getirmiştik.Tesis şimdi daha da mutlu ve enerjikti...

İdris reisin teknesi görüldü.Hemen sahile,küçük iskeleye indik.Öğrencilerimiz
Mihriban,Fatmanur,Murat ve Ali tekneyle gelmişlerdi.Mihriban çok akıllı pratik zekalı,çok çalışkan ve konuşkan bir kızımızdı.Fatmanur ise bıcır,bıcır çok konuşan,neşeli,sempatik bir kızımızdı.Beni babası gibi görür, kahvemi bile elleriyle götürürdü.Murat az konuşur ama öz konuşurdu.Lafı gediğine koyan çok temiz bir gençti.Ali biraz içine kapalı,melankolik gencimizdi.
Çocukluklarında ilk defa bizimle bir geziye katılmışlardı.Biz onları parasını da öğretmenlerin ödediği bir otobüs tutup,İzmiri gezdirmiş,teleferiğe bindirmiş,bahçemizde onlarla piknik yapmıştık.O gündür bu gündür bizi çok sever ve sayarlardı.
Çok samimi bir şekilde karşıladık,kucaklaştık.Kendi çocuklarımız gibiydiler.Hoş beş sohbetten sonra tesisteki güzel bir masaya geçtik.Mihriban yine bize kendi çapında,kendisinin yaptığı el emeği plastik artıklardan yaptığı küçük sepetleri hediye etmişti.
-Kız gene boş gelmemişsin.Yine yapacağını yapmışsın.
-Olur mu hocam..Sizin için ne yapsak azdır.Zaten parasal bir değeri yok..
-Düşünmen yeter...Hepiniz adına bu hediyeyi zevkle kabul ediyorum...
Gençlerimizin maddi durumları iç açıcı değildi.Buraya kadar gelebilmeleri bile harikaydı.Çok güzel bir dayanışma içindeydiler.
Onların felsefesinde karşılıksız iyilik yap,denize at..Bir gün bu iyilik size geri döner fikri vardı...
Laflanırken sordum 
- Sepetleri nasıl yaptın.
-Hocam bunlar plastik şişelerden yapıldı.
-Şaşırmıştım...
Önce plastik şişeleri şeritler halinde kesiyorum.Sonrada örüp bu ve başka şekiller veriyorum.Çok şık duruyordu....
Peşinden bizim bölümü gezdik.Barışla,Başara tanıtımı siz yapın diyerek onları gönderdik..
Yarım saat kadar sonra gözleri parlıyordu.Sevinçle kucaklaştık.O kadar neşeli ve mutluydular.Bizi de duygulandırdılar...
-Biz sizinle yıllarca kalırız...Heyecanla durmadan konuşuyor,şakalaşıyor.yerinde duramıyorlardı...
-Yatacakları minibüse de bayılmışlardı...
-Hocam sakın bizi buradan göndermeyin..Bak bir sürü çocuğunuz oldu....
-Bu gün sizin eğlenme ve dinlenme gününüz.Denizin tadını çıkarın..
-Erkan bey bu gençle ne isterse ver..Her şey bizden bunlar benim oğul ve kızlarım....
Hemen aklıma onların havuz macerası gelmişti....
Çiğdem anlatmıştı...Bir gün okulda söz geçmiş.Çocuklar çok sevinçliymiş...
Çiğdem sormuş.
-Neden bu kadar sevinçlisiniz...
-Bu gün havuza gideceğiz hocam...Hanım şaşırmış.Havuzlar çok pahalı yerler.Nasıl gidebiliyorlar acaba.Birisi onlara havuz mu ısmarlamıştı..
-Hangi havuza gidiyorsunuz.Kaç para istiyorlar deyince...
-Hocammmm.Biz para vermiyoruz.....
-Nasıl oluyor...
Eşrefpaşada saat kulesinin orada havuz var ya....
Hanım düşünmüş hiç görmemişti havuzu..
-Nerede bu havuz.Ben hiç farkında değilim...
-Hem de bedava
-Allah Allah
-Fıskiyeli havuz hocam....Hem bedava hem de çok güzel,bize de çok yakın...
O gün ders dönüşü çocukları havuzda şen şakrak oynaşırken görmüştü..
Onların havuzu parkın içindeki saat kulesinin süs havuzuydu..O kadar mutluydular.Hangi çocuk yazın suyla oynamayı sevmezdi ki...

-Bu gün sizin dinlenme gününüz.Hadi doğanın ve denizin tadını çıkarın...
-Sizinle olmak çok güzel.Sizi çok ama çok seviyorum....
-Ali: Ben hiç denize girmedim.Korkarım...
Hepimiz kahkahayı patlattık...
-Saka yapıyorsun herhalde...İzmirde yaşıyorsun ve denize hiç girmedin,.Öylemi
Murat:Ben de hiç girmedim...
-Aaaaaa Barış sizi denize alıştırır.
Gençler kıyafetlerini değiştirmeye gittiler.
Mihriban ise Erkan beyle bir şeyler konuşuyordu.
-Hayrola hemen iş mi bağlıyorsun.Erkan bey ben kızımıza kefilim.İstediğin işi ver olmuş bil.
-Erkan bey güldü.Mihriban benden plastik şişeleri toplamamı istedi.
Mihriban hadi git eğlen bu günün yarını da var..Günler kaçmıyor ya..
-İçim kıpır kıpır.Duramıyorum ki Hocammm
Biz de Erkan beyle oturup çay keyfi yaptık...Bayılmıştı gençlere.Bu devirde böyle mahcup ve saygılı gençler kalmış mıydı.
-Hemen atıldım...O kadar çoklarki.Ama günümüzde yanlış değerler öne çıkarıldı.Mayamızda böyle insanlar dolu.Sadece sessiz ve çekimserler...Okullarda öğrencilerden bilirim.%90 insanımız iyidir.Televizyon ve basın bombardımanıyla insanlarımız bencilleştiriliyor.Tüketim toplumu oluşturuluyor.Tüm güzel değerlerimize saldırı var.
Bak bizim insanlarımız gerçekten çok iyilerdir.
-Siz ve arkadaşlarınızı görünce evet hala güzel insanlarımız varmış.Size gerçekten çok teşekkür ediyorum.
-Teşekkür etme .Sen de,bizde hala aynı kültürdeniz.Yani iyi ve yardımsever kişileriz.İnan toplumumuz hala böyleler.Sadece fırsat bulamıyorlar...
Gençler deniz kıyısında şakalaşıyorlar,birbirlerini ıslatıyorlardı.Farkında olmadan denize girmişlerdi.Deniz kenarı hareketlenmişti.
Etrafıma şöyle bir baktım.İnsanlar mutluydu.Herkes birşeylerle uğraşıyordu.Ben de teraslama için Ramazan beyin yanına geçtim.
-Kaçak... Bugün işi bana sattın.
-Misafirlerimizi karşıladım...
-Takılıyorum sorun yokkk
Ramazan hocam da elini yüzünü yıkayıp bir bardak suyla da beni ıslattı.
Biraz oynaştık,şakalaştık.İşi ben devraldım.
-Biraz da bahçeye takılacağım. diyerek ayrıldı.
Arka bölümüm teraslamasında ilk bölümde bayağı ilerlemiştik.
İş sonunda geri döndüğümde bizimkiler ortada yoklardı.Şaşırdım ne eşim ne Ramazan hoca ne da gençler vardı ortalıkta.Bahçede çalışmalar devam ediyordu.
Dalında salatalığı görünce canım çekti.Bir tanesini koparım.Hem ısırıyor hem de etrafı geziyordum...
Kayınvaldem seaslendi.Dalından yemek ne hoş oluyor değil mi?
Harika bir duygu.İnan evde hiç salatalık yemem.Aklıma bile gelmezdi....
-Bak domatesler çok güzel.Şeker gibi.Onlardan da ye..
-Şöyle güzel bir domates seçtim.Koparırken koku etrafa yayıldı.Derin bir nefes alıp,kokuyu iyice hissettim.
-Kokusu yeter,oh be ...Çok güzel..
-Al sana organik tarım...
-Yani şimdi bu organik tarım mı oluyor.
-Alası.Doğal.Gübre yok,ilaç yok.Daha nasıl olsun...
ısırınca fark ettim.Lezzeti de çok güzelmiş...
-Biraz topla da neşen gelsin.
Birlikte domates ve salatalık topladık.Onların büyüyüşüne tanıklık etmek.Dalından toplamak bile büyük keyifti.
Bizimkiler hep birlikte çiftliğe gitmişler.Biz de ağır ağır tesise döndük.
Nurten hanım da topladığımız salatalık ve domateslerle salata yapmaya koyuldu..

Akşama doğru yavaş yavaş seyir tepesinde toplandık.Çayını alan.içeceğini alan guruba katılıyordu.Gençlerin gözleri parlıyordu.Çok mutluydular.Aile yeniden bir araya gelmişti.Sohbetler başladı.Derken kayınvalde seslendi.
-Yemek vakti.Organik bunlar.Harika ve bol salata ve yanında günün menüsü makarna.
Hep beraber yumulduk yiyeceklere.Farkında olmadan çok acıkmışız, yorulmuşuz
Gençler yatacak yerlerini hazırlamak için otobüse gittiler.Ramazan beyle keyif yaptık,işleri ve gelişmeleri gözden geçirdik.Teraslama çok iyi gidiyordu.Çiftlikte kahvaltı,konaklama ve ürün yetiştirme işi de oldukça verimliydi.
-Yakında büyük boy fırdöndü ve yeni pompamız da hazır olacaktı.İşler çok yoğunlaşmıştı.Yine de yetiştiriyor,el birliğiyle çalışıyorduk.Denizden de ayrı kalmıyorduk.Ne kadar yorulsak da mutlu ve huzurluyduk.Teraslama işi yakında bitecekti,bizde amfitiyatro yerine başlayabilecektik.
Ertesi günü Mihribanla gençler toplanmış harıl harıl çalışıyorlardı.Merak ettim.
Hayırdır ne işler yapıyorsunuz.Akşamınız nasıl geçti.Uyuyabildinizmi.
Bir sürü plastik şişe topolamışlardı.Bir de garip alet yapşışlar.şişeleri şerit halinde bu aletle pratik bir şekilde kesiyorlardı.
Murat bizim için sorun değil.Biz nerelerde yatmadık ki.
çok harikaydı,değişik ve güzel oldu diyordu Ali
Mihriban atıldı hocam size süpriz hazırrkanlıyoruz,
Hadi bakalım,Kolay gelsin,Süprizi merak ediyorum,
Erkan beyde onlarla takılıyordu,Pet şişeleri o toplamıştı,
Bir çay alıp deniz kenarında keyif yapmaya gitim,Hava çok güzeldi,Geldiğimiz günden beri ne çok işler yapmıştık,İçimi sevinç kapladı,Gerçekten çok ama çok mutluydum,O kadar çok yapmak istediğim işler vardı ki,Hayellerim gerçekleşiyordu,Yıllardır yapmak isteyip de yapamadıklarımı gerçekleştirebiliyordum artık.
Pano yine dolmuştu .Bizimkilerde yavaş yavaş toplanıyordu.Ama önce gençlerle selamlaşıp ne yaptıklarını anlamaya çalışıyorlardı.Yerlerde pet şişeden bir sürü şeritler vardı.
Bu sabah kahvaltı nedense kimsenin aklına gelmiyordu.Dolaptan birşey kapan öylesine atıştırıyordu.Gençler heyecanla çalışıyorlardı.
Ramazan hocamla buluşup teraslara yöneldik.Herkes çoktan işe başlamıştı bile..
Öğlene doğru geldiğimizde kocaman kocaman sepetlerin yapıldığını gördük.Gençler bu şeritlerden sepet örmüşlerdi.
Mihribanın süprizi buymuş.
Sordum ne olacak bunlar.
-Çöp sepeti olacak  hocam.Geri dönüşümle hem çöplerden yararlanıp hem de temiz bir ortam yaratalım dedik.Bunlardan her yere koyacağız.
Harika bir fikirdi.Yine yaratıcılığını konuşturmuştu gençler
Çok sevindim.Kutluyorum sizleri.Bir ara örmeyi bana da öğretin.
Hay hay memnuniyetle hocam..
Hadi mola verin denizin de tadını çıkarın...
Zaten malzemeniz de tükenmiş.
İstemeye istemeye işi bırakmak zorunda kaldılar..

Barış yanıma geldi.
Baba Çağdaş adında bir öğrenci faceden yazmış Senin telefonunu istiyor vereyim mi?
OOO çok sevdiğim öğrencilerimdendir.Ver tabi oğlum.Çok sevinirim.
Çağdaş ailenin büyük oğluydu.Lise yıllarının başında babasını kaybetmiş ama zor da olsa okumuş hatta kardeşine de bakmıştı.Çok zeki ve okul birincilikleri olan bir o kadar da efendi öğrencim di.

Abimden telefon geldi.İkinci fırdöndü tamamlanmıştı.Gelip almamı istiyordu.Ama o olmadan biz onu montaj yapamazdık.Zaten yerini de hazırlamamıştık.Ramazan hocamla kepçeyi kaptığımız gibi ikinci ama çok daha büyük olan fırdöndünün yerini hazırlamaya koyulduk.
Üreteci de hazır değildi.Bu üreteci özel olarak dışarıdan uzmanlarına ücret karşılığı yaptırmamız gerekiyordu.Bütçemizi kontrol etmemiz, maddi durumu gözden geçirmemiz gerekiyordu.
Neyse biz öncelikle fırdondüyü takacak, üretecin yapılışını biraz öteleyecektik.

Akşam üstü Çağdaştan telefon geldi..
Çağdaş beni bir yıl önce düğününe davet etmişti.Gelceğimi söylemiş ama tarihi yanlış bildiğimden düğünümü kaçırmıştım.Çok üzülmüştüm.Beni bir daha aramaz sanıyordum.
-Hocam nasılsınız.Hoş beşten sonra üzüntülerimi tekrar belirttim.
Bandırmaya geldiğinizde bana kesin uğruyacağınıza inancım sonsuz.Size kırılmadım.Ama aramızda görsek çok hoş olurdu.
Kesin yolum oralara düşerse ilk işim seninle buluşmak olacak.
Neyse Çağdaş patent bürosu açmış.Bizim fırdöndü işini facaden görmüş ve bu olayı benim adıma patentlemek istiyormuş.
Çağdaşcım ben bu işlerden anlamam.Kaça patlar,neler gereklidir hiç bilmem.
Ben bu işi para almadan yapacağım,size bir faydam olsun.Hakkınızı helal edersiniz inşallah.
Olurmu oğlum bizim hakkımızmı olurmuş.Helal olsun şimdiden.
Kesinlikle kabul ademem.Kırk yılda bir faydam olacak.Bırakında yardım edeyim.
İstenilen evrakları,plan ve çizimleri bana göndermemi istedi.
Kabul ettim çok sevindi.
Akşam toplandığımızda konuyu açtım.Bizimkiler çok sevindiler.Ancak bu çizim ve planları bir mühendis yapmalıydı.Nasıl yapacaktık...
Başar atıldı Baba hani bizim Birkan vardı ya
EEE ne olmuş.
O makine mühendisi oldu ya...
Doğru ya.. Ama yaparmı.
Yapar tabi.Yapmasında kafasını kırarım...
O zaman bu iş senin.Sen halledeceksin.
Birkan da bizim elimizde büyüdü sayılır.Birkan Başarın bizim eve takılan nadir arkadaşlarından biriydi..Araları çok iyiydi.Bu işi ondan daha iyi yapacak kimi bulacaktık ki..
Bir zamanlar hayal ettiğimiz ama yapmak için hiç teşebbüste bulunmadığımız bir sürü olay çok hızlı bir şekilde gerçekleşiyordu.Bu hız başımı döndürmüştü.Korkmaya başladım..Bu hıza yetişmek mümkünmüydü...Şöyle bir geri çekilip olayları izlemem,incelemem gerekiyordu.Nereye doğru gidiyorduk.Önümü görmem gerekiyordu...Biraz dinlenmeli,hiç bir şey yapmadan gözlemlemeliydim....Bir kaç gün hiç bir şeyle ilgilenmeyip kafamı dinlemeye karar verdim...
Çiğdeme ve ramazan hocaya konuyu açtım...Bana hak verdiler.Ancak onlar durmayacak ve çalışacaklardı.Çünkü gerçekten de mutluydular,hevesliydiler.Ne olursa olsun onlara ve çocuklara çok iyi gelmişti..
Ertesi üç gün boyunca hiç bir işi elimi sürmedim.Tatilci gibi dışarıdan yapılanları inceledim.Denize girdim,Sıgacığı gezdim.Oradan bizim orası için söylenenleri dinledim.Köye gittim kahveye,çiftliğe takıldım.Köylülerin düşüncelerini soruşturdum...
Her şey tıkır tıkır gidiyordu.Neredeyse bu işlerden memnun olmayan kimse yoktu.Hatta bir sürü öneri de verdiler.
Sonunda inceldiği yere kadar deyip çalışmaya başladım.Gittiği yere kadar gidecek ve hayallerimi gerçekleştirmeye çalışacaktım.Ne olurdu ki.En fazla bir macera yaşamış olacaktım.Her zaman için vaz geçme şansım vardı.Ama gidebildiğim yere kadar gidecektim.
İkinci fırdöndünün yerini hazırlayıp,yerleşeceği alanın betonunu ve demir bağlantılarını hazırlayıp amfi tiyatro yerini kepçeyle yapmaya koyulduk.Abim müsait olduğunda fırdöndüyü getirip montajını yapacağız.Bu arada Birkan hafta sonu geldi.Başarla birlikte ölçüm ve taslaklar yaptılar.Bitkiler yetişiyordu ve ekip artık bu işi benimsemişti.Kahvaltı ve oda kiralama da rayına oturmuş sorunsuz gidiyordu.Teraslama bitirilmiş amfi tiyatro yeri de yarılanmıştı.Havuz ve pompamızda sorunsuz çalışıyordu.Havuzdaki fazla suyu ara ara salıyorduk.Şelalemiz bile olmuştu.
Barış bu su boşa gidiyor.Bari damıtma sistemi kuralım önerisi getirmişti.Harıl harıl nasıl yapılacağını internetten inceliyordu.Kabaca bir taslak oluşturmuştu.Yakında o işe de başlayabilecektik.
Şaka maka derken burada biz iki buçuk ayı geçirmiştik.Zaman çok hızlı geçiyordu..

Kabaca bir hesap yaptık.Hesaplarda bir hata vardı herhalde.Bir daha,bir daha hesap yaptık.Çiftliğin oda kiraları,kahvaltı,sebze bahçemizden toplanan paralar 30 bin Tl yi geçmişti.Gözlerimiz fal taşı gibi açıldı.Bu müthiş bir paraydı.Ben emekli olduğumda 30 yıla karşılık 50 bin Tl almıştım.Oysa burası neredeyse bir ayda 30 bin Tl kazanmıştı.Ağustos ayı da böyle bereketli geçerse bırakın masrafı nefis bir kar yapacaktık.Bu da daha bir sürü projemizin gerçekleşmesi demekti.Şükürler olsun ki hiç beklemediğimiz bir kar elde etmiştik.
Hemen Erkan bey ile görüştüm.O da çok normal demişti.Çünkü o da eskisine göre beş misli kazanmıştı.Bu yıl bereketli geçmekteydi.
Erkan hiç şaşırma hocam.Bunlar hep sizin sayenizde oldu.Hem de çok güzel,nezih müşterilerimiz oldu.Burayı çok geliştirdiniz.Sayenizde köy de çok mutlu.Yıllardır böyle bir şey olmamıştı.Sizi kesinlikle bir yere bırakmam.Artık buralı oldunuz.Bizim buraları çok az kişi bilirdi.Şimdi Sığacıktan bile bir sürü tekne ve insanlar geliyor.Fırdöndü merak oluşturdu.Teknelerden bile o kadar çok kar yaptım ki.Burası ilgi odağı oldu.
Ben hayatımda bu kadar parayı ancak emekli olduğumda bir arada gördüm.
Afiyetle yemek nasip olsun hocam.Bunlar az bile....
Aile ve dostlarımız bu olaya çok sevindiler.Seneye kim bilir daha neler yapacaksınız.Sizi destekliyoruz...
Evet böyle giderse seneye neler yapabilirdik.Sevinç kapladı hepimizi.Korkularım yavaş yavaş yok olmaya başlamıştı.Cesaretlenmiş ve kendimize güvenimiz gelmişti.Emekli olunca ne yaparız diye kara kara düşünüyorduk. Balçovadan,şehirden hiç ayrılamayız gibi geliyordu.
Şimdi gerçekten yepyeni projelere imza atabilirdik.Çok yoruluyorduk ama çok da mutluyduk.İyice neşemiz geldi.
Erkan bey süprizini yaptı. Urladan çalgıcılar getirmişti.o gece deniz kenarında kocaman bir ateş yaktık ve doyasıya müzikle oynadık,dans ettik,eğlendik.Bütün kurtlarımızı döktük.Çok rahatlamıştık.Tabi ertesi günü işlerimiz aksadı.Olsun hemen toparladık ve davam ettik.
Mihriban ve arkadaşları bize bir sürü çöp sepeti yaptılar.Giderken çok mutluydular.Her zaman geleceklerdi artık.Burası onların da mekanıydı.Çiğdem de onları ağırlamaktan çok mutlu olmuştu.Yıllar sonra birlikte olmak,birlikte bir şeyler üretmek,hatırlanmak çok harika bir duyguydu.

Abim sonunda fırdöndüyle geldi ve yerine montajını hep birlikte yaptık.Bu seferki oldukça büyük ve sanki abartılı olmuştu.Artık bir orta boy,birde büyük boy fırdondümüz olmuştu.Daha uzaklardan görünür olmuştuk.Ancak üreteci yaptıramamıştık.Aslında paramız vardı.Kime yaptıracağımızı bilemedik.İlgi biraz daha büyüdü.
İnternette neo mıknatıslarla yapılan üreteçleri incelerken Kayseriden bir elektrikçinin rüzgar enerjisi için neo mıknatıslarla yaptığı üreteçleri izlemiştik.1500 Tl civarında bu üreteçleri yapıyordu.Telefon numarasını da vermişti.Hemen araştırıp o videoyu bulduk.
Kayserili Mehmet beyle telefonda görüştük.1500Tl ye üreteci yapacak ayrıca bize gereken akü ve bağlantılarını da gönderecek.Anlaştık ve kaporayı banka havalesiyle hesabına yatırdık.
Aslında hibrit arabalarda aradığımız üreteç ve akü sistemi hazır olarak vardı.Bu konuyu da araştırıyorduk.
Alman dostlarımız Hansın tatili bitmişti.Ülkelerine döneceklerdi.Bu akşamı onlara ayırdık.En güzel Türk yemeklerinden hazırladık ve birlikte onları ağırladık.Başar ile Kayınvaldem bize tercümanlık yaptılar.Türkiyeye gelmek ve bizlerle paylaştıkları bu bir ayı öve öve bitiremediler.Birlikte projemiz vardı ve elbette daha çok görüşecektik.Bizi Almanyaya davet ettiler.Kesinlikle geleceğimize söz verdik.
Projeyi gözden geçirdik.Bize tekrar yapmamız gereken inşaat ve odaları,özelliklerini tekrar hatırlattı.Zaten proje dosyası hazırlamış.Herşey orada yazılı ve çiziliydi.Adamlar gerçekten çok disiplinli bir çalışma yapmışlardı.Hans ve Helgaya bu iş sizin.İnşallah siz tamamlayacaksınız deyince çok mutlu oldular.
Sabah onları uğurladık.Arkalarından bir kova su döktük.Alıştığımız ve çok sevdiğimiz birileri daha kamptan ayrılmıştı.Kayınvaldem Nurten hanım çok üzüldü.Ancak işlerin yoğunluğu ve meşkaleler onu yeniden neşelendirmişti.O da çok şeyler yapmak istiyordu.Yaşlandığı için çok kızıyordu.
Ramazan hocam da hafta sonu İzmire döneceğini söyleyince tam bir şoka girmiştim.
Ya kardeşim bu sene emekli olsaydın da hep birlikte bu çalışmalara devam etseydik ya.
-Gerçekten çok iyi olurmuş.Seneye kesin emekli olurum.Böyle bir işimiz olacağını nereden bilebilirdim ki.
Sana o kadar alıştım ki. Dostum seni çok ama çok özleyeceğim.Sana yarın rakılar benden.
-İşte bu ya.Sanki ölmüşüm gibi konuşma.Neşelen....Bak ben burada ne kadar mutlu oldum.
Yarından itibaren çalışma yok.Artık sadece keyif yapacaksın.Gezeceksin,denetleyici olacaksın...
Ertesi günü abimden aldığım telefonda ikinci su pompamızın da bittiğini öğrendim.Ramazan hocaya çalışma yasağı koyduk.Ben de amfi tiyatronun yerini bitirdim.Sık sık da Ramazan hocaya takıldım.Gerçektende gideceğine çok üzülüyordum.Kafa dengi,yaşıtım gidiyordu.Bu mekanda artık yalnız kalacaktım.Cuma günü ben de onlarla gitmeye karar verdim.Bizimkilere sordum.
Var mı benimle İzmire gelecek.
Kimse çıkmadı.Hepsi burada kalmak istiyordu.Herkes halinden memnundu.Gelirken hepsi homurdanıyordu.Annem bile gelmiyordu.Oysa onun evine gidecektim.
-Sen git gel.Ben iyiyim.gelirken kardeşlerini de getirirsen daha iyi olur.
Şaşırmıştım.Evini hiç özlememişti.Deniz ve kum sağlığı için iyiydi.Evdeyken yapayalnız kalıyor ve şikayet ediyordu.Burada bir sürü insan vardı.Sohbetler ediyor,birşeyler yapıyordu.Hiç sıkılmamış aksine çok mutlu olmuştu.Her halinden memnundu.
Anacığım deyip sarıldım.koklaştık,onu gıdıkladım.Çok huylanıyordu ve kızıyordu ama bu sefer hiç tepki göstermedi.Hatta beni bir kaç defa daha öptü.
-Anacığım sen istediğin kadar kal.Dostların hepsi burada...Seni çok seviyorum...

RAMAZAN BEYİN GİDİŞİ

Cuma günü Ramazan hocamlarla birlikte kamptan ayrıldık.Ben de annemlere gittim su pompasını paketledik.Abimin transitine yükledik.Listede yazılı malzemeleri toparladık.Sabah kardeşlerimde dahil minibüs tıka basa yola koyulduk.Narlıderede durduk.
Hayırdır birader...
Bak kimler var burada...
Aaaa Dayımlar,yeğenler...Öpüştük koklaştık.
Onlarda geliyorlardı.Çok sevindim.Üç araba olmuştuk.Süpriz harikaydı.Bizimkiler o kadar anlatmışlar.Onlarda merak etmişlerdi.Bastık gaza ver elini tesisler.....
Bizimkiler çok şaşırdılar.Sülale toplanmıştık.Hoş beş ortalık karıştı.Kim kimi öpüyor.kim nerede curcuna....Annem çok sevinmişti.Kardeşi ve yengem yaşıtlarıydı.Dayımlarla birlikte uzun yıllardır İzmirde bir aradaydık.Ancak uzun zamandır birlikte denize gitmemiştik.
Abim yüksek sesle seslendi.  Herkes şu tepeye çıksınnnnn..Seyir tepesine gittik hep beraber.Kamp bu sayede sakinleşti.....
El birliğiyle kahvaltı hazırlandı.Bir yandan sohbet bir yandan kahvaltı.Gençler,yeğenler hemen kayboldular.Onların kanları kaynıyordu.Keşif yapmaya başladılar bile.Biz ve büyükler çay keyfine takıldık.Dayımlarda yıllarca çiftçilik yapmışlardı.Sonra İzmire taşınmış ve şehir hayatına alışmışlardı.Tesisteki bahçe onları cezbetmişti.Köyü ne kadar özledikleri her hallerinden belliydi.Hemen bahçede çalışmaya başladılar.Deniz akıllarına bile gelmiyordu.Hele öğleden sonra çiftliğe gidince iyice mest olmuşlardı.Eski anıları köydeki evleri,oradaki yaşamları akıllarına geldikçe gözleri yaşarmıştı dayım ve yengemin.
Ertesi günü dalgıç Aliyi getirmişti İdris reis.Hep beraber ikinci su pompasınıda denize yerleştirip bağlantısını yaptık.Artık tepedeki havuza daha çok su dolacaktı.Elektrik jeneratörü çalışır elektrik üretebilirdi.Şelalemiz daha gür çağlayacaktı artık.
Çiğdeme öğrencimiz Mihribandan telefon geldi.Seferihisardaymış.İdris reisi bulmasını ve öğlene gelmesini söyledik,
Çiğdem hayra alamet olsun.Bu kızcağız geçen hafta buradaydı.Ne olmuştu acaba...
Ben de meraklandım.Hayırdır inşallah..
Biz rutin işlerimize devam ettik. Herkes bir şeyler yapıyordu.Millet mutluydu.Birileri kamptan gidiyor,birileri geliyordu.Tesiste boş yer yoktu.Bizim çiftlikte de odalar tam doluydu.Bazen otobüste kalanlar bile oluyordu.Bu sene burası full çekiyordu.Bazen kalacak yer bulamıyorduk.Köyde bazı evleri mecburiyetten kiraya verip kimseyi mağdur etmiyorduk.Sabah kahvaltıları da artık hergün yapılır olmuştu.Bazen yürüyüş gurupları,bazen motor ve bisiklet kafileleri de artık düzenli gelir olmuşlardı.
Bu faaliyetler köyü canlandırmış ve artık köy tanınır olmuştu.Denizden de çok turist geliyordu.Fırdöndü,şelalede dikkati çekiyordu.Günlük gezi tekneleri artık sahilde mola veriyor ve tesisi gezdiriyorlardı.Bazen içecek ve yiyecekler yetişmiyordu.Denizden gelenler köyü de gezer oldular.Köyden doğal yiyecekler alıyor,kahvaltı ve alışveriş yapıyorlar,köyde takılıyorlardı.Köy kahvesi canlanmış,Bakkalda artık köy ürünler de rağbet görüyordu.Süt peynir ve sebzeler yok satıyordu.Herkes halinden memnundu.
Biz farkına varmadan işletmeci olmuştuk.Muhtar ve Erkan bey bu çalışmalara destek oluyor,öncülük yapıyoırlardı.Artık bize iyice güveniyorlardı.Çok yardımcı oluyorlardı.Köy ve köydekiler para kazanmaya başlamışlardı.Bu yaz hiç sıkılmamışlar bir sürü dost edinmişlerdi.
Öğlen İdris reis malzemelerle birlikte Mihribanı da getirmişti.
Hemen karşıladık.Şaşkındık.
Mihriban anlattı.İşten çıkardılar.Bende işsiz kalınca sizin yanınıza geldim.İş buluncaya kadar sizinle kalmak isterim.İnşallah beni göndermezsiniz..
Hanımla birbirimize baktık.Ne demek istediğin kadar kal.Sen bizim kızımızsın.Ancak sana ektradan para veremeyiz.Senden para da istemeyiz.Hep birlikte yer içeriz.
Mihriban birden havaya sıçradı.Yaşayın sarıldı bizlere.
Artık Mihriban da ailedendi.Aileye durumu anlattık.Yerini ayarladık.Hep beraber takılacaktık.O da ne isterse yapacaktı.Zaten yerinde duramayan,çalışkan ve zeki bir kızımızdı.Hemen kendine bir iş buldu.Şimdilik Nurten hanımla bahçe işlerine takılacaktı.Kayınvalde tam aradığı elamanı bulmuştu.
Kepçe boşa çıkmıştı.Acaba bizim dik kıyıya bir merdiven yapabilirmiydim.Ama çok zor ve tehlikeliydi.Acaba tepenin altından tünelle sahile yol yapabilirmiydik.Aslında yapılabilirdi.Alet ve özel ekipman gerekliydi, çok masraflı olurdu.Olursa harika bir durum olur bizim sahil de kullanılabilirdi.Neyse bu işi mütahit Mehmet beyle görüşmek gerekirdi.Onda ekipman ve makineler ve malzemeler vardı.


Ben de asıl büyük ve hafif meyilli çorak araziye düzenli yol ve sulama kanalları hazırlamaya karar verdim.Bu alanları da kullanıma açabilirdik.Güzel topraklı bölümleri düzeltip tarla haline getirebilirdik.Kalan bölümleri de ağaçlandırabilir ve çiftlik haline getirebilirdik.Hayvancılığa da çok müsait bir araziydi buraları.Su bulabilirsek yada su getirebilirsek müthiş bir yer olurdu bizim arazi.
Bir plan yaptık kabaca.Ben de o plan doğrultusunda önce yol açacaktım.Kepçe bu iş için çok uygun değildi aslında.Dozer ve büyük kepçe gerekiyordu.Ben yavaş yavaş yol yapımına başladım.Çıkan toprakları da çukur arazilere taşıyarak araziyi düzleştirip kullanılır hale getiriyordum.

METİN HOCAMLA TANER BEY, KANKA RAMAZAN

Hafta sonu bir süpriz daha yaşadık.Ramazan hocam ve yanında Metin beyle Taner bey de geldiler.Çok sevindim.Kendimi yalnız hissetmiştim.
Ramazan hocam Şehirde çok sıkıldım.Kimse kalmamıştı.Taner bey ve Metin bey tek maaşlı arkadaşlardı.Bizde sohbet ederken buralardan bahsettim.Masrafımız da neredeyse hiç olmamıştı.Derken gidelim mi Selaminin yanına.Hem de masrafsız bir tatil yapar çoluk çocuk bir aile olacağız.dedim.Onlarda zaten sıkıntıdan patlamışlar. Çıktık geldik işte..
Harika yapmışsınız.Rehber sensin hemen arkadaşları yerleştir ve sizde bize katılın.Sistemi her şeyi anlat arkadaşlara.Masraf da yapmayacaklar.Birlikte istedikleri kadar kalabilirler.
Ramazan bey  hemen onları alıp önce otobüslere götürdü.Bir saat sonra tamam gardaş,bizimkiler yerleşti.Hemen denize gidelim.Tesise gittik.Çocuklar deniz kıyısına koştular,biz de bir masada çay keyif yapıp sohbetlendik.Merak ediyorladı buraları.Ramazan hocam anlatıyordu.Sabırlı olun keyfini çıkarın şimdi.Nasıl olsa bir sürü zamanımız var.Çok özlemiştim arkadaşları.Okey gurubumuz toplanmıştı.Akşam bir de okey partisi yaptık.İyice neşemiz gelmişti.
Sabah kalktıklarında iyice şaşırmışlardı bizimkiler.Panoyu görmüşler,listeleri incelemişler...Çayları kapıp deniz kenarındaki bir masaya kurulduk.Anlattım olay ve gelişmeleri.O liste gönüllü çalışma listesiydi.
Yani buradakiler para almadan mı çalışıyorlar.
-Evet ve kim nerede isterse o işte çalışıyor. veya o gün hiç çalışmayıp keyif yapıyor.
-Taner hoca  Hatırlıyormusun... Biz sırayla ücretsiz öğrencilere okulda kurs verelim olayını gerçekleştirememiştik.Bak burada sistem tıkır tıkır çalışıyor.Hepimizde yaptığımız işlerden mutluluk duyuyorduk.
Çayları yudumladıktan sonra bahçeye geçtik.Bayıldılar. Biraz domates ve salatalık topladık.Sabah sabah çalışanları görünce iyice şaşırdılar.Çıkarken kumbara dikkatlerini çekti.
-Bu ne.
-Kumbara.İsteyen buraya aldıklarının ücretini bırakıyor.Ücret zorunlu değil.
-Peki para bırakan oluyor mu.
-İnan ki fazla fazla para çıkıyor.Hem kendileri çalışıyor,hem de para mı bırakıyorlar.
-Aynen öyle.
-Biz de para bırakalım mı.
-Sizin masraf yapmanız yasak.Tesisten bir şeyler alırsanız ödersiniz.Gerisi ücretsiz.
Birlikte fırdöndü,havuz ve su pompalarını gezdik.İyice şaşırdılar.Tiyatro alanı ve seyir tepesine de bayıldılar.Zaten otobüs ev onları iyice mest etmişti.
Kahvaltıyı birlikte yaptık.Topladığımız domates ve salatalıklar da sofranın süsüydüler.Öğleden sonra köye gideceğiz.Şimdi keyfinize bakın.Her yer sizin 
Biz biraz çalışacağız.Ben kepçeyle yol açmaya gittim.Ramazan hocam bu gün izinliydi.Öğretmen arkadaşlarla takılacaktı.
Öğleden sonra hep beraber köye gittik.Önce köy kahvesinde birer çay içtik.Özlemişlerdi böyle yerleri.Bakkala uğradık ve çiftliğe geçtik.
Bizimkiler çiftliğe bayıldılar.Hikayesini anlattık.Buradaki bahçe ve ağaçlara bayıldılar.Odaların kiraya verildiğini duyunca hepden şaşırdılar. İçeriyi gezin sonra çardağa gelin.
Arkadaşlar bizim adımıza çok sevindiler.Bizi kutladılar.
Biz de her zaman gelin.Dostlara burası her zaman açık...Her zaman bekleriz.Ama size çalışmak yasak.Buraların tadını çıkarın.
Köyden Peynir,zeytin yağı,tereyağı aldık.Köy ekmeğini bırakırmıyız...Sonra hep birlikte tesise döndük.Deniz keyfi yaptık.tesisin ve doğanın tadını çıkardık.Gençler zaten mutluydular.Şehrin keşmekeşinden kurtulmuştuk.Kafamız dinlendi.Ruhumuz rahatladı.Burada stresten eser yoktu.Birbirini tanımayan insanlar burada hep beraber mutluca yaşıyorlardı.En güzeli selamlaşıyor,sohbet ediyor ve paylaşıyorlardı.

Abim ve dayım taş attılar.Arkadaşlarını görünce bizi unuttun.
Olurmu biraderim ya.Yıllarca bunun hasretiyle yandım.Hep beraber böyle bir yerde sülalece bir arada olmaktı.Annem,dayım,kardeşlerim,kayınvaldem,baldız,kayınço,yeğenlerim ve arkadaşlarım bir arada ve istediğimizi yapmak.Hep hayalimdi.İşte gerçekleşti...Şükürler olsun.
Şaka yaptım oğlum.Bizde bir arada olmaktan mutluyuz.Dün seni göremedik de o yüzden taş atıyoruz.
Dayıcım nasılsın.Kendine iyi bak.Bir tane dayım var ona göre.Hep yaptığım gibi kel kafasına bir öpücük kondurdum.
Anama döndüm.Anacığım bacakların nasıl.Kum iyi geliyormu.
Anam çok iyiyim.kum sayesinde ağrılarım geçti.Bu sene rahat edeceğim inşallah.
-Hatırlıyormusun.Yıllar önce Gümüldürde bir hafta kumlara gömmüştük seni.O sene çok rahat etmiştin.
Hatırlamam mı.Hiç unutmadım.İkincisi bu seneye nasipmiş.
Anacığımı öptüm.Kayın valdem Nurten hanım zaten her yaz çadırla denizde kalır biz de yanına takılırdık.O da çok mutlu olurdu.Şimdi hem deniz hem de bahçe yan yanaydı.Yıllarca böyle bir yerden bahsederdi.Onun da dilekleri gerçekleşmişti.Onada sarıldım -nasılsın annem iyi misin.
O halinden çok memnundu.Yıllarca yapamadıklarını bir hamlede gerçekleştirmek için var gücüyle çalışıyordu.Tabi ki çok mutluydu.Helede bahçelerin lideriydi.O lider olacak bir kadındı.Şimdi liderliği bulmuş bu da onu çok mutlu etmişti.Bahçelerle ilgili her şeyi ona danışıyorduk.
Baldız zaten yıllarca deniz kenarında oturmuştu.Onun da özlediği bir ortamdı.Hanımla Figen su kuşlarıydı.Denizden çok hoşlanıyorlardı.Abim ve kardeşlerimle hiç tatil yapamamıştık.Hep günü birlik denize gidiyorduk.O da müthiş bir yorgunluk oluyordu.Şimdi ise hepimiz mutlu ve neşeliydik.
Annem dayımlarla yıllar sonra bir aradaydı.O da hiç sıkılmıyor hatta evini bile özlemiyordu.Babamın ölümünden sonra yalnız kalmıştı.Şimdi sülale bir aradaydık.Tabi ki mutluydu.Sohbet ediyor. Hiç yalnızlık çekmiyordu.Eve gitse yine kendisiyle baş başa kalacaktı.
Kız kardeşim yoktu.O da olsa harika olacaktı.Telefona sarıldım.Hepimiz kısa kısa konuştuk.İçi geçti bir kaçabilse  hemen gelecekti.Bizi de bir arada görecekti.Bekleriz diyerek telefonu kapattık.
Hepimiz kendimize göre yapacak faaliyetler buluyorduk.Herkesin gözleri parlıyor ve mutluydular..
Abim,kardeşim,Ramazan hoca kepçeyi paylaşamıyorduk.Hepimiz kepçeyle çalışmayı seviyorduk.
Metin ve Taner hocam da çok mutluydular.Ekonomik bir tatil onlara da çok iyi gelmişti.Kızımız Mihriban da millete kurs veriyordu.Atık malzemelerden bir sürü üretim yapıyorlardı.üçretsiz ve güzel kursa katılım oldukça fazlaydı.O da halinden memnundu.Bazı zamanlar yatacak yer sıkıntısı oluyordu.Otobüsler ve çadır imdadımıza yetişiyordu.
Barışla Başar da çok mutluydular.Sorumluluk alıyorlar ve işleri başarıyorlardı.Birşeyler yapabilmek ve de sevdikleri işleri yapmak onları da hareketlendirmiş,düzene sokmuştu.Harika işler yapıyorlardı.Hiç şikayetçi değildiler.Tam tersine çok mutlu olmuşlardı.Araştırıyorlar,yeni fikirler sunuyorlar.En güzeli üretiyorlardı.
Buraya ilk geldiğimiz günlerdeki karamsarlık artık kalkmış,yerini sevinç kaplamıştı.Yaptıklarımıza biz de inanamıyorduk.Daha neler yapacaktık.Yapacağımıza inancımız tamdı.Bakalım kışın ne yapacaktık.şimdi her şey güzel gidiyordu.

Bizim Birkan sonunda patent için gerekli çizim ve dosyaları hazırlayarak öğrencim Çağdaşa göndermişti.Gerisi Çağdaşın işiydi.Olursa güzel olacak,bizimde ilk defa patentli bir projemiz olacaktı.

-----------------------------
BELEDİYE BAŞKANI
-----------------------------

Taner beyin kardeşi belediyede saha ve tesisler amiriydi.Yıllarca birlikte belediye tesislerde bize yardımcı olmuştu.Taner bey kardeşiyle görüşürken benim yanımda olduğundan bahsetmiş.Onlarda merak etmişlerdi.Faruk hocam üniversitede öğretmenimdi.sonra Balçova belediyesi spor işlerinde müdür olmuştu.Yıllar sonra birlikte çalışmıştık.Çok sevdiğim ve en değerli hocamdı.Aynı zamanda Balçova belediye başkanınında öğretmeniymiş.Onları da davet ettik.
Faruk hocam beni ve eşimi çok severdi. Duyar duymaz atlayıp tesise geldiler.Faruk hocamla Taner beyin kardeşi Ogün bey tesisi ve bizim yaptıklarımızı incelediler.Güzelce bir tanıtım yaptık.Köyü gezdirdik.
-Hayır olsun hocam dinlenmeye fırsat bulamadık.Merakla buraları inceliyorsunuz.Nasıl buldunuz buraları.Sizin tecrübelerinizden yararlanmak isteriz.
-Sağ ol yavrum.Bayıldık buralara.Seni ve aileni kutlarım.Çok güzel işler başarmışsınız.Sizi görmek beni çok mutlu etti.Bizim her hafta doğa yürüyüşlerimiz var.Değişik ve bakir yerlere gezi düzenliyoruz.O yüzden inceliyordum burayı.Bayıldım.İki hafta sonra senin buraya ve köye ziyaretimiz olacak.Doğa yürüyüş parkuru olarak çok güzel.Köy de çok bakir.Ayrıca deniz ve tekne ile Seferihisar harika bir parkur olacak.En az üç otobüs geleceğiz.Ben sana bildiririm.Bizimle ilgilenirsen sevinirim.
-Ne demek hocam emrin olur.Seve seve ne isterseniz yaparız.
-Çok kalamayacağız.Köyün üst tarafını da incelememiz gerekir.
Erkan beyle tanıştırdım.Tesiste birer soğuk içecek ve ardından çay içtik.Erkan bey hocamları alıp köyü gezdirip muhtarla tanıştıracaktı.İzin istediler.Taner beyle biz uğurladık hocamı.Süpriz yapmışlardı.
Taner beyin telefonda burada olduğunu söylemesi Balçovalı dostlarımızı buraya getirecekti.Taner beyde ben de çok sevindik.İnşallah güzel geçer de memnun kalırdı hocam.

Başar da köye gide gele ehliyetini iyice pişirmişti.Artık arabayı çok rahat sürüyor ve kendine güveniyordu.Tesisle köy yolunun da yenilenip düzeltilmesi gerekiyordu.Aslında küçük ve elektrikle çalışan tren yapılsa çok daha iyi ve güzel olacaktı.Bu konuyu da araştırmak gerekiyordu.Mümkünse tesislere araç sokmamak veya otoparkları geride yapmak gerekiyordu.




Faruk hocamdan telefon geldi.Evet bu hafta sonu Balçova belediyesi olarak doğa yürüyüşüne buraya geleceklerdi.Yürüyüşün son durağı köydü.Köyde kahvaltı yapılacak,köy gezilecek ve tesislere kadar yürünecekti.Tesislerde deniz molası verilecek ve ardından teknelerle Sığacığa geçilecek. Sığacıkta gezildikten sonra Balçovaya dönülecekti.
Harika bir gezi olacak hocam.Çok memnun kalacaksınız.Pazar günü Sığacıkta pazar da kuruluyor.Çok güzel olacak.Tekneleri ben ayarlarım.Pazar sabahı 10 da köyde hazır olacağız.Kahvaltı ve yerini de bizim çiftlikte yaparız.Bekliyoruz..
Hemen organize olduk iş bölümü yaptık.Erkan bey artık bizim oğlanlarla birlikte kahvaltıda tecrübelenmişlerdi.Kahvaltıyı onlar üslendiler.Ben de İdris reis ile görüştüm saat 11 de tekneler tesiste hazır olacaktı.Hazırlıkları tamamladık.
Pazar günü köyde kafileyi karşıladık.Faruk hocam ve Ogün beyle birlikte Başkanda gelmişti.Başkan süpriz yapmıştı.Bizi tanıyordu.Balçovada birlikte çalışmıştık.Her törenden sonra birlikte çay ve sigara molası verip sohbet ederdik.Okullarımıza ve gençlere spor tesislerini ücretsiz açar.Sporcu öğrencileri müsabakalara ücretsiz getirirdi.Örnek çalışmalara imza atmışlardı Faruk hocamla birlikte.Bizimde katkımız olmuştu bu çalışmalara.
Hemen sarıldık hoş geldiniz diyerek çiftliğe gittik.Kahvaltılıklar hazırdı.Misafirler tabaklarını alan çardak ya da bahçede kendilerine bir yer buldular.Başkanla birlikte Balçovadan tanıdık veli ve komşularımızda vardı kafilede.Sohbetlerle kahvaltımızı yaptık.Köydeki ekip işini çok güzel yapmıştı.
Köyü gezdiler ardından.Harika küçük bir köydü burası.Kimisi alışveriş yaptılar kimisi köy kahvesinde çay içtiler.Kimiside bahçeleri gezdiler.Şehir yaşamından sonra buraları çok güzel gelmişti.
Topluca deniz kenarındaki tesise yola çıkıldı.Tesiste bir saat deniz molası verildi.Kafile çok kalabalıktı.Hazırlıklı gelmişlerdi.Hemen giyinen denize koştu.Bazıları da deniz kenarında gölge masalarda takıldılar.Biz başkanla birlikte bir gurup bizim yerleri gezdik.Başkanı bilgilendirdik.Otobüs evlerimiz,fırdöndü ve su pompası ve elektrik üretmemiz başkanın çok hoşuna gitti.Organik bahçemizi gezdik.Bayıldılar.Başkan çok meraklıydı.Daha sonra deniz kıyısında bir masada soğuk içeceklerimizi içtik.
Başkan bizi kutladı.Her türlü desteği veririm.Hocam bir isteğin olursa hiç çekinme.
Ben de ileride işimiz düşeceğini ve sizi rahatsız edeceğimizi söyledim.
Memnunuyetle hocam.Elimizden gelen bir şey olsun yeter ki.
Başkandan söz almıştık.
Sohbet devam etti.Derken ayrılık saati geldi.Kafileyi teknelere bindirdik.Sığacığa uğurladık.Faruk hocam ,Ogün bey be Başkana her zaman bekleriz diyerek ayrıldık.
Başkanın kalemi kahvaltı ücretlerini ödemesini yapmış,Erkan bey de herkesin ücretini dağıtmıştı.
Bana gelerek teşekkür etti.
-Sayenizde köyümüz belediye başkanı bile gördü.Bizim başkan bile gelmedi hala buralara.
-Üzülme Erkan bey onun da gelmesi çok yakındır.Azıcık sabret.Dostlar gelsin yeter.
Akşam Taner beyin kardeşi aradı.En güzel parkur bizimki olmuş.Başkan ve kafiledekiler çok beğenmişler bu seferki geziyi.Yürüyüş,kahvaltı,deniz ve ardından Sığacıkta gezmek çok güzel olmuş.Çok memnun kalmışlar...Çok sevindik.
Derken Faruk hocam beni aradı.Teşekkür etti..Özellikle başkanın teşekkürünü de iletti.Çok memnun kaldık çok sağ olun.Bizden isteğin olursa çekinme,elimizden gelen her şeyde destekleriz.Yardımımız olursa ne mutlu bize.Başarılarınızı dilerim.
Yüzümüzün akıyla çıkmıştık bu işten.Tabi Balçova belediyesi de başarılı bir gezi yapmıştı.Herkes memnundu...
Faruk hocamın gelişi ile spor yapmak için alanlar ayırmadığımız çıktı ortaya.Bir eksiğimizi fark ettik..İlerde planlamalarda spor ve yeşil alanları da plana dahil etmemiz gerekiyordu.

RUTİN İŞLER

Artık rutin bir şekilde ayda bir Necdet hocamın doğa yürüyüş kafilesi de alışmıştı buraya.Bunun yanında düzenli guruplar da geliyordu.Sığacıktan da gelip kalanlar oluyor.Bazen köyü geziyor,kahvaltılara katılıyor,organik ürünler satın alıyorlardı.Ortamın güzelliği,temiz ve ucuz oluşu da insanları çekiyordu.İnsanlar doğayı ve doğallığı özlemişlerdi.Sakinliği,doğallığı,yenilikleri burayı çok cazip hale getirmişti. Fırdöndünün uzaktan görünmesi,şelalemiz de ilgi alanı olmuştu.Millet meraktan da uğruyordu..Bahçeden, dalından ürün toplamak çok hoşlarına gidiyordu.Yakında köyün olduğunu duyan ziyaretçiler köy de takılıyor,hatta konaklıyorlardı.Bizim çiftliğin odaları hiç boş kalmıyordu.Bahçede maşallah yemyeşil olmuş harika ürünler veriyordu.Kahvaltı artık olağan hale gelmişti.Öncelikli çiftlikte ve köyde artık her yerde kahvaltı yapılabiliyordu.Köy el ele vermiş birbirine yardımcı oluyordu.Bize her türlü desteği veriyorlardı.Çiftliğin bakımını üstlenmişlerdi.Çiftlik işlerinde acemi olduğumuzdan hep yardım alıyorduk.Biz ağırlığı misafir turistlere ve arazimize vermiştik.Çok iyi gelir getiriyordu.Bu gelirler önümüzü açıyordu.Daha bir cesaretle yeni projelere başlayabiliyorduk.



Traventerlerimiz harika görünüyordu.Çok güzel olmuştu.Bu kel tepe düzenli bir şekilde düzeltilmiş,yolları düzenli bir şekilde yapılmış,Kanalları ve altyapısı tamamlanmış,sanki villalık arazi yeri gibi görünüyordu.Seyir tepemiz temiz ve bakımlı,manzarası da çok güzel olan bir yer haline gelmişti.Herkes burada keyifle içeceğini yudumlarken manzaranın tadını çıkarıyordu.Hemen yanında,alt tarafta kocaman bir havuzumuz yüzmek isteyenlere göz kırpıyordu.Şelalemiz su bırakıldığında ayrı bir güzellik sunuyordu.Bu görsel güzelliğin yanında amaç elektrik üretmekti.İşler bittiğinde çok amaca hizmet edecekti.Belki elektriğin yanında deniz suyundan damıtma yoluyla tatlı su elde edecektik.Şimdilik görsel zevke hizmet ediyordu.
Fırdöndülerimize diyecek yoktu.Tam tepede olduğundan her yerden görülebiliyordu.İkisi birden dönünce ışıl işıl parlıyordu.Böyle bir yapı herkesin dikkatini çekiyor,merak uyandırıyordu.Bu sayede tesise bir sürü tekne geliyor,ziyaretçilerle doluyordu.Gezi tekneleri artık bizim burada mola veriyordu.Bu sayede hiç aklımızda olmayan gelire kavuşmuştuk.Fırdöndüler buranın maskotu oldular.Erkan beyde biz de fırdöndülerin bu kadar ilgi göreceğini tahmin edememiştik.
Hiç hesapta yokken bir de çiftlik çıktı ortaya.Çiftlikteki arazi temiz,verimli bir yerdi.Binası ayrıca mükemmeldi.Köyle bağlantımızı kurmuştu.Bizim arayıp da bulamadığımız türdendi.Bir sürü alet ve makinelere kavuşmuştuk.Tahmin bile etmediğimiz gelir getirmişti bize...Bütün masraflarımız çıktığı gibi ayrıca kar bile yapmıştık.

--------------------------------------------------------
AĞUSTOS AYI
-------------------------------------------------------

Ağustos ayı da çok yoğun geçiyordu.Bir yandan bizimkilere takılıyor,abimler,dayımlar,annem ile güzel günler geçiriyorduk.Bir yandan Taner ve Metin hocamla arazimizin,tesisin tadını çıkarıyorduk.Onlarda otobüste ikamet etmekten rahatsız değil,tam tersine çok memnundular.Onların mutluluğu bizi de çok mutlu ediyordu.Dostlarla birlikteydik.Çok az masrafları oluyor ve çocuklarda ortamdan,denizden mutluydular.Arada bir bakıyorum onlarda ortama uyuyor ve bahçede çalışıyorlardı.Dalından sebze toplamak harikaydı.Ramazan hocamda onları yalnız bırakmıyordu.
Annem ise kumlara yatmaktan dizleri rahatlamıştı.Artık daha çok yürüyüş yapıyor.Milletle sohbet ediyor,bize bile takılıyordu.Oturduğumuz o sanayi içinde toz ve topraktan,gürültüden kurtulmuştu.Birlikte olmak onun neşesini yerine getirmişti.Artık şaka bile yapıyordu.Sabah bazen çayı o demliyordu.Burada çok mutluydu.Millet tamamen gidinceye kadar bizimle kalacaktı.
Yeğenlerim eğleniyor,bizimkilerle bir arada akşamları takılıyor.Barışla Başara yardımcı oluyorlardı.Şehirdeyken çok  az bir araya gelebiliyorlardı.Şimdi bir arada olmanın tadını çıkarıyorlardı.Birbirlerini daha iyi tanıyorlardı.

Çiğdem se rahatlamıştı.Denizden en çok sanki o yararlanıyordu.İlk defa yağlı boya tablo yapıyordu.Anca fırsat bulmuştu.Bir resim gurubu oluşmuştu.Birkaç kişide Çiğdemle bir resim yapıyordu.Onun bilgisinden yararlanıyorlardı.Evdeyken işlerden,koşuşturmaktan resim yapmaya hiç fırsat bulamamıştı.Mihriban kızımız durur mu oda hemen bu çalışmaya katıldı.Çiğdemin yardımcısı,eli koluydu adeta.Zaten hiç duramayan çok hareketli,yaratıcı ve çalışkan kızımız oldukça mutluydu.

Barışın hazırladığı internet sitemizde ziyaretçi sayıları gittikçe artıyordu.Yakında oturanlar tesisi ve araziyi merak ediyorlar ve geliyorlardı.Onlarda çektikleri fotoğraf ve videolar bizim için ayrıca tanıtım oluyordu.Bizde yaptıklarımızın fotoğraf ve videolarıyla organik bahçemiz,deniz ve tesisin görüntüleri,Havuzumuz ,şelalemiz ve fırdöndümüz hala ilgi alanıydı.Yavaş yavaş köydeki çiftliğimiz ve kahvaltıda artık dikkati çekiyordu. 

Seneye bu gidişle ne tesis,ne de köy hizmete yetişemeyecekti.Yeni kalınacak yerler yapılmalı,hatta kahvaltı yerlerinin de arttırılması gerekiyordu.Köyde organik tarımın arttırılması,ilaç kullanımının bırakılması gerekiyordu.Hayvansal ürünlerin satışını çoğaltmak,belki de marka oluşturmak gerekiyordu.

Kahvede sohbet ediyorduk.Çoğu yalnız yaşayan yaşlı insanlardı.Almancı köyü olduğu için gençler burada değildi.Yazdan yaza geliyorlardı.Köyde kışın çok az kişi kalıyordu.Köydeki binalar oldukça gösterişli ve büyüktü.Çoğuda boş duruyordu.Ben de inşallah bir gün bize de nasip eder dileklerimde bulunuyordum.Bizim çiftliğe bitişik büyük arazili,içinde iki tane çok büyük binası olan yerdeki komşum yanıma oturdu.
-Hocam nasılsın...
-Teşekkür ettim.Hemen çay söyledim.
-Hocam bizim arazi ve binaları da değerlendirebilirmiyiz.
-Salih amca aklımızda olsun.Bir şeyler yapalım.Zaten bazı şeylere ihtiyaç olacak.Senin orası kaç dönüm.
-32 mi 35 dönüm mü tam bilmiyorum.Bahçemiz oldukça büyük.Biz kocakarıyla birşey yapamıyoruz.Binalarda boş sayılır.Yazın çocuklar gelirse kullanıyoruz.
-Bir bakalım Salih amca...
Çayları bitirince çiftliğe doğru birlikte gittik.Onların eve uğradık.Biri çok büyük,biride mütevazi bir ev vardı.Büyük olan sonradan yapılmış,yeni ve abartılı büyüklükte bir binaydı.Bahçe de gerçekten bakımsız kalmıştı.Onların yaşadığı küçük ev oldukça bakımlıydı.Bahçesinde çiçeklerle doluydu.
Biraz gezdikten sonra..
-Aklımızda olsun.Yapabilirsek ilk önce senin burayı değerlendirelim.
-Çok teşekkür ederim hocam.Olursa iyi olur...
Salih amcayla vedalaşıp bizim çiftliğe uğradım.Salih amcanın yeri gibi burada bir sürü boş arazi vardı.Artık köyde kalan yaşlılar  işlerle uğraşamıyorlardı. Kafama takılmıştı ne yapılabilirdi ki.
Çiftliği gezdim.Boş oda yoktu.Bahçe desen bitkiler coşmuştu. Başarla şamata yaptık. Çardakta soğuk bir şeyler içtik.Yaptığı işten çok memnundu.Kendine güveni gelmişti.O bizim tercümanımız,aynı zamanda iletişim uzmanıydı.Turistler ona aitti.Çok başarılı bir şekilde işini beceriyordu.
-Yardıma ihtiyacın var mı diye sordum.
-Sağ ol baba şimdilik idare ediyorum.Sorun yok.
Sarıldık,koklaştık
-Haydi kolay gelsin diyerek 
Tesise döndüm bizim hocalara takıldım.
-Nasıl gidiyor.Bir isteğiniz,arzunuz var mı...
-Daha ne isteyelim be oğlum.Harika gidiyor.Kafa dengi takım da olunca daha ne isteyelim.
-Otobüste kalmakta sorun oluyor mu.
-Ne sorunu bize harika geldi.Zaten millet yorgunluktan hemen uyuyordu.
-Metin hocam.Bizim okey gurubu da tamamlandı,varmısınız partiye.
Hemen masanın birine kurulduk.Özlemiştik oynamayı da.Okul zamanı hafta sonları takılırdık bizim bu gurupla.Eşli oynardık.Yenilen gurup kalkardı.Bütün hesaplar ortak ödenirdi.Çok güzel bir gurubumuz vardı.Bu sefer yancılarımız boldu.Seyirciler yani yancılar ailelerimiz ve tesiste kalanlarda katılınca çok kalabalık olduk.Gecemiz neşeli geçmişti..

Çevremiz çoğu çıplak tepelik ve verimsiz arazilerden oluşmuştu.Suların denize ulaştıkları küçük koylarda ve bu su yollarında bazı verimli araziler vardı.Merak etmiştim daha ilerilerde güzel koylar ve güzel yerler var mıydı.Karadan gezmek çok zordu.İdris reis bizi gezdirebilirdi.Erkan beye de sorduk.Evet ileride de çok güzel yerler vardı.Tekneyle şöyle bir kıyıları gezsek güzel olurdu.Sığacıktan zaten tekne turları vardı.Bu güzel yerleri gezdiriyorlardı.Ancak fırsat bulmuş ve kendimize gelmiştik.Biraz çevremizi gezsek çok iyi olacaktı.Ramazan hocam,Taner hocam,Metin bey hemen gezelim taraftarıydı.Evet bir gün kaçamak yapıp bu koyları gezecektik.


Doğayı seven,insanları seven,bitki veya canlı yetiştiren bireylerin bir araya gelmesi çok güzel işlerin yapılmasına vesile oluyordu.Burada herkes kendisine biçilen rolleri,karakterleri oynamak zorunda kalmıyorlar,özgürce işler yapıyorlardı.Çok şeyleri paylaşıyorlardı,Kimse bana,bana,hep bana demiyordu.Herkes bir birine bakarak daha güzel şeyler yapıyorlardı.Birlikten güç doğuyordu.Paylaşılan her şey insanları bir birine daha çok yaklaştırıyordu.Öfke patlamaları kendini sakinliğe terk ediyordu.Toplumu izliyordum aynı dili konuşamayanlar bile bir türlü anlaşıyorlardı.Mutluluk bu kadar kolaymış meğer...Herkesin elinden bir şeyler geliyordu. Yeter ki isteyerek,karşılıksız bir şeyler yap,Yaptıkların bir türlü sana geri dönüyordu.Her yere olumlu enerji yayılıyordu.

İdris reisle anlaştık.Bizi gezdirmeyi kabul etti.Ertesi günü müsaitmiş.Biz de hazırlıklarımızı yaptık.Ertesi günü öğleden sonra malzemeleri tekneye yükledik.Alaçatı tarafına doğru açıldık.Bizim arazinin etrafında dolaşarak diğer koylara doğru açıldık.Arazi çok kurak ve oldukça engebeli tepelik yapıdaydı.Küçük koylar vardı.El değmemiş pırıl pırıl deniz harika görünüyordu.İleride güzel bir yer göründü.Sahili oldukça büyüktü.Kocaman bir burun ve iki yanı sahil olan bu arazi gelişmişti.Kıyıda küçük bir liman ve tesisler vardı.Tesise yanaştık.Kıyıdaki güzel bir binada çayımızı içtik.Burada balık çiftlikleri varmış.Buradakilerin çoğu da çiftlikte çalışıyormuş.Bir kaç tekne ve Bir kaç bina ile küçük bir balıkçı köyü görünümündeydi.Yarım ada şeklindeki güzel,yüksek ve düz bir arazisi vardı.Üzerinde eski bir fener kalıntısı.İki tarafta güzel sahilleri vardı.Burada tek tük tatilciler kalıyordu.Aslında çok güzel sahilleri olmasına karşılık gelenler azdı.Sebebi koyda balık çiftliği olmasıymış.O yüzden insanlar gelmiyormuş.
Tekrar yola koyulduk.Biraz ilerlemiştik ki yeni küçük bir koya daldık.Burada bir çok tekne vardı.Sorduk burası neresi.Reis seslendi 
-Çamur banyoları.
Hadi hep beraber kıyıda indik.Herkes gibi çamurlandık. Birbirimize çamur attık.Şakalaştık.Temizlenip tekneye çıktık.Cildimiz gerilmişti,parlak ve kayganlaşmıştı...
Yola devam ettik.Geniş bir koya geldik burada da tekneler doluydu.Çok büyük sayılabilecek bir sahildi.Pırıl pırıldı.Kıyıya yaklaşınca tekneden atlayıp yüzerek sahile çıktık.Kıyı çakıllardan oluşmuş ancak çok temiz bir yerdi.Kıyıya iyice yaklaşıp tekneyi bağladık.Herkes kıyıya çıkınca yemek faslı başladı.Deniz hepimizi acıktırmıştı.Canı çeken tekneden atlıyordu. Oldukça geniş ve düz araziye sahip bir yerdi.Bir kaç arazi aracı vardı.Bir kaç da çadır kurulmuştu.Çok sakin,pırıl pırıl bir yerdi.Tepelere doğru ağaçlarda görünüyordu. Bir saate yakın takıldık bu koyda.
Yola koyulduk kayalık kıyılarda yol alıyorduk ki mağaralar bölümüne gelmişiz.Kıyı bir sürü oyuntular ve mağaralarla doluydu.İçlerine kadar girdik.Fotoğraflar çekildik.Yan yana tekneler zor geçiyordu.Ziyaretçi tekneleri de oldukça yoğundu.
İlerlemeye devam ettik.Harika bir koya geldik.Bu yörenin büyüklerinden bir sahiliydi burası,Altın kum mu İpek kum mu neydi adı.Kıyı kumsaldı.Geniş bir alanı kaplayan bembeyaz kumsallarla kaplıydı.Denizin içi de pırıl pırıl kumdu.Sahilin sağ tarafında bir tesis kuruluydu.Havuzuna kadar her şeyiyle güzel bir tesisti.Şezlongları,şemsiyeleri,yeşil alan ve gölgelikleriyle,masalarıyla oldukça düzgün işletilen bir yerdi.Orta alanı halk plajı yapılmış,bölüm bölüm ayrılmış masaları olan,soyunma kabinleri,tuvaletleriyle ücretsiz bir alandı.Arazinin sol tarafı boş bırakılmış,otopark sorunu olmayan çok güzel bir yerdi.
Burası bu bölgenin en güzel yeri ve en bakımlı yeriydi.Karadan ulaşımı zor da olsa görülmeye değer tertemiz bir yerdi.Çevresi oldukça yeşil ve ağaçları bol bir yerdi.Bu alivyonlu ,verimli alanda tatil köyü de varmış.İçerisi ağaçlarla kaplı sulak bir yer.İnsanlar burayı çok önceleri keşfetmişler.
Deniz kenarında kumsalda birkaç şemsiyenin altına kurulduk.Kumlara yattık.İncecik,bembeyaz ve tertemiz bir yerdi.İçindeki alışveriş yerinden bira ve içeceklerimizi de aldık.Denizin ve sahilin tadını çıkardık.En çok burada takıldık.
İleride kocaman bir kıyı daha vardı.Buraların en büyük sahiliydi.Ama denizi çakıllıydı.Yan tarafında da içeriye giren kıyıları vardı ancak sahili kum ve çakıl değil daha büyük taşlarla kaplıydı.Buralar da da tesisler vardı.Sadece gezdik.
Geri dönüş başlamıştı.Çok güzel bir gün geçirmiştik.Hepimiz mutluyduk.Aslında çok da yorulmuştuk.Yarımız geri dönüşte teknede uyuya kalmıştık.Biz se sanki acıktık.Makarnalarla biramızla gezinin keyfini çıkardık.Güneş batmadan tesislere ulaştık.İdris reis ile helalleştik.











------------------------------------------------------------
SON BAHARDA TESİS
--------------------------------------------------------------



-----------------------------------------------------------------------------
Eylül ayının ilk haftasında okulların açılmasıyla birlikte tesiste çok az insan kalmıştı.Kalanlarda emekli ve yabancı turistlerdi.Eylül ayı olmasına karşılık hava hala güzeldi.
Mütahit Mehmet bey söz verdiği gibi ekibini gönderdi.Ekip başı Okan bey ve on kişilik ekibini tesislere yerleştirdik.Bir sürü araç ve makineler,kum.çimento gibi malzemeler de geldi.Bizim arazi şantiyeye döndü.Ekibin gelmesiyle ortalık hareketlendi.İlk gün tatil yaptılar.
İşe başlamadan önce araçların rahat ulaşması için köyden tesislere kadar yolun tekrar yapılması gerekiyordu.Şimdiki yol çok virajlıydı. Onlar daha farklı ve düz bir yol düzergahı belirlediler.Erkan bey ve muhtardan görüş alındıktan sonra yeni yola başladılar.Yol için ayrıca bir ekip geldi.Birkaç dozer ve kepçe yolun alt yapısına giriştiler.Bir haftada anca alt yapıyı oluşturdular.Silindir ile iyice  yolu sıkıştırdılar.İlk mıcırı döktüler.Yolun oturması için beklemeye aldılar.

Okan beye yapmak istediğimiz projelerimiz hakkında bilgi verdim.Önce havuz ve jeneratör odasının yer aldığı elektirik üreteceğimiz Hans beyin plan ve projesinden başlayacaklardı.Amfi tiyatronun yapımını da başlatabiliriz ekibimiz yeterli diyerek ertesi günü iş başı yaptılar.Seyir tepesi düzeltilip zemini özel döşeme taşlarıyla döşendi.Havuz dahada büyütüldü ve tümü betonla yeniden yapıldı.doldurma ve boşaltım kanalları tekrar yapıldı.Su ve arıtma boruları yapıldı.Traventerlere ikiye,bir buçuk metrelik kanal açıldı.Bu kanal pis su ve elektrik vs döşemek için yapılıyordu.Üzeri özel beton kapaklarla  kapatıldı.Gerekli yerlere ileride tamir ve bakım için giriş legorları kondu. Ayrıca su kanalları açtık.İçi beton künklerle sızdırılmaz hale getirildi.Üzerleri açık kanal oluşturmuştuk. Traventerlerin yolları küçük beton taşlarla döşendi.Bu beton yollar için kalıplar vardı.Bunları bize bıraktılar.Gerekirse bizde bu kalıplardan beton taşları yapıp kendimiz döşeyebilecektik.Tabi önce yolun alt yapısı ve su giderleri yapıldıktan sonra.
Ekip çok neşeli ve çalışkandı.Bir haftada neredeyse bütün işleri bitirdiler.Denizden de yararlanmasını biliyorlardı.Akşamları köyde çiftlikte kalıyorlardı.Çiftliğe bayıldılar.Onlar hem çalışıp,hem tatil yapmasını iyi biliyorlardı.Daha sonra bizim su pompalarının bulunduğu sahile inen merdivenlere başladılar.En zor olan jeneratör odası ve şelale yapılmaya başladı.Bizim zorla bir haftada yaptıklarımızı ekip bir günde tamamlıyordu.Tünel işi için Mehmet beyle görüşmemiz lazımdı.
Mehmet beyle görüşmemizde tünel işinin özel yapılması gerekiyordu.Çünkü her açılan tünelin içine kuvvetlendirici demir aksam ve kuvvetli beton atılması gerekiyordu.Tünelin büyüklüğüne göre kalıp yapılması ve deliçi araç gerekiyordu.Havalandırma ayrıca çok önemliydi.Biz de proje hazırlanmasını istedik. Bir mimar arkadaş gelip projeyi hazırlayacaktı.Biz de masrafını karşılayacaktık.Anlaştık. 

Biz,ailemiz ve bize katılanlar yavaş yavaş el verdiğince projelerimizle uğraşıyorduk.Arazimizin her yerine ulaşabilmek için yol yapmaya çalışıyorduk.Arazi boş olduğundan çalışmalarımız çok rahat gidiyordu.Yapılan plan dahilinde yollarımızı düz,engebesiz yapmaya çalışıyorduk.Yol yapmakla iş bitmiyordu.Pis su kanalları,daha doğrusu çok işleri yapacağımız kanal,temiz su ve elektrik için her zaman içinde çalışabileceğimiz kapalı ve açık kanallar yapmalıydık.Kış için yağmur suyu kanallarını da yapmalıydık.Bunlar çok malzeme ve para isteyen işlerdi.Mehmet bey sayesinde asıl gider olan işçilik masraflarından kurtulmuştuk.Yoksa bu işler bizi aşan işlerdi.Ne maddi,ne de işçilik olarak bu işleri başarabilirdik.Mehmet beyin destekleri sayesinde bizim için ulaşılamayacak bu işleri başarıyorduk.Yapabileceğimize inancımız gelmişti.Aklımızda olmayan projelere yelken açmıştık.
Korkumuz şu ki...Betonlar arasında kalmak istemiyorduk.Yeşil,hatta yemyeşil bir yerimiz olsundu amacımız.Alt yapı çalışmaları bitince arazimizin yeşilliği ortaya çıkacaktı.Şimdiki görüntü;her yer kazılmış,betonlar atılıyor.Her yerde bir sürü makine var.Karma karışık,sanki bir inşaat alanı.

Bir sabah büyük bir süprizle uyandım.Hans bey izin almış tesise gelmişti.Projenin yapıldığını duymuş atladığı gibi uçağa ver elini Türkiye.
Kucaklaştık.Harika bir olaydı.Hans bey hemen yapılanları inceledi.Eksik yapılan yerleri tamamlattı.Asıl süpriz ertesi günü yaşandı.Hans bey Almanyadan gerekli jeneratör,türbin,trafo  gibi malzemeleri de alarak gelmişti.Okan beylerle birlikte montajını yaptılar.
Hans bey gerçekten inanılmaz birisiydi.Bu işlerin içinde olduğundan bizden sadece gümrük parasını aldı.Gerisi Hans beyden bize hibe idi...Çok sevinçliydik.Gerçekten insanlar bize sahip çıkıyor.bize güveniyor ve destekliyordu.Minnettardım bu insanlara.Ben onlar için ne yapabilirdim....
Ben buna baraj diyorum.Barajın açılışını yaptılar.Havuzdaki suyu salarak elektrik üretimini başlattılar.Türbünler çalışmaya başladı.Şelaleden sular aktıkça jenaratörümüz elektrik üretmeye başladı.Sevinçle Hans beye sarıldım ve onu kutladım..Hans bey işinden izin almıştı.İki gün daha kalıp kontrollerini tamamladı.Yaza kesinlikle yine geleceğiz diyerek ayrıldı...

Okan beyden çok yararlanıyorduk.Bize güzel fikir ve önerilerde bulunuyordu.Örneğin yerleşke yapılacak her yere yol ve köprüler yaptırıyordu.Yol yapım ekibini hiç boş bırakmıyordu.Yarın kanalizasyon ve elektrik gibi her çalışmayı toprak altına alacak ve görüntü kirliliği olmayacaktı.Bu kanal tüneller belli bir yerde toplanıp atık su arıtma tesisi yapılacaktı.Ayrıca bahçelerin orada tatlı su çıkma ihtimali vardı.Oraya çakma kuyu yapılmasını önerdi.Zaten bu aletler de onlarda mevcuttu.Başlamışken onun da yapılmasına karar verdik.

Mütahit Mehmet bey işleri yapılanları görmek ve bir isteğimiz var mı diye tesise gelmişti.Karşıladık.Hoş beş den sonra yapılanları görmek için ekip başı Okan beyi yanına alarak gezmeye başladı.Bir saate yakın gezdikten sonra yanımıza geldiler.Deniz kenarında güzel bir masada hafif bir yemekle birlikte içeceklerimizi yudumladık.Mehmet bey yapılanlardan memnundu.Ben sıkıla sıkıla yapılanlara teşekkür ettim.Borcumuzu nasıl ödeyeceğiz hiç bilemiyorum deyince..
Hocam sen hiç sıkılma.Ben zaten bu ekibin paralarını ödüyordum.Zaten bayağıdır boş yatıyorlardı.Bu çok iyi geldi.
-Bu işler çok masraflı değil mi?
-Size göre öyle ancak bizim için bunlar küçük işler.Ben Okan beyden yapılacakların bilgisini aldım.Hiç sıkıntı yok.Tünel işine de haftaya başlayacaklar.Sen hiç sıkılma senin çok az masrafın olacak.Başımın gözümün sadakası olsun.Zaten seneye ailecek belli bir süre buradayız.
-Çok teşekkür ettim.Her zaman beklerim.Burası artık sizin de mekanınız.
-Hocam ekip buradayken kafanda ne varsa iste,bak sonra bulamazsın.Masrafı neymiş düşünme.
-Mehmet bey içime su serptiniz.Kara kara düşünüyordum.Bu yapılanların parasını nasıl ödeyecektim.
-Bizimkiler buraya bayıldılar.Hala buradan bahsediyorlar.Hemşehrime biraz faydam olsun yeter.
-Mehmet bey ayrılırken seslendi.Okan kuyu işini de hallet.Köyde bir ihtiyaç varsa muhtarla görüş onları da halledin.
-Haaa ayrıca giderken hocama lazım olabilecek ekipman ve makineleri de bırakın seneye alırız...
Ve Mütahit Mehmet beyle tokalaştık.Tekrar tekrar teşekkür ettim.Yeni yolda bastı gaza
İçim çok rahatlamıştı.Okan bey de çok memnundu.Daha bir sürü şey yaparız hocam.Sen bize güven..

Okan beye bir istekte daha bulundum..Tiyatrodan sonraki denizin içeriye doğru girdiği büyük bir koy vardı.Az da olsa kumsalı var ve oldukça sığ ve güzel bir denizi vardı.Ancak kıyı dik bir yerdi.Kıyıya ulaşılamıyordu.Buraya inilebilecek bir yol yapabilirmiydik.Okan bey inceledi kıyıyı.Kolayca yapabiliriz.Bu hiç sorun olmaz.Hatta oldukça geniş yaparız ki ilerde buradan denize de girebilir ve kıyıdan yararlanabilirsiniz.Harika olurdu.Çok sevinmiştim.Anlaştık.Hemen başlayabilirdi hatta.Hemen ekipten iki kişiyi görevlendirdi.


Mehmet bey para istemeyince Bizimle kalan Kızımız Mihribana asgari ücret olan binüçyüz lirayı verdik.Maaş alamıyor ve iş de bulamıyordu.Galiba bizi tercih ediyordu.Bizden hiç ayrılmak istemiyordu.
-Zorla parayı kabul ettirdik.Hemen annesine para gönderdi.Burada çok az paraya ihtiyacı vardı.İş buluncaya yada ayrılmaya karar verinceye kadar biz ona maaşını vermeye karar verdik.Çok sıkıldı ama yinede bizi kıramadı ve kabul etti.Bizim de ona ihtiyacımız vardı.

Bizim işler büyüdükçe büyüyordu.O kadar çok şey yapmak istiyorduk ki.Tabi hepsi bir anda olmuyordu.Bu gidişle ekip ekim ayın da da burada olacaktı.Havalarda oldukça iyi gidiyordu.İşlerimiz oldukça yolunda ilerliyordu.

-----------------------------
TÜNEL YAPIMI
-----------------------------

Mimar arkadaşımız yaptığı plan ve projeden iyi para almıştı.Kazandığımız paraların bir bölümü bu projeye gitti.Başlamıştık bir kere.Artık geri de dönemiyorduk.Tüneli yapacak alet ve makineler de gelmişti artık.Delici araçlarla önce belli bir bölüm açılıyor.içine kalıp yerleştiriliyor,demir aksamı yerleştirilip beton dökülüyordu ve tekrar sonraki bölüm deliniyordu.Çok demir gidiyordu.Paramız malzemeye ancak yetecek gibi görünüyordu.Tepeden Tünelin ortasına gelecek şekilde havalandırma kanalı,bacası da açılıyordu.Buraya ilerde asansör yapılabilecek şekilde delme ve betonlama işi de başlamıştı.Çok büyük bir projeydi bu.Altından kalkabiliriz inşallah.Maddiyatımız zor yetişecek gibi görünüyordu.Bütün kazandıklarımızı buraya yatırmıştık.Elde bir şey kalmayacaktı.Oysa bu tünel ve bazı projelere para kaptırmasak çok karlıydık.Hatta hayatımız boyunca bu kadar para kazanamamıştık.Hiç bir sıkıntımız olmadan güle oynaya harcardık bu parayı.Galiba büyük bir hata yapmıştık.Hayırlısı artık.....

Çiftliği kışa hazırlamak gerekiyordu.Sorduk kışın neyle ısınıyorsunuz.Ağaç ve kütüklerle ısınıyorlardı.Orman şimdilik çok tu.Ancak ağaçla ısınmak en kötü ısınma biçimiydi.Biz kömür mü alsaydık acaba diye düşündük.Köyde de kömürle kimse ısınmıyordu.Belgesellerde gördüğümüz bir sistem vardı biz onu deneyecektik.Hayvan dışkılarından metan elde edip bunu yakacak olarak kullanıyorlardı.Her ihtimale karşılık odun ve kömür de alacaktık.Köylü yakacağını ayarlamış biz kalmıştık.Bize de 5 romork odun getirdiler.Yarıp dizdiler.Ayrıca iki ton kömür aldık.Kömür köylüye garip geldi.
Hazır Mehmet beyin ekibi buradayken metan gazı biriktirme havuzu,dışkı karıştırma havuzu,dışkı biriktirme yerlerini de yaptık.Köyden parasıyla büyük hayvan dışkılarını topladık.Onlar hep gübre yapacağımızı sandılar.Daha sonra metan gazını eve taşıyacak boru sistemini bir tesisatçıya yaptırdık.
Gazla yanacak sobamızı da alıp kış hazırlığımızı tamamladık.
İnşallah başarılı olur da gazla ısınırız.Şimdilik ağırlık inşaat işlerindeydi.Önceliğimizi inşaata,yollara çevirdik.


Arkadaki sahilin yolu oldukça kolay açıldı.Çıkan harfiyat içindeki taşlar ayıklanıyor,bir kenarda biriktiriliyordu.Çünkü ilerde iskele,temel ve duvar işlerinde lazım olacaktı.Toprak da çukur alanlara doldurulup arazi düzleştiriliyordu.40 metre genişliğinde bir kanalla deniz kenarına ulaşılmıştı.Koy daha geniş bir alana sahipti.Küçük bir kumsalımız vardı.Kumsalın iki kenarındaki kayalar,arazi traventer şekilde basamak,basamak düzeltildi.İleride buraya bina yapılabilir veya oturma tesisleri yapılabilirdi.Çok güzel bir alan kazanmıştık.Yardığımız alanları da traventer şekilde düzelterek  istinat duvarlarıyla ördük.Sağlamlaştırdık.Yağmur suları için gider kanalları açtık. Kışın yağışlarda seller oluşmamalıydı.Doldurduğumuz alanların arasına da bu kanallardan yaptık.Dolgu toprak yağmur sularıyla gidebilirdi.Bu sayede topraklarımız da oturacaktı.
Bu kötü arazi tahmin edemeyeceğimiz kadar güzel ve kullanışlı hale gelmişti.Biriktirdiğimiz kayalarla dalga kıran ve küçük bir liman yapılabilirdi.
Tünel bittiğinde birinci koyumuza da ulaşım sağlanmış olacaktı.Koylara bakan o yüksek kayalık tepeler düzeltilmiş ve kullanılabilir hale gelmişti.Bir yanda barajımız ve şelalemiz.Havuzumuz.Fırdöndü arazimiz ve seyir tepemiz yanında bir sürü düz arazi daha kazanmıştık.Çukur alanlar doldurulup kullanılabilir dönümlerce arazimiz olmuştu.Tesis bizim arazinin yanında artık küçük kalıyordu.En güzel deniz de tesisin önündeki kıyıydı. Bizim o verimsiz kötü arazimiz ne hale gelmişti..Biz inanamıyorduk.Dört ayda harikalar yaratmıştık.El ele verince çok güzel işler başarmıştık.Hem mutlu olmuş,hemde üretmiş bir şeyler başarmıştık.İlk geldiğimizde böyle şeyler yapabileceğimizi tahmin bile edemezdik.

Arazimizin denizden uzak iç kesimine de hayvancılık için hazırlıklara başladık.Aklımızda küçük baş hayvan yetiştiriciliği de vardı.Ancak turizm ve gelirleri bizi bu yöne kaydırdı.Yüz tane daha konut yapsak sanki burası kaldıracak.Hayatımızda görmediğimiz kadar da para kazanmıştık.Bu yüzden hayvancılık ikinci plana itildi.Şimdilik hayvan ve ürünlerini köyden karşılıyor ve köylü de bundan para kazanıyordu.Yani herkes memnundu.Dışarıdan gelen de köylü de çok memnundu.
Ama eninde sonunda hayvancılığa da adım atacaktık.Arazimizin en uzak bölümüne hayvan barınakları yapmayı,besicilik yapmayı planladık.Buranın da planını yapıp yollarının yapımına başladık.
Okan bey varken arazimizin alt yapısını hallediyorduk.Alt yapı olmadan ne yapsak nafileydi.Bizim için alt yapı çok önemliydi.Görünmüyordu ancak paranın büyük bölümünü alt yapı inşaatı götürüyordu.Bu arada Erkan beyin tesisinin de alt yapısı bizimle birlikte tamamlanıyordu.İlerde pırıl pırıl,tertemiz bir yer olacaktı.

ATIK SU TESİSİ

Atık su tesisinin yapımına başlandı.Atık su tesisi için büyük şehir belediyesinden destek almıştık.Çünkü bu konuda büyük şehir çok tecrübeliydi.Tüm körfezi temizlemişlerdi.Neredeyse denize girilebilecek hale gelinmişti.Uzmanlarla birlikte tesisin yapımı devam ediyordu.Gerekli malzemeyi,ekipmanı onlar temin ediyordu.Bizde masraflarını karşılıyorduk.

SONDAJ VE TATLI SU

Bu arada iki yerden sondaj açılıp su kuyuları oluşturuldu.En yüksek alana su deposu yapıldı.Çok tatlı olmamakla birlikte içme suyumuzda olmuştu.Kuyulara hemen elektrikli pompalar bağlandı.Temiz su boruları döşenerek arazinin bahçe,seyir tepesi,traventerlere ulaştırıldı.Artık arazimizde kullanılan bölgede çeşme ve sulama suyumuz da olmuştu.Bu büyük bir nimetti.Suyun olduğu yerler yaşam alanıydı artık.Taprağımız tatlı suya kavuşmuştu.Tüm yapılan yollarla birlikte temiz su kanalları da eklenecekti.

KÖYÜN YOLLARI ALT YAPI ÇALIŞMALARI

Muhtar ve köylülerle toplantı yapıldı.Hazır iş makineleri ve ekip buradayken köyün alt yapısı da yapılabilirdi.Kanalizasyon sistemi yapılıp,atık sular temizleme sistemine bağlanacak.Temiz su sistemi yapılacak.Tabiki ana yollar genişletilecek,döşeme taşlarıyla yapılacaktı.
Köy sevince boğuldu.Muhtar ve Erkan beyin öncülüğünde planlar hazırlandı.Bizim alanda olduğu gibi geniş ve her işe uygun kanalizasyon sistemi yapılacak,temiz su sistemi de ayrı bir şekilde yapılıp,yol döşenip parça parça yapılıp hazır hale getirilecekti.Kış ve yağmurlara yakalanmadan işe başlanmalıydı.Bizim alanda işi biten araçlar hemen köyün kanalizasyon işine başladılar.

Yolların yerinde bazı değişiklikler olmalıydı.Yollar genişletilecek birçok evin bahçe duvarları yıkılacaktı.Köylümüz yeniden bahçe duvarlarını kendileri yapacaktı.Plan dahilinde köylüyle arazi anlaşmaları yapıldı.Bazı yolların yeri değiştirilecekti.Köy yolları daha düz olacak,köyün dokusuna fazla dokunulmayacaktı.Köyün o sade,güzel görüntüsü bozulmayacaktı.Önce köyün ana hatlarından başlandı.Köyün merkezi delik deşik olmuştu.Ulaşımda bazı sıkıntılar yaşanıyordu.Ama köylü çok memnundu.İş bittiğinde çok yararlı olacaktı.Ana yol hattı öncelikle bitirilmeye çalışılıyordu.Bu hat bitirildiğinde köy de rahatlayacaktı.El birliğiyle harıl,harıl çalışılıyordu.Çalışan ekibin yeme,içmesi köy tarafından karşılanıyordu.

Tünel ağır ancak emin adımlarla ilerliyordu.Bizim arazideki çoğu işler bitirilmiş veye bitmeye çok yakındı.Çok büyük işlerdi bunlar.Bizim bunları yapmaya ne gücümüz,ne de paramız yeterdi.Bütçemiz neydi ki.Hadi 60 bin lira olsun.Oysa yapılan işlerin parasal maliyeti milyarları geçerdi.Mütahit Mehmet bey ve ekibine çok şeyler borçluyduk.Bizim gözümüzde bu işler devasa işlerdi.Okan beye göre ise bu işler küçük,bilemedin orta boy işlerdi.Sülalem bir araya gelse biz bu yapılanların maliyetini karşılayamazdık her halde.Onlar sayesinde bize göre devasa işler başardık,başarmaya da devam ediyorduk.

Bu arada köyün merkezi de berbat görünüyordu.Yapılan işler bittiğinde dışarıdan çok birşey farkedilmeyecekti.Yani yapılanlar görünmeyecekti.Sadece yollar fark edilecekti.Köy temiz ve bakımlı ve sorunların çoğu halledilmiş olacaktı.Bunu orada yaşayanlar hissedeceklerdi.

Bizim küçük oğlan Başar artık okula başlayacaktı.Bu sene son senesiydi.İstemeye istemeye Ankaraya gidecekti.Ankarayı bir türlü sevememişti.Hele bu yaz yaptıklarımızdan sonra bu ona çok zor geliyordu.Sıkıp dişini bu sene okulunu bitirecek,mezun olacaktı.Belki burs alıp Tayvana gidecekti.Yani bu sene onun için zor bir yıl olacak.
Hazırlıklarını yaptı,Onu Ankaraya gönderdik.

Barış ise İstanbulda çalışıyordu.İşi de çok rahattı.Ama Yolda geçen zaman,her şeyin pahalı olması onu çok etkiliyordu.O sosyal bir gençti.Kocaman ofiste yalnız çalışıyordu.İşin zorluğu yoktu.Rahat ve başarılıydı.Çok da seviliyordu.Aldığı ücret iyiydi.Ama o mutsuzdu.İnsanlarla görüşmeli,dışarıda olmalı,hareketli bir iş olmalıydı.
İzmirde arkadaşından aldığı iş teklifi onu çok heyecanlandırdı.Arkadaşının şirketi Avmlerde satış yapıyordu.Müdür statüsünde çalışacaktı.Şubeleri denetleyecekti.Tam istediği işi bulmuştu.Hareketli bir işti,yüzlerce insanla muhatap olacaktı.Onun için ücret hiç önemli değildi.Veee İzmirde olacaktı.Balıklama daldı.İşi hemen kabul etti.İstanbul onu çok seviyordu.Bırakmak istemediler.Maaşına hemen zam yaptılar.Ama Barış İzmir olunca gözü birşeyi görmedi.Yerine çok sevdiği bir arkadaşını teklif etti.Kabul edildi.Arkadaşı da bu konuda çok iyiydi,güvenilir kişiydi.Arkadaşı da bu işe bayılmıştı.Barış hemen İzmirde liseden çok sevdiği arkadaşının yanında işe başladı.Çok mutluydu.İşleri çok iyi gidiyordu.Ancak birden çok büyüdüler..Barışın tüm uyarılarına rağmen yanlış yatırımlarla birden çok kötü duruma düştüler.Yanlış yerlerde şubeler açıp çok borçlandılar.Barışın haklı çıkması arkadaşını ve ailesini çok rahatsız etti.Küçülmeye gittiler.Barış sonunda küçük bir ofiste çalışmak zorunda kaldı.İstanbuldaki iş gibi artık bu iş de onu mutsuz ediyordu.Arkadaşıyla anlaşıp işten ayrıldı.
Bu yaz bizimle olan Barış çok mutlu olmuştu.Bizde artık bizimle çalışmasını istiyorduk.Artık o da bizimleydi...Hep beraber çok mutluyduk ve çok işler başardık.İnşallah Başar da bu sene okulunu bitirir ve hep beraber bir sürü işler başarırız.Bu arazi işi bizi birbirimize yaklaştırdı.Başta hiç beklemediğimiz yerlere getirdi bizi.Hepimiz yaptığımız işlerden zevk almıştık.Çok mutlu olmuştuk.Hayatta ne beklenirdi ki.Yazın gelmesini hep birlikte sabırsızlıkla bekleyecektik..Yine bir araya gelecek ve kaldığımız yerden devam edecektik.Daha çok şeyler yapmak istiyorduk.

Tatil sezonu çoktan kapanmıştı.Hafta içi sadece köylü,yaşlılar kalmıştı.O cıvıltılı,hareketli dönemden eser yoktu.Hafta sonları köy kahvaltıya gelen ve hafta sonu şehirden kaçanlarla canlanıyordu.Deniz ulaşımı neredeyse yok denilecek kadar azdı.Hafta sonları gelenler bile bizim masraflarımızı rahatlıkla karşılıyordu.Deniz kenarı cazibesini yitirmişti.Tek tük meraklılar geliyordu.Köy merkezi ve kahvaltı hala cazipti.Sadece hafta sonları kahvaltı veriyorduk.Çiftlikte en geniş kapalı alan olan salonda kahvaltı vermeye devam ediyorduk.Salondaki ocak gelenlerin ilgisini çekiyordu.Biz ise şehirlerde buna şömine diyorduk.Ocakta yanan kütüklerin çıtırtısı herkesin hoşuna gidiyordu.Üst katta biz kalıyorduk

.Asıl ısınmayı metandan yapacaktık.İlk denemelerimiz başarılı olmuştu.Dışkı karıştırma havuzunu da otomatik hale getirdik.Zamanı gelince karıştırma işini mikserimiz kendiliğinden yapıyordu.Biz sadece doldurup işi biteni boşaltıyor ve gübre biriktirme alanına taşıyorduk.Kokusu rahatsızlık veriyordu ama ısınma ve ocak işini bu sayede çözmüştük.Tüpe para vermiyorduk.Görünüşe göre Aldığımız kömür fazla gelecekti.Odun da fazla gelecekti.Çünkü kütükleri sadece hafta sonları kahvaltıya gelenler için yakıyorduk.Nostaljik bir ortam yaratıyorduk.Hafta içi çoğu zaman şehirde olacaktık.Cuma gününden gelip,pazartesi şehre dönmeyi planlıyorduk.Soğuklar başlayıncaya kadar biz buradayız.

Tünelin ortasına ulaşmıştık.Havalandırma ve asansör boşluğu da tamamlanmıştı.Orta bölümde sığınak yapılacaktı.Oldukça büyük bir alan kaplayan sığınak bölümüne başlamıştık.Tünel yarıya ulaşmıştı.Çok güzel oluyordu.İki kamyon rahatlıkla geçebiliyordu.Çok sağlam oluyordu.Hiç böyle inşaatlara tanık olmamıştım.Ağır ama emin adımlarla ilerliyordu.
Arazimizin yolları hemen hemen bitmek üzereydi.Altyapı kanalları da hemen yapılıyordu.Atık su tesisi de oldukça ilerlemişti.Köyün kanalları da buraya bağlanacaktı.Geri dönüşümle bir sürü şey de kazanacaktık.
Köyün merkez yolu bitirilmiş,ortalık düzeltilmişti.Merkezden geçen ana kanallar yapılmış ve üzeri kapatılmıştı.Şimdi köy merkezi çok güzel görünüyordu.Düz ve geniş olmuştu.Kaldırımlar yapılmış ancak bahçe duvarları daha yapılamamıştı.Şimdi Ana yollara bağlanan ara yollara başlanmıştı.Köyün ana yolu köyün hemen dışından geçen ve bize giden yola bağlanmıştı.Köyün başlangıcından bizim araziye kadar yollar yeni yapılmış ve alt yapısı sağlıklı bir çalışma olmuştu.Artık çamur ve su baskınları olmayacaktı.Bahaneyle kanalizasyon şebekesi de yenilenmişti.Atık su tesisi bitince köyün kanalizasyonu da faaliyete geçecek,köyümüzde sağlıklı bir yapıya kavuşacaktı.Herkes mutluydu. Mütahit Mehmet beye çok çok teşekkür edip duacı olunuyordu.   

Okan bey sağ olsun çok iyi çalışıyorlardı.Ekip uyumlu ve başarılıydı.Planlara göre yol,kanalizasyon ve su kanalları bitmek üzereydi.Yollar silindirlerle ezilip ilk kaplaması dökülmüştü.Arazimizin her yerine ulaşılıyordu.Yağmur ve su kanalları tamamlanmış,gerekli yerlere istinat duvarları yapılmıştı.Çalışmalarda çıkan kaya ve taşlar bir yere toplanmış,topraklarda çukur arazilere doldurularak verimli ve düz araziler elde edilmişti.Geriye inşaat alanlarını tamamlamak kalmıştı.Biz nereye hangi binaları yapacağımıza karar verememiştik.Öncelikle kıyı alanlardaki yerleşkeleri tamamlayacaktık.Yeni acılan sahili değerlendirmek istiyorduk.Oraya çok büyük bir bina yapmayı düşünüyorduk.İlerde çok amaçlı kullanabilirdik.Turizm bize çok kazandırmıştı.Öncelikle gelen misafirlerin kalabileceği yerleri yapmalıydık.Buna göre projeler geliştirmeliydik.Tarım alanlarımızı ıslah etmeliydik.Bütün kış buna yoğunlaşacaktık.Neler yapabilirdik araştıracağız.

Fırdöndü ile rüzgar enerjisinden ve barajımızdan artık elektrik üretebiliyorduk.Enerji sorunumuz çözülmüştü.Yani artık üretime geçebilirdik.Neler üretebilirdik....
Güneş enerjisi de ilgi alanımızdaydı.Organik tarım ve hayvancılık konusunda araştırmalar yapacaktık.
Ne tür binalara ihtiyacımız olacaktı.Ahşap bina mı betonarmemi?Küçük bir limana ihtiyacımız vardı.

Okan beyle görüştük.Yeni açılan sahilimize dalga kıran yani liman yapabilirmiydik.Okan bey incelemelerini tamamladıktan sonra bir plan hazırladı.yapılabilirdi.İhtiyaç da vardı.Çıkan kayaları kullanarak oldukça büyük bir dalga kıran yapabiliriz deyince çok sevindik.Vakit kaybetmeden dolgu işine başlayalım.Böylece dalga kıran inşaatına da başladık.







































































-------------------------------------------------------
RÜZGAR ENERJİSİ İMALATHANESİ
PATENTLİ FIRDÖNDÜ İLE RÜZGAR ENERJİ SİSTEMLERİNİ SATMAK
-----------------------------------------------------------------



---------------------------------------------
ANFİ TİYATRO
--------------------------------------------


--------------------------------------
KÖYDE GÜBREDEN ISINMA
----------------------------------------


-----------------
DAMITMA YÖNTEMİYLE SAF SU ELDE ETME
-----------------

-------------------------
BELEDİYEDEN HURDAYA ÇIKMIŞ OTOBÜSLERİN ALIMI
---------------------
Baharda ihaleye girecek ve 50 bin tl kadar Erkan beyden borç para alacağız
----------------------------------
KÖYDE BİLİM MERKEZİ VEYA KAMPI
------------------------------------

------------------
RÜZGARDAN ELEKTİRİK
------------
Mütahit eylül ayında gelip işlere başlayacak.

-------------
DENİZDEN TATLI SU
--------------

------------------
TEKNE İMALATI
----------------------


----------------------------
SİTİRLİNG MAKİNESİYLE SU POMPA VE ELEKTRİK
-----------------------------



-----------------------------------------------------------
DİJİTAL BLEKLİK
Sağlığından,nerede olduğu,kaç kredisi olduğu gibi bilgilerin yer aldığı izleme ve bilgi kaydının yapldığı alet.Özel yazılım
-----------------------------------------------------------------------

Karakter ve Kişiler
Çiğdem eşim
Barış büyük oğlum
Başar küçük oğlum
Erdem kayınbiraderim
Aydın abim
Erdoğan kardeşim
Erkan Bey Tesis müdürü
İdris Reis Tekne kaptanı
Ali dalgıç
Hans,Helga Alman çift
Kahveci Şaban
Mütahit Mehmet
Öğrencilerimiz
Mihriban
Ali
Murat
Fatmanur
Güner hoca
Mütahit Mehmet bey
Necdet hoca



SUN (Güneş)
SAYFA SONUNA EKLE
Diğer Bölümler: Önsöz | 1 | 2
SAYFALAR:
Önsöz | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 | 32 | 33 | 34 | 35 | 36 | 37 | 38 | 39 | 40 | 41 | 42 | 43 | 44 | 45 | 46 | 47 | 48 | 49 | 50 | 51 | 52 | 53 | 54 | 55 | 56 | 57 | 58 | 59 | 60 | 61 | 62 | 63 |

0 yorum:

Yorum Gönder